MUĞNİ’L-MUHTAC

GİYİLMESİC CAİZ OLAN OLMAYAN GİYSİ

 

2. NECİS ELBİSE GİYMEK

 

Namaz ve buna benzeyen [tavaf, Cuma hutbesi vb. farz] şeyler dışında necis hale gelen elbiseyi giymek helaldir.

 

Köpek ve domuz derisinden yapılan elbiseyi giymek ise -savaşın aniden bastırması ve başka elbise bulunmaması hariç- helal değildir.

 

Daha doğru görüşe göre [boğazlanmaksızın] ölmüş hayvanın derisi de böyledir.

 

Meşhur olan görüşe göre necis olan yağ ile [mescid dışındaki yerleri] aydınlatmak caizdir.

 

A. NECİS HALE GELEN ELBİSEYİ GİYMENİN HÜKMÜ

 

[Aslen necis olmamakla birlikte daha sonradan] necis hale gelen elbiseyi farz namaz, farz tavaf, Cuma hutbesi dışında giymek, -şayet kişinin bedenine bu elbiseden bir yaşlık bulaşarak necis kılmzyorsahelaldir. Ancak kişi ibadete başladıktan sonra böyle bir elbiseyi giyerse -vakit geniş olsun ya da olmasın- bu haram olur, çünkü farzı kesmiş olmaktadır.

 

Nafile namaz ise bundan farklıdır; çünkü nafile namazı kesmek caiz olduğundan bu haram olmaz.

 

Kişi nafile veya vakti geniş olan farz namaza başlamadan önce bu elbiseyi giyerse; bu elbiseyi giydiği için değil fasid bir ibadete başladığı için haramlık söz konusu olur. Bu bilgiden yararlan, çünkü bu gerçekten önemli bir konudur.

 

Bu elbiseyi giymenin caiz olduğu durumda -sonraki bazı alimlerin de dediği gibi- doğruya en yakın olan görüş şudur: Bir ihtiyaç olmaksızın bu elbise ile mescidde kalmak haram olur; çünkü mescidlerin necasetlerden uzak tutulması gerekir.

 

B. KÖPEK VE DOMUZ DERİSİNDEN YAPILAN ELBİSE GİYMEK

 

Köpek ve domuz derisinden yapılan elbiseyi giyme k [ibadet dışında bile olsa] helal değildir; çünkü domuz canlı iken onun hiçbir şeyinden yararlanmak hel al değildir. Köpekten ise yalnızca avcılık [koruma, sürüyü bekleme] gibi işlerde yararlanmak helaldir. Domuz ve köpekten bunun dışında hayatta iken bile faydalanılamadığına göre öldükten sonra onlardan yararlanmak hiç helal olmaz. Domuz ve köpekten doğan yavrular veya birinden [birinin başka hayvanla birleşmesinden] doğan yavrular da bu hükme tabidir.

 

Ancak savaşın aniden bastırması sebebiyle kişi bu elbiseyi giymezse ölmekten, soğuk veya sıcak hava yahut başka bir sebeple bir organını kaybetmekten korkar da domuz ve köpek derisinden yapılan elbise dışında bir şey bulamazsa -açlıktan ölmek üzere olan kişinin ölmüş hayvan eti yemesi caiz olduğu gibi- bu da caiz olur. Buna göre kişi kendi bedenini gerek köpek gerekse domuz derisiyle örtebileceği gibi bedeni üzerine koyduğu deriyi diğerinin derisi ile de örtebilir.

 

Nevevi el-Mecmu'da şöyle demiştir: Alimler bu ifadeyi bu şekilde genelolarak ifade etmişlerdir. Bununla muhtemelen "edinilmesi helal olan köpeğin derisini" ve "öldürülmesi emredilmeyen domuzun derisini" kastetmişlerdir. Bu konuda siyer bahsinde alim/erin zikrettiği bazı farklı görüşler ve ayrıntılar söz konusudur.

 

Bazıları "kişi bedenini domuzla örtemez; çünkü' domuzu edinmek hiçbir durumda helal değildir. [Köpekle ise örtebilir. Çünkü bu durumda] örtülen şey edinilmesine [din tarafından] izin verilmiş bir şeydir" demişlerdir.

 

Buna şu şekilde cevap verilmiştir: [Evet köpeğin edinilmesine dinde izin verilmiştir ancak] dinde köpeğin bu şekilde kullanılmasına izin verilmemiştir. Hem bu kabul edilse bile kişi örtünmekten dolayı değil edinmekten dolayı günahkar olur. Yahut da kişinin örtünmede kullandığı domuz "ehli zimmetin domuzları" şeklinde yorumlanır. Çünkü onların domuz edinmelerine göz yumuluro Yahut da bu, kişinin açlıktan ölmemek için edindiği domuz eti ile örtünmesidir.

