CENAZE NAMAZI |
6. CENAZE NAMAZINA
İLİŞKİN BAZI MESELELER
A. CENAZE NAMAZINI
KILDIRMA KONUSUNDA ÖNCELİK HAKKI (1)
B. CENAZE NAMAZI
KILlNIRKEN CENAZENİN NERESİNDE DURULUR?
C. BİRDEN FAZLA CENAZE
İÇİN TEK CENAZE NAMAZI KILMAK
A. CENAZE NAMAZINI
KILDIRMA KONUSUNDA ÖNCELİK HAKKI (1)
Şarih Celaleddin el-MahallI şöyle
demiştir: Önceki mesele ile bu mesele arasında uzun bir konu bulunduğundan
Nevevi el-Muharrer metninde bulunmayan "fer'" başlığını fazladan
eklenmiştir. Nitekim önceki mesel e ile arasında az fark olması sebebiyle asıl
metinde bulunan "ta'ziye" başlığını da kaldırmıştır. Bu açıklama
"Nevevl'nin ''fer' şeklinde başlık koyması problemlidir" şeklindeki
itirazı ortadan kaldırmaktadır; çünkü bu velinin öncelik hakkını
bildirmektedir. Bu mesele, kendisinden önce yer alan "namazın kılınış
şekli"nin bir fer'i değildir; çünkü namaz kılan kişi namazın bir uzantısı
değildir.
Şafii'nin yeni görüşüne
göre ölenin velısi cenaze namazında imam olma konusunda valıden daha
önceliklidir.
[Ölenin velileri
içindeki sıralamaya gelince;]
a) Baba ilk sırada
gelir,
b) Daha sonra -yukarıya
doğru ne kadar giderse gitsin- dede gelir,
c) Sonra oğul gelir,
d) Sonra da -aşağıya doğru
ne kadar giderse gitsin- oğlun oğlu gelir,
e) Sonra erkek kardeş
gelir. Daha güçlü görüşe göre ana-baba bir
erkek kardeş, baba-bir
erkek kardeşten önce gelir.
f) Sonra ana-baba bir
erkek kardeşin oğlu gelir.
g) Daha sonra da
baba-bir erkek kardeşin oğlu gelir.
h) Sonra da mirastaki
sıralamaya göre asabe gelir,
ı) Sonra zevi'l-erham
gelir.
Aynı derecede birden
fazla kişi bulunsa; Şafii'nin açık ifadesine göre yaşı daha büyük olan
güvenilir şahıs daha önceliklidir.
Ölene daha uzak olan hür
kimse ölene daha yakın olan köle kimseden daha önceliklidir.
A. VELİ İLE VALİ
ARASINDA ÖNCELİK HAKKI
Şafii'nin yeni görüşüne
göre ölenin velısi cenaze namazında imam olma konusunda vallden daha
önceliklidir.
[Cenaze namazını
kıldırma konusunda öncelik hakkı vellye mi yoksa cenazenin bulunduğu bölgenin
valisine mi aittir? Bu konuda İmam Şafii {r.a.)'ye ait iki görüş bulunmaktadır]
[Birinci görüş]
İmam Şafii {r.a.)'nin
yeni görüşüne göre ölenin yakını olan erkek, cenaze namazında imam olma
konusunda validen daha önceliklidir, yani daha fazla hak sahibidir. Hatta ölen
kişi hayatta iken cenazesini veliden başkasının kıldırmasını vasiyet etmiş olsa
bile hüküm böyledir; çünkü -miras konusunda olduğu gibi hak, veliye aittir,
ölen kişinin bu hakkı ortadan kaldırma yetkisi yoktur.
Buna itiraz olarak şu
söylenebilir: Hz. Ebu Bekir, kendisinin cenaze namazını Hz. Ömer'in
kıldırmasını vasiyet etmiş ve bu şekilde de yapılmıştır. Hz. Ömer, kendisinin
cenaze namazını Suheyb'in kıldırmasını vasiyet etmiş ve bu şekilde de
yapılmıştır. Yine sahabeden başkaları hakkında da buna benzer uygulamalar söz
konusudur.
Buna şu şekilde cevap
verilir: Bu, ölen şahıslarının velilerinin bunu onayladıkları şeklinde
yorumlanır.
