MUĞNİ’L-MUHTAC

CENAZELER

 

1. ÖLÜM GERÇEKLEŞTİKTEN HEMEN SONRA YAPILACAK İŞLER

 

Kişi ölünce gözleri [açık ise] kapatılır. Alt ve üst çenesi bir sargıyla bağlanır. Mafsalları gevşetilir. Bütün bedeni hafif bir kumaşla örtülür, karnına ağır bir şey konulur. Ölü sedye vb. bir şeyin üzerine konulur. Elbiseleri çıkarılır, tıpkı ölümü yaklaşan kişide olduğu gibi kıbleye doğru döndürülür. Bütün bunları, ölünün mahremleri içinde ona en çok merhamet eden [yumuşak davranan] yapar.

 

1. Ölünün Gözlerinin Kapatılması

 

Kişi ölünce [şayet gözleri açık ise] çirkin bir şekilde görünmesin diye gözleri kapatılır.

 

[*] - Müslim şunu rivayet etmiştir: Resulullah (s.a.v.), gözleri açık bir şekilde ölen Ebu Seleme'nin cenazesinin yanına girerek gözlerini kapattı, sonra da şöyle buyurdu: Ruh bedenden alınınca göz de onu takip eder. (Müslim, Cenaiz, 2127)

 

Denildiğine göre göz, ruhun kendisinden ilk olarak çıktığı ve ilk olarak bozulmaya başlayan organdır.

 

Nevevi el-Mecmu'da şöyle demiştir: Cenazenin gözlerini kapatırken "Bismillah ve ala milleti rasulillah" demek sünnettir.

 

2. Ölünün çenelerinin bağlanması

 

Kişi öldüğünde, alt ve üst çeneyi kapatacak genişlikte bir bezle başının üzerinden geçirerek çeneleri bağlanır, böylece ağzı açık kalıp da içine haşerat girmesi önlenmiş olur.

 

3. Ölünün kasılmaması için mafsallarının gevşetitmesi

 

Ölünün mafsalları gevşetilir. Bu da kolunu pazusuna doğru kıvırmak sonra geri döndürmek, bacaklarını baldırlarına doğru götürüp, baldırlarını da karnına doğru götürmek ve geri getirmek suretiyle yapılır. Parmakları da gevşetilir. Bu, ölünün yıkanmasını kolaylaştırmak için yapılır. Çünkü canın bedenden ayrılması esnasında bedende bir sıcaklık geriye kalır, bu esnada mafsallar yumuşatılırsa yumuşar, aksi takdirde bundan sonra mafsalları yumuşatmak mümkün olmaz. [Ölü kasılır].

 

4. Ölünün bütün bedeninin hafif bir kumaşla örtülmesi

 

Daha sonra -şayet ölünün yanındakiler mahremi değilse- ölünün bütün bedeni hafif bir kumaşla örtülür.

 

[*] - Çünkü Buhari ve Müslim şunu rivayet etmiştir: Nebi (s.a.v.) vefat ettiğinde üzerine Yemen yapımı pamuklu bir kumaş örtüldü.(Buhari, Libas, 5814; Müslim, Cenaiz, 2180)

 

Ölünün üzerine hafif bir kumaş örtülmesinin sebebi şudur: Şayet kalın bir kumaş örtülürse bu ölünün bedeninin ısınarak çabuk bozulmasına sebep olur.

 

Bu, ölünün elbiselerinin çıkarılmasından sonra yapılır.

 

Ölünün üzerine örtülen kumaşın açılmaması için kumaşın iki tarafı ölünün başının ve ayaklarının altına konulur.

 

Şayet ölen kişi ölünün yanında bulunanların mahremi ise ölünün bedeninin yalnızca kefenle örtülmesi gereken yerleri örtülür.

 

5. Ölünün karnına ağır bir şey konması

 

Ölünün karnına; kılıç, ayna vb. demir türünden ağır bir şey konulur. Şayet bu yoksa yaş çamur, o da yoksa bulunan herhangi bir şey konur. Bunun sebebi [ölünün şişip de] kötü bir şekilde görünmemesi içindir.

 

Şeyh Ebu Hamid bunun miktarını yirmi dirhem ağırlığı olarak belirlemiştir.

 

Ezrai de şöyle demiştir: Anlaşıldığı kadarıyla onun belirlediği bu miktar en alt sınırdır; çünkü kılıcın ağırlığı bundan daha fazladır.