 

Köpek, domuz veya bu ikisinden doğma yavrular yahut bunların birbiri ile birleşmesinden doğan hayvanlar dışında başka bir hayvanı bunların derisi ile örtmeye gelince bu caiz değildir.

 

Kişinin köpek ve domuz [gibi aslen necis olan iki hayvanın derisi dışında] sonradan necis hale gelen bir deri ile örtünmesine gelince bu caizdir.

 

C. BOĞAZLANMAKSIZIN ÖLMÜŞ HAYVANIN DERİSİ İLE ÖRTÜNMEK

 

Köpek ve domuz dışında bir hayvan ölse, bunun derisini tabaklama işleminden önce giymek [helalolur mu? Bu konuda mezhep içinde iki görüş vardır]

 

Daha doğru görüşe göre bunları giymek helal olmaz. Ancak bir zorunluluk varsa, köpek derisini giymek helal olduğu gibi bu da helal olur.

 

D. GİYİM KUŞAMA İLİŞKİN BAZI HÜKÜMLER

 

1. İnsanın bedeninde, saçında, elbisesinde necis bir şey kullanması da haramdır. Çünkü kişi ibadeti yerine getirmek için necasetten uzak durmakla yükümlü tutulmuştur. Saçları veya sakalı taramada fildişinden yapılmış tarak kullansa, şayet [saçta veya tarakta] bir ıslaklık bulunursa necaset söz konusu olur [ve bu durumda söz konusu tarağı kullanmak helal olmaz]. Şayet bir ıslaklık yoksa fildişinden yapılma tarağı kullanmak -el-Mecmu'da belirtildiğine göre- mekruh olur. İsnevı ise buna muhalefet ederek fildişi tarağı kullanmanın mutlak olarak haram olduğunu söylemiştir. Buveytl[nin muhtasar adlı eserin] de belirtildiğine göre İmam Şafiı (r.a.) yukarıda belirtildiği şekilde bir ayrım yapmış, bir grup alim de bunu tek görüş olarak aktarmışlardır. Alimler fildişini parlaklığı ile beraber çok kuru olması sebebiyle istisna etmiş olmalıdırlar.

 

2. İnsan derisi temiz olmakla birlikte -bir zorunluluk söz konusu olmadıkça- kullanılması haramdır.

 

3. Dinı bir amaç söz konusu olmaksızın sert-kaba elbise giymek mekruhtur. Nevevi bu görüşü Mütevelli'den aktarmış ancak el-Mecmu'da bunun [mekruh olduğu görüşünü tercih etmeyip] "sünnete aykırı olduğu" görüşünü tercih etmiştir.

 

4. Sarığın ucunu aşırı bir şekilde uzun bırakmak, elbise vb. şeyleri topuklardan öteye sarkıtmak kendini beğenmişlik sebebiyle olursa haramdır, başka sebeple olursa mekruhtur. Sünnete uygun olan sarığın ucunun iki kürek kemiği arasında olmasıdır.

 

Sarığı ucunu [normal bir şekilde] sarkıtarak veya sarkıtmaksızın giymek caizdir, bu ikisinde bir mekruhluk söz konusu değildir; ancak sarkıtmak daha faziletlidir.

 

5. Kadının elbisesini yerde bir arşın sürünecek şekilde uzun yapması caizdir.

 

Nevevi el-Mecmu' da şöyle demiştir: En yerinde görüş kadının elbisesinin, topuklardan veya yere değdiği bölümden itibaren değil erkeklerin elbiselerini uzatmaları müstehap olan kısımdan sonra bir arşın daha uzun olmasıdır. Erkeklerin elbiselerini bacaklarının yarısına kadar uzatmaları müstehaptır. [Yani kadının elbisesinin, bacağın yarısından sonra bir arşın -yaklaşık yarım metre- daha uzun olması müstehaptır.]

 

6. Düğmeli veya düğmesiz olarak; palto, yenleri geniş cübbe, gömlek vb. elbiseler giymek -bunlar kişinin avretini göstermediği sürece- caizdir. Elbisenin yenlerinin [kollarının] kısa olması sünnettir; çünkü Nebi {s.a.v.)'in elbisesinin kolları bileklerine kadardı. Elbisenin ve kollarının çok geniş tutulması bidat, israf ve boş yere malı [kumaşı] zayi etmektir. Bunu İzz b. Abdüsselam söylemiş ve devamında şöyle demiştir: "Kişinin, alim olduğunun bilinmesi ve kendisine soru sorulması amacıyla alimlere özgü elbise giymesinde bir sakınca yoktur."