[İkinci görüş]
İmam Şafii {r.a.)'nin
eski görüşüne göre, -tıpkı diğer namazların imamlığında olduğu gibi- cenaze
namazını kıldırma hakkı da öncelikle valiye aittir, sonra mescidin imamına sıra
gelir, daha sonra da ölenin velisine sıra gelir.
Üç imamın [Ebu Hanife, İmam
Malik ve Ahmed b. Hanbel'in] görüşleri de böyledir.
İmam Şafii {r.a.)'nin
yeni görüşüne göre diğer namazlada cenaze namazı arasında bu konuda şu fark
vardır: Cenaze namazının amacı ölü için dua etmektir; ölenin yakınının onun
için dua etmesi -kendisi bu ölüm sebebiyle acı duyduğundan ve gönlü buruk
olduğundan- icabete daha yakındır.
-el-Muin yazarının da
dediği gibi- Yukarıdaki görüş ayrılığı [cenaze namazını kıldırma hakkı valiye
bırakılmadığında] validen bir fitne meydana gelmesinden korkulmaması halinde
söz konusudur. Aksi takdirde onun imamlığa geçirileceği konusunda tek bir görüş
vardır.
Ölen kimseye daha yakın
olan veli cenaze de bulunmasa -ister yakın mesafede ister uzak mesafede olsun-
ölene daha uzak olan veli imamlığa geçirilir. Bunu Begavı söylemiştir.
B. CENAZE NAMAZINDA
İMAMLIK YAPMA KONUSUNDA VELİLER ARASI SIRALAMA
[Ölenin cenaze namazında
imamlık yapma hakkı konusunda;]
a) Baba ilk sırada
gelir.
b) Daha sonra -yukarıya
doğru ne kadar giderse gitsin- dede gelir,
c) Sonra oğul gelir,
d) Sonra da -aşağıya
doğru ne kadar giderse gitsin- oğlun oğlu gelir,
e) Sonra erkek kardeş
gelir. Daha güçlü görüşe göre ana-baba bir erkek kardeş, baba-bir erkek
kardeşten önce gelir.
f) Sonra ana-baba bir
erkek kardeşin oğlu gelir.
g) Daha sonra da
baba-bir erkek kardeşin oğlu gelir.
h) Sonra da mirastaki
sıralamaya göre asabe gelir,
ı) Sonra zevi'l-erham
gelir.
1. Ölenin cenaze
namazında imamlık yapma hakkı konusunda baba -İbnü'l-Mukrl'nin belirttiğine
göre babanın vekil kıldığı kişi de böyledir- ilk sırada gelir. Baba
dışındakilerin vekilleri de böyledir. (Yani mesela dedenin vekili dede gibi,
kardeşin vekili kardeş gibidir. (çev)
2. Daha sonra babanın
babası olan dede ve sonra onun yukarısı
[babanın babasının
babası ... ] gelir.
Çünkü ölenin üst
hısımları [usulü] alt hısımlarına [furuuna] göre ölene daha fazla şefkat
gösterirler.
3. Daha SOnra ölenin
oğlu,
4. Ondan sonra da
oğlunun oğlu ve aşağısı [oğlunun oğlunun oğlu ... ] gelir.
Bu sıralama mirastaki sıralamadan
farklıdır; çünkü burada cenaze namazının en önemli amacı ölü için duada
bulunmaktır; bunun için ölene daha şefkatli olanlar öne alınır. Çünkü daha
şefkatli olanın [imam olarak] dua etmesi icabete daha layıktır.
5. Daha sonra
"ölene daha çok şefkatli olanların sıraya tabi tutulması" kuralı
gereğince erkek kardeş gelir.
[Ana-baba bir erkek
kardeş ile baba-bir erkek kardeş arasında fark var mıdır? Bu konuda İmam Şafil
(r.a.)'ye ait iki görüş bulunmaktadır]
[Birinci görüş]
Daha güçlü olan görüşe
göre ana-baba bir erkek kardeş, bababir erkek kardeşten önce gelir; çünkü
birincisi ölene daha yakın olduğundan ikincisine göre daha fazla şefkat
gösterir.
[İkinci görüş]
Ana-baba bir erkek
kardeş ile baba-bir erkek kardeş [cenaze namazında imam olma hakkı konusunda]
eşittir; çünkü erkeklerin imamlık yapması konusunda anneliğin bir fonksiyonu
yoktur; anaların bir olmasına bakılarak biri diğerine tercih edilmez.