 

Zahir olan görüşe göre kılıç vb. şeyler ölünün üzerine ölünün boyuna doğru konur. Ölünün üzerine konan şey, adette uygulanageldiği üzere ölünün üzerine örtülen örtünün üstüne konulur.

 

Mushafa gösterilen saygı gereği mushafın ölüden korunması menduptur. İsnevi'nin görüşüne göre hadis kitapları ve saygınlığı olan ilimlerin kitapları ölünün yakınında bulundurulur.

 

6. Ölünün koltuk vb. yüksek bir yere konması

 

Ölüye yerin ıslaklığı bulaşıp da bedeni değişikliğe uğramasın diye koltuk, kürsü vb. yüksek bir yere konur.

 

Şayet yer kuru ise el-Kifaye' de bu durumda ölüyü yere koymanın caiz olduğu söylenmiştir. Yani böyle yapılması halinde "daha faziletli olan davranış! terk etmiş olmak" da söz konusu olmaz.

 

Ölü, ısınıp da bedeni değişikliğe uğramasın diye yatağa konmaz.

 

7. Ölünün elbiselerinin çıkarılması

 

Ölünün bedeni bozulmasın diye, içinde öldüğü dikişli elbiseleri, bedeninden herhangi bir yer görünmeyecek şekilde çıkarılır.

 

Ezrai şöyle demiştir: Bu hüküm, öldükten sonra yıkanacak kimseler hakkında olup savaş meydanında şehit olan kimseler hakkında geçerli değildir.

 

Şayet temiz ise ölünün içinde yıkanacağı gömleğin üzerinde kalması gerekir, bunu çıkarıp sonra tekrar giydirmenin bir anlamı yoktur. Ancak -bazılarının belirttiği üzere- bu gömlek, ölünün bedeninden çıkması muhtemelolan necasetle kirlenmesin diye ölünün böğrüne kadar sıvanır.

 

Nevevi bu [maddede yer alan] edebi bir önceki [maddede yer alan] edepten daha önce zikretse daha uygun olurdu.

 

8. Ölünün kıble yönüne döndürülmesi

 

Şayet mümkün ise ölü de ölümü yaklaşan kimsenin kıbleye döndürüldüğü gibi kıbleye döndürülür.

 

Ezrai şöyle demiştir: Bu ifadeden, ölünün sağ yanı üzerine kıbleye döndürüleceği gibi bir anlam çıkmaktadır. Zahir olan görüşe göre burada kastedilen ölünün sırt üstü yatırılması, yüz ve ayak tabanlarının kıbleye döndürülmesidir. Nitekim "ölünün karnına ağır bir şey konur" ifadesi de buna işaret etmektedir.

 

9. Ölünün işleri ile mahremleri arasından ona karşı en yumuşak olanın ilgilenmesi

 

Yukarıda sayılan işlemleri ölünün mahremleri arasından ona karşı en yumuşak ve merhametlj olan kişi yerine getirir. Çünkü onda ölüye karşı şefkat tam olarak bulunmaktadır.

 

Ölen erkek ise bunu mahremler içinden erkek olanı, kadın ise kadın kişi yerine getirir. Şayet ölen kadın ise ve onun mahremleri içinden bir erkek bunu yerine getirirse veya ölen erkek ise ve onun mahremleri içinden bir kadın bunu yerine getirirse bu caiz olur. Ziyadetü'r-Ravda böyle belirtilmiştir.-

 

Ezrai şöyle demiştir: Bu ifade, bir erkeğin kendisine yabancı bir kadın cenazesi ile ilgilenemeyeceğini, bir kadının da yabancı bir erkeğin cenazesi ile ilgilenemeyeceğini göstermektedir. Gözlerini kapatmaları ve dokunmamaları şartıyla bunun caiz görülmesi de uzak bir ihtimal değildir.

 

Zahir olan görüş de budur.

 

Zikredilen hususlar bakımından karı-koca mahremler gibidir, hatta onlardan daha önceliklidir. Kitapta ölen ve onunla ilgilenen aynı cinsten olan iki erkek ve iki kadın hakkında mahrem ifadesinin kullanılması mecazdır.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

A. KİŞİ ÖLDÜKTEN SONRA YIKAMA KONUSUNDA ACELE ETMEK