MUĞNİ’L-MUHTAC

ORUÇ - KEFFARET

 

2. CİNSEL İLİŞKİDE BULUNAN KADININ KEFFARET YÜKÜMLÜLÜĞÜ

 

Nevevi keffareti gerektiren durumları zikrettikten sonra keffaretin kimin üzerine gerekli kılındığı konusuna geçerek şöyle demiştir:

 

[Ramazan orucu tutarken cinsel ilişkide bulunan karı-koca söz konusu olduğunda] keffaret koca üzerine kendisi için gereklidir.

 

Diğer bir görüşe göre ise hem koca hem de karısı adına geçerli olmak üzere koca öder.

 

Zayıf bir görüşe göre ise kadının ayrıca bir keffaret ödemesi gerekir.

 

[Karı-koca ramazan gününde cinsel ilişkide bulunduğunda keffareti ödemekle yükümlü tutulacak olan kimdir? Bu konuda üç görüş bulunmaktadır: ]

 

[Birinci görüş]

 

Keffaret koca adına yalnızca koca üzerine gereklidir. Bunun gerekçesi daha önce geçmişti.

 

[İkinci görüş]

 

Keffaret hem koca hem de kadın adına koca üzerine gerekli olur. ilgili rivayetten ilk anda da anlaşıldığı üzere kadın cinsel ilişkide kocaya iştirak ettiğinden [keffaret kadın üzerine de gerekli olur ancak bunu kadın ödemez] koca hem kendisi hem de karısı adına keffaret öder.

 

Buna göre şöyle denilmiştir: Mehamill'nin de belirttiği üzere her ikisi üzerine yarım keffaret gereklidir; koca daha sonra kadına gerekli olan diyeti üstlenir.

 

Buna göre -Mehamill'nin belirttiği üzere- her birine müstakil ve tam bir keffaretin gerekli olduğu ancak kocanın karısının keffaret yükünü üstlendiği söylenmiştir. Rafii'nin sözü de bu anlamı gerektirmektedir.

 

Bu görüş, metinde geçen "karısıyla" ifadesinden de anlaşılacağı üzere kişi kendi karısı ile cinsel ilişkide bulunduğundadır. Şüphe yoluyla ilişkide bulunulan kadın veya zinada bulunulan kadının keffaret yükünü onunla ilişkide bulunan erkek kesinlikle yüklenmez.

 

[Üçüncü görüş]

 

Diğer bir görüşe göre ise erkeğe kıyasla kadının da müstakil olarak keffaret ödemesi gerekir; çünkü her ikisi -tıpkı zina haddinde olduğu gibi- orucu bozma sebebi ve günah bakımından birbirine eşittir.

 

Bu hüküm, adet zamanını şaşıran kadının [mütehayyire'nin] dışındakiler için geçerlidir. Adet zamanını şaşıran kadına gelince bu [üçüncü] görüş esas alındığında daha doğru görüşe göre ona keffaret gerekmez.

 

Bu görüş, kadınla önden cinsel ilişki kurulması halinde söz konusudur. Şayet kadınla arkadan [dışkı deliğindenlmakattan] cinsel ilişkide bulunulursa kadına keffaret gerekmez.

 

Yukarıdaki görüş ayrılığı "kadın oruçlu olup bilerek ve isteyerek erkekle cinsel ilişkide bulunması halinde" söz konusudur. Şayet kadın adet vb. bir durum sebebiyle oruç tutmuyorsa veya mesela erkek kadınla ilişkide bulunurken kadının uykuda olması sebebiyle orucu bozulmamışsa kadına keffaretin gerekmediği tek görüş olarak kabul edilmiştir.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

3. HİLALİ TEK BAŞINA GÖREN KİŞİNİN CİNSEL İLİŞKİDE BULUNMASI