İlk görüş sahipleri buna
şu şekilde cevap vermişlerdir:
Analığın, erkeklerin
imamlığı konusunda bir etkisi söz konusu olmasa bile burada tercihte bulunmaya
uygun bir sebeptir; çünkü analığın namaz konusunda [şu veya bu şekilde ufak da
olsa] bir etkisi vardır; zira anne imama uyarak veya tek başına namaz
kılabildiği gibi, erkeklerin bulunmadığı bir durumda kadınlara imam olarak da
namaz kılabilmektedir; bu yüzden ana-baba bir erkek kardeş analık bakımından da
bir olması sebebiyle tercih edilmiştir.
Bu konudaki görüş
ayrılığı "iki amcaoğlundan biri ana-bir erkek kardeş olduğunda hangisinin imamlığa
daha layık olduğu" konusunda vb. meselelerde de geçerlidir.
Meseleyi şöyle
tasavvur edebiliriz: Ali, Fatıma ile evli olup ikisinin Hasan diye bir çocuğu
vardır. Ali'nin ölümünden sonra kardeşi Veli, Fatıma ile evlenmiş o kadından
Hüseyin diye bir çocuğu doğmuştur. Ali'nin diğer bir erkek kardeşi Cafer'in de
Muhsin diye bir oğlu vardır. Hasan öldüğünde geride ana-bir erkek kardeşi ve
amcaoğlu olan Hüseyin ve yalnızca amcaoğlu olan Muhsin bulunsa Hasan'ın cenaze
namazını hangisi kıldıracaktır? (çev.)
Nevevi'nin birinci
görüşü "mezhepte kabul edilen görüş" diye belirtmesi daha yerinde
olurdu; çünkü -daha doğru olan görüşe göreilk görüş üzerinde ittifak vardır.
6. Daha sonra ana-baba
bir erkek kardeşin oğlu,
7. Sonra baba-bir erkek kardeşin
oğlu,
8. Sonra da nesepten
asabe olan diğer şahıslar mirastaki tertibe göre gelirler.
Buna göre;
a) Ana-baba bir amca en
önde gelir,
b) Sonra baba-bir amca
gelir,
c) Sonra ana-baba bir
amcanın oğlu gelir,
d) Daha sonra baba-bir
amcanın oğlu gelir.
9. Neseben akraba
olanlardan sonra vela [köle azadı] sebebiyle olan asabelik devreye girer.
Buna göre;
[Ölen daha önceden köle
idiyse] öleni azat eden kişi ve onun asabesi gelir. Onun neseben asabe olan
yakınları, sonra onu azat edenler sonra az at edenlerin neseben asabe yakınları
gelir ve bu şekilde devam eder.
10. Daha sonra şayet
devlet hazinesi düzenli bir şekilde işletiliyorsa devlet başkanı veya onun
vekalet verdiği kişi gelir.
11. Daha sonra
zevi'l-erham gelir. Bunlar yakınlık sırasına göre dizilirler.
Buna göre sırayla;
annenin babası, ana-bir erkek kardeş, dayı, ana-bir amca gelir. Burada
-mirastakinin aksine- ana-bir erkek kardeş zevi'l-erhamdandır.
Kıyasa göre -öleni
yıkama konusunda geçtiğine göre- burada da kişiyi öldüren şahsın onun cenaze
namazını kıldırmaması gerekir. Nitekim el-Kifaye adlı eserde bu görüş
alimlerimizden nakledilmiştir.
Nevevl'nin kocayı
zikretmemesinden "kocanın karısının cenaze namazını kıldırma konusunda
hakkının olmadığı" izlenimi doğmaktadır ki bu doğrudur. Yıkama, kefenleme
ve defin ise bunun aksinedir. Kadının da cenaze namazı kıldırma yetkisi yoktur.
Bu, ölen kadının kocası ile birlikte yabancılardan başkaları bulunduğunda ve
kadın ile birlikte bir erkek bulunduğunda söz konusudur. Şayet ölen kadının
kocası dışında yalnızca yabancılar varsa koca yabancılara göre imamlık yapma
konusunda öncelik sahibidir. Kadının yanında da erkek yoksa kadın -erkeklerin
tertibinde olduğu üzere- namaz kıldırmaya geçer.