 

Bir defasında ben ihramlı idim. Tavafın edebine aykırı hareket eden bir grup hacı adayının yaptığına tepki gösterdim ancak onlar beni tanımadıkları için söylediğimi kabul etmediler. Fakihlere ait elbiseyi giydikten sonra onların yaptığına tepkimi gösterdim. Bunun üzerine beni dinlediler ve söylediklerimi yaptılar. Kişi böyle bir amaçla bu elbiseyi giyerse bundan dolayı sevap alır. Çünkü bu, Allah'ın emrinin tutulması ve yasağından kaçınılmasına sebep olmaktadır.

 

E. NECİS YAĞIN AYDINLATMADA KULLANILMASI

 

Ölmüş hayvanın etindeki yağ gibi aslen necis olan bir yağın veya sonradan içine necaset düşmesi sebebiyle necis hale gelmiş zeytinyağı gibi bir yağın mescid dışındaki yerlerin aydınlatılması için kullanılması[nın hükmü nedir? Bu konuda iki görüş vardır]

 

[Birinci görüş]

 

Meşhur olan görüşe göre bu mekruh olmakla birlikte helaldir.

 

[*] - Çünkü Nebi (s.a.v.)'e içine fare düşmüş yağ hakkında soru sorulduğunda şöyle cevap verdi: Yağ katı ise fareyi ve etrafındaki yağı atın, sıvı ise bunu aydınlatmada kullanın [bir diğer rivayette, ondan yararlanın]. (Ebu Davud, Et'ime, 3842)

 

Bu hadisi Tahavi rivayet etmiş ve senetteki ravllerin güvenilir olduğunu söylemiştir.

 

[İkinci görüş]

 

Diğer görüşe göre, necasetin dumanı sebebiyle bu caiz değildir.

Kişi bu dumana yakın durduğunda duman lam bad an kişinin bedenine veya elbisesine bulaşabilir.

 

İlk görüşe göre lambanın dumanı az miktarda olduğu için bu dinen affedilir.

 

Mescidin necis yağla aydınlatılması ise caiz değildir; çünkü - İbnü'l-Mukrı'nin Ezrai ve Zerkeşi'ye tabi olarak tek görüş şeklinde rivayet ettiğine göre - mescid bu yağın dumanından necis olur. İsnevı ise bunun caiz olduğu görüşüne meyletmiştir.

 

El-Beyan'da belirtildiğine ve Gazzi'nin Cüveynı'den naklettiğine göre köpek vb. hayvanların etindeki yağ da bundan istisna edilir.

 

Gazzı şöyle 'demiştir: Necis hale gelen zeytinyağının kullanılmak üzere yapılıp satılması caizdir.

 

Nevevi el-Mecmu'da şöyle demiştir: Ölmüş hayvanın iç yağı ile gemilerin yağlanması, bunların köpeklere ve kuşlara yedirilmesi, binek hayvanlarına necis arpabuğday yedirilmesi caizdir.

 

Son hükümler:

 

1. Tek bir ayakkabı, terlik vb. giyerek yürümek mekruhtur, çünkü bu yasaklanmıştır. Bunun gerekçesi bu şekilde düzgün yürümenin mümkün olmamasıdır. Bir görüşe göre ise bu kişinin ayakları arasında adaletli davranışı terk etmesinden dolayı yasaklanmıştır.

 

 

2. Kişinin ayakta dururken ayakkabısını giymesi de, konuyla ilgili yasaktan dolayı mekruhtur.

 

3. Kişinin ayakkabı vb. bir şey giymeye sağ taraftan başlaması, çıkarmaya ise sol taraftan başlaması sünnettir.

 

4. Demir veya kurşundan yüzük takmak mübahtır, herhangi bir mekruhluk söz konusu değildir.

 

5. Erkeğin sağ veya sol elinin yüzük parmağına gümüş yüzük takması sünnettir, sağ eline takması daha faziletlidir. Tek başına sol eline takması veya her iki eline de yüzük takması caizdir. Yüzüğün taşını avuç içine dönük olarak yapmak daha faziletlidir. Ne miktarda olan yüzük taşının israf sayılıp sayılmayacağı konusunda örf dikkate alınır.

 

6. Elbisede arpadan yapılmış kala kullanılması haram değildir.

Elbiseleri kolalamayı, elbiselere [sapa vb. bir şeyle] vurarak temizlemeyi ve parlatmayı terk etmek daha iyidir.

 

Zerkeşi "elbiseyi katlamak ve [katlarken] Allah'ın adını anmak uygun olur" demiştir. Çünkü Taberanı şunu rivayet etmiştir: Elbiselerinizi katladığınızda Allah'ın adını anın. Böyle yapın ki onu geceleyin cinler gündüz de siz giyerek çabuk eskitmeyin. (Taberani, el-Mu'cemü'l-kebir, XI, 303)

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

BAYRAM NAMAZI 1. HÜKMÜ