Ezrai şöyle demiştir:
Efendinin, kölenin hür akrabalarından önce gelmesi itiraza açıktır. Bu;
"kölelik ölüm ile sona erer mi ermez mi" konusundaki görüş ayrı lı ğı
ile ilgilidir.
Bundan anlaşıldığına
göre yakınlar efendiden önce gelir.
C. CENAZE NAMAZI
İMAMLIĞI KONUSUNDA AYNI DERECEDEN İKİ VELİNİN BULUNMASI
Aynı derecede birden
fazla kişi bulunsa; Şafii'nin açık ifadesine göre yaşı daha büyük olan
güvenilir şahıs daha önceliklidir.
1. Her ikisi de ölenin
cenaze namazında imam olmaya elverişli iki oğul, iki erkek kardeş vb. ölenin cenaze
namazını kıldırmaya ehil iki kişi bulunsa [öncelik sırası nasılolacaktır? Bu
konuda iki görüş bulunmaktadır]
[Birinci görüş]
İmam Şafii (r.a.)'nin
-el-Muhtasar adlı eserde yer alankendi ifadelerine göre; müslümanlıkta
geçirdiği yılı fazla olan - adil kişi, fıkhı daha iyi bilen vb. kişiden daha
önceliklidir.
Namazlarla ilgili
bölümde ise İmam Şafii (r.a.) "fıkhı daha iyi bilenin, yaşı büyük olandan
daha öncelikli olduğunu" belirtmiştir.
[İkinci görüş]
İmam Şafii (r.a.)'nin
görüşlerinden tahric yoluyla ortaya konan bir görüşe göre ise -diğer namazlarda
olduğu gibi- fıkhı daha iyi bilen ve Kur' an' ı daha iyi okuyan kişi daha fazla
hak sahibidir.
Daha doğru olanı
[birinci görüşte ifade edilen] Imam Şafii (r.a.)'nin kendisine ait iki görüşü
onaylamaktır.
Cenaze namazı ile diğer
namazlar arasında şu fark vardır: Cenaze namazının amacı ölü için dua etmektir.
Daha yaşlı olanın duası icabete daha yakındır. Diğer namazlarda ise pekçok
farklı durumlar meydana gelebileceğinden imamın fıkıh bilgisine ihtiyaç
duyulmaktadır.
Güvenilir [adil] olmayan
fasık ve bidatçı kimselerin imamlıkta hiçbir payı yoktur.
İki kişi muteber olan
yaş konusunda birbirine eşit olsalar diğer namazlarda imamlığa kim daha layık
ise cenaze namazında da o önce gelir.
Birbirine eşit olan iki
kişiden biri ölenin kocası ise, -Buveytf'nin el-Muhtasar'mda yer alan İmam
Şafif (r.a.) 'nin kendi ifadesinin gerektirdiği sonuca göre- diğer şahıs daha
yaşlı olsa bile koca öncelik sahibidir.
Şu halde alimlerin
"ölen kadının yakınları varken kocasının cenaze namazında imam olma hakkı
yoktur" ifadeleri "koca, kadının akrabası değilse" şeklinde
anlaşılmalıdır.
Şayet iki veli tüm
niteliklerde birbirine eşit olsalar ve her ikisi de imamlık konusunda diğeri
ile anlaşmazlığa düşse -el-Mecmu'da belirtildiğine göre- aralarında kura
çekilir. Kura' da çıkan kişi değil de namazı diğeri kıldırsa bu yine sahih
olur.
-el-Udde adlı eserde
belirtildiğine göre- mezhebimiz alimlerinin iki görüşünden kı yasa daha uygun
olanına göre derece bakımından birbirine eşit olan kimselerin en faziletlisi
yerine başkasını geçirdiğinde aynı derecedeki diğer şahısların razı olup
olmadığına bakılır. Çünkü bu [imamlık] kendisinin yapacağı bir iştir, bunun
için başkasına ve kal et verme hakkı yoktur. Akraba ise öyle değildir; çünkü o
cenaze namazını kıldırmaya ehil olduğunda yerine başkasını vekil kılma hakkı da
vardır, bu durumda daha uzakta olanın itiraz hakkı yoktur. Nevevi bunu
el-Mecmu'da belirtimştir.
Ölen e daha uzak olan hür
kimse ölene daha yakın olan köle kimseden daha önceliklidir.
2. Cenaze namazında imam
olma konusunda, ölene akrabalığı daha uzak olan hür kimse, ölene akrabalığı
daha yakın olan köle kimseden daha çok hak sahibidir. Örneğin ölenin hür bir
amcası ve köle olan bir erkek kardeşi bulunsa amca daha çok hak sahibidir.
[Zayıf] bir görüşe göre
ise iki durum (3) arasında karşılıklı muaraza bulunduğundan ikisi birbirine
eşittir.
(3) Hürriyet ile akrabalık (çev)
3. Cenaze namazında imam
olma konusunda ölenin yakını olan köle kişi, ölene yabancı olan hür kimseden
daha fazla hak sahibidir.
4. Ergenlik çağına
ulaşmış köle, ergenlik çağına ulaşmamış hür kimseden daha çok hak sahibidir.
Bunun iki sebebi vardır:
[a] - Köle, dinin
hükümleri ile yükümlüdür, namazı tam kılma konusunda ergenlik çağına ulaşmamış
kimseye göre daha isteklidir.
[b] - Ayrıca onun
arkasında namaz kılmanın caiz olduğu konusunda icma bulunduğu halde çocuğun
arkasında namaz kılmanın caiz olup olmadığı konusunda ihtilaf bulunmaktadır. Bunun
Nevevi el-Mecmu'da belirtmiştir.
B. CENAZE NAMAZI
KILlNIRKEN CENAZENİN NERESİNDE DURULUR?
Cenaze namazı kılan
kişi; erkek cenazenin başı hizasında, kadın cenazenin ise kalçası hizasında
durur.
Cenaze namazını kılan
imam veya münferit kişi; büyük erkek veya çocuk cenazesinin başı hizasında,
kadın cenazenin ise kalçası hizasında durur.
Bu konuda Tirmizl'nin
rivayet ettiği ve hasen kabul ettiği bir hadis bulunmaktadır.
EI-Mecmu'da belirtildiği
ne göre çift cinsiyetli şahıs da bu konuda kadın ile aynı hükme tabidir.
Erkek ile diğerleri
arasında farklılık olmasının sebebi; kadının örtülmesi konusunda işi sıkı
tutmak, çift cinsiyetli şahıs konusunda da ihtiyatı esas almaktır.
İmama uyan kişi ise
safın herhangi bir yerinde durabilir.
Not:
ı. "Acize"
sözcüğü yalnızca "kadın kalça kemiği" hakkında kullanılır.
"Acuz" kelimesi ise hem kadın hem de diğer şahısların kalça kemiği
hakkında kullanılır.
2. Bazı Yemenli
fakihler şöyle demiştir: "Erkek ile diğerleri arasındaki bu farklılığın,
kabir başında kılınan cenaze namazında da geçerli olacağını söylersek, doğruya
uzak bir görüş belirtmiş olmayız." Zerkeş! bunu uzak bir görüş saymışsa da
asıl [kendisine kıyas yapılan] meseledeke sünneti esas aldığımız gibi burada da
[ona kıyasla] uygulama yapmış oluruz ki bu, güzel bir görüştür. (Şirbinl)
C. BİRDEN FAZLA CENAZE
İÇİN TEK CENAZE NAMAZI KILMAK
Birden fazla cenaze için
bir cenaze namazı kılmak caizdir.
A. HÜKMÜ
Velilerinin izni ile
birden fazla cenaze namazı için bir tane cenaze namazı kılmak caizdir; çünkü
cenaze namazının amacı dua etmektir. İster cenazelerin tümü erkek, ister tümü
kadın isterse bir kısmı erkek bir kısmı kadın olsun birden fazla cenazeyi bir
duada birleştirmek mümkündür.
[*] - Buna dair şu
rivayet bulunmaktadır: Hz. Ali'nin kızı [ve aynı zamanda Hz. Ömer'in karısı
olan] Ümmü Gülsüm ile onun [Hz. Ömer' den olma] oğlu Zeyd vefat etti. Bu ikisi
için bir tane cenaze namazı kılındı. çocuğun cenazesi imamın önüne [annesinin
cenazesi de çocuğun ön tarafına] konuldu. Cenaze namazını kılanlar arasında
sahabeden -Allah onlardan razı olsun- bir grup da bulunmaktaydı. Bunlar
"işte sünnet budur" dediler.(Ebu Davud, Cenaiz, 3193; Nesai, Cenaiz,
1976. Beyhaki'nin dediğine göre bu hadisin senedi sahihtir. )
[*] - Bir başka rivayet
şöyledir: Hz. Ömer'in oğlu Abdullah, kadınlar ve erkeklerden oluşan dokuz
kişilik bir cenaze topluluğunun namazını kıldı; erkek cenazeleri imamın önüne,
kadın cenazeleri ise kıble tarafına erkek cenazelerinin ilerisine
konuldu.(Beyhaki, Cenaiz, 4, 33. Hadisin senedi hasendir)
B. BİRDEN FAZLA CENAZE
NAMAZI KILINACAĞINDA CENAZELERİN KONULACAĞI SIRA
Cenazeler[in
sıralanmasında iki ihtimal söz konusudur:]
[Birinci ihtimal]
Cenazeler namaz
kılınacak yere aynı anda getirilirse cenazelerin velileri arasında kura
çekilir.
İmamın önüne erkek,
[kıble tarafına doğru] erkek cenazesinin ilerisine çocuk, onun ilerisine çift
cinsiyetli şahıs, onun da ilerisine kadın cenazesi konulur.
Yalnızca erkekler ve kadınlardan
oluşan cenaze topluluğunda cenazeler imamın önüne biri diğerinin arkasında
olacak şekilde kıble yönüne doğru sıra ile kolunur; böylece hepsi aynı hizada
bulunmuş olur. Cenazeler içinden en faziletli olanı imamın önüne konulur. En
faziletliyi belirleme ölçüsü konusunda dikkate alınacak olan şey vera' [şüpheli
şeylerden uzak durmak], cenazenin namazını kılmaya insanı teşvik edecek
özelliklerin bulunması ve insana onun başkalarından daha fazla Allah'ın
rahmetine yakın olduğunu düşündürecek özelliklerin bulunmasıdır. Burada ölenin
hür olması dikkate alınmaz; çünkü kölelik ölümle birlikte sona erer.
[İkinci ihtimal]
Cenazeler [aynı anda
değil de] biri diğerinin peşinden [sırayla] getirilirse [şu hükümler söz
konusudur:]
1. Daha önce getirilen
cenazenin velisi -o cenaze ister erkeğe ister kadına ait olsun- öne alınır.
Gerek erkek gerekse kadınlardan daha önce gelenin cenazesi -sonra gelen daha
faziletli olsa bile- daha öne alınır.
2. Şayet bir erkek veya
çocuk önce getirilmişse bu şekilde cenazelerin dizilişi devam eder. Şayet önce
bir kadın sonra bir erkek yahut çocuk getirilmişse kadın cenazesi erkeğinkinden
arkaya konulur. Çift cinsiyetli şahsın cenazesi de öyledir.
Birden fazla çift
cinsiyetli şahıs cenazesi aynı anda veya sıra ile getirilirse bunlar, her
birinin başı diğerinin ayağı kısmına gelecek şekilde imamın sağ tarafında saf
şeklinde dizilirler; böylece dişi [olması muhtemel] birisi, erkek [olması
muhtemel] birinin önüne alınmamış
olur.
Nevevi'nin "birden
fazla cenaze için tek bir cenaze namazı kılmak dÜzdir" ifadesi, her bir
cenaze için ayrı ayrı namaz kılınmasının daha faziletli olduğunu ima etmektedir
ki hüküm böyledir; çünkü birden fazla cenaze namazı kılmak daha çok am el
yapılması ve ölü için yapılan duanın kabulünün daha çok ümit edilmesi anlamına
gelir. Bu şekilde her bir ölü için tek tek namaz kılınması ölünün gömülmesini
çokça geciktirmek anlamına gelmez. Oysa Mütevelll "ölünün bir an önce
defnedilmesi emredildiğinden bunu sağlamak için hepsi için tek namaz kılmak daha
faziletlidir" demiştir. Şayet [tek tek namaz kılınmasından doğacak]
gecikme sebebiyle ölülerden herhangi birinin bedeninde bir değişiklik veya
yanıma meydana gelmesinden korkulursa tek bir namaz kılınması daha
faziletlidir.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
CENAZE NAMAZI
KILINMAYACAK OLANLAR VE ŞEHİD: GİRİŞ