MUĞNİ’L-MUHTAC

ZEKAT’IN EDASI

 

4. ZEKATTA NİYET ETMEK

 

Zekatta niyet etmek farzdır.

 

Kişi "bu benim malımın zekatının farzıdır" veya "malımın sadakasının farzıdır" vb. şekillerde niyet eder. "Bu benim malımın farzıdır" şeklinde niyet etmesi yeterli değildir. Daha doğru görüşe göre "bu benim malımın sadakasıdır" şeklinde niyet etmesi de yeterli değildir.

 

Niyet ederken [hangi] malı[n zekatı olduğunu] belirlemek gerekmez. Şayet niyet sırasında [şu mal diye] bir belirlemede bulunursa, o zekat, başka malın zekatı olamaz.

 

[Çocuk ve delinin] veli [sinin] çocuk ve delinin zekatını öderken niyet etmesi gerekir.

 

Daha doğru görüşe göre [zekatı vermesi için başkasını] vekil kılan kişi zekatı vekile verirken niyet etmesi yeterlidir. Zekatı dağıtma sırasında vekilin de niyet etmesi daha faziletlidir.

 

Kişi zekatını devlet başkanına veriyorsa ona verme sırasında niyet etmesi yeterlidir; şayet niyet etmezse, doğru görüşe göre devlet başkanı niyet etmiş olsa bile yeterli olmaz.

 

Daha doğru görüşe göre devlet başkanı, zekatını ödemekten kaçın an kimsenin zekatını alırken niyet etmelidir, onun niyet etmesi yeterlidir.

 

A. HÜKMÜ

B. GEÇERLİ NİYET ŞEKİLLERİ

C. GEÇERSİZ NİYET ŞEKİLLERİ

D. NİYET EDERKEN HANGİ MALIN ZEKATI OLDUĞUNU BELİRLEMEK GEREKİR Mİ?

E. NİYETE İLİŞKİN ÇEŞİTLİ MESELELER

 

A. HÜKMÜ

 

Zekat ibadetinde niyet farzdır. Bunun delili meşhur hadistir. (Ameller Niyetlere göredir Buhari,1)

 

Diğer niyetlerde olduğu gibi zekat niyetinde de dikkate alınacak olan [dille söylemek değil] kalptir.

 

 

B. GEÇERLİ NİYET ŞEKİLLERİ

 

Kişi niyet ederken "bu benim malımın Zekatıdır" veya "bu benim malımın sadakasıdır" vb. şekilde yani -Beğavı ve diğer bazı alimlerin belirttiğine göre "bu benim malımın farz olan Zekatıdır / farz olan sadakasıdır / vacip olan zekatıdır / vacip olan sadakasıdır" şeklinde niyet eder. Çünkü bunlar zekatla amaçlanan şeyi göstermektedir.

 

Nevevl'nin sözünden sanki niyet ederken "zekat" yanında "farziyete" niyet etmenin de şart olduğu anlaşılıyorsa da kişi "malın zekatma" niyet etmekle birlikte "farz" diye niyet etmese bu yeterli olur; çünkü zekat sadece farz olabilir. Ancak "öğle namazına" şeklinde niyet etme durumu bundan farklıdır; çünkü öğle namazının nafilesi olabilir.

 

Kişi "bu zekattır" şeklinde niyet etse bu yeterlidir.

 

C. GEÇERSİZ NİYET ŞEKİLLERİ

 

Kişi "bu benim malımın farzıdır" diye niyet etse bu yeterli olmaz; çünkü bu şekildeki niyet; adak, keffaret ve bu ikisi dışındaki şeyler için de yapılabilir.

 

Aynı şekilde "bu benim malımın sadakasıdır" şeklindeki niyet de daha doğru görüşe göre yeterli değildir; çünkü "sadaka" sözcüğü nafile için de kullanılır. İkinci bir görüşe göre ise sadaka sözcüğü çoğunlukla zekat anlamında kullanıldığından yeterlidir. Zira Kur'an'da zekat alma ile ilgili "sadaka" sözcüğünün kullanılması bilinen bir durumdur. Nitekim ayetlerde şöyle buyrulmuştur:

 

"Onların mallarından kendisiyle onları temizleyeceğin bir sadaka [ Zekat] al." [Tevbe, 103]

 

"Sadakalar [Zekatlar] yalnızca fakirler ... içindir" [Tevbe, 60]

 

Kişi yalnızca sadakaya niyet etse mezhepte esas kabul edilen görüşe göre bu niyet yeterli olmaz. Nevevi el-Mecmu'da "alimlerin çoğunluğu bunu tek görüş olarak benimsemiştir" demiştir. İki mesel e arasındaki fark şudur: Sadaka sözcüğü malolmayan şey için de kullanılır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.) bir hadisinde "her bir tekbir bir sadakadır, her bir tahmid bir sadakadır. " Buyurmuştur. (Müslim, Zekat, 2326)

 

D. NİYET EDERKEN HANGİ MALIN ZEKATI OLDUĞUNU BELİRLEMEK GEREKİR Mİ?

 

1. HÜKMÜ

 

Niyet ederken zekatı verme sırasında hangi malın verileceğini belirlemek gerekmez. Çünkü -keffaretlerde olduğu gibi- burada da maldan beklenilen amaç değişiklik göstermemektedir.

 

Buna göre kişinin yanında nisap miktarı olan dirhemleri bulunsa, nisap miktarı (yanında bulunmayan) dirhemleri bulunsa, kişi zekat niyeti ile mutlak olarak beş dirhemi zekat verse, daha sonra gaip olan malının telef olduğu anlaşılsa, kişi vermiş olduğu zekatı mevcut malına ait kabul edebilir.

 

2. BELİRLEME YAPILAN MALDAN BİR BAŞKA MAL ZEKAT OLARAK VERİLİR Mİ?

 

Kişi zekata niyet ederken ["bu zekat şu malımın zekatıdır" şeklinde] bir belirleme yapsa, belirlenen malın telef olduğu ortaya çıksa kişi zekat olarak belirlediği miktarı başka bir malın zekatı olarak veremez. Çünkü kişi başka mala niyet etmemiştir.

 

Kişinin kırk koyunu ve beş devesi bulunsa, develerin zekatı olarak bir koyun belirlese daha sonra develerin telef olduğu anlaşılsa bu belirlenen koyun diğer koyunların zekatı yerine geçmez. Bu hüküm, kişi niyet ederken "bu, kendisi için niyet edilen malın teld olmaması halinde geçerlidir; teld olmuşsa başkasının yerine verilecek olan zekattır" şeklinde niyet etmemişse geçerlidir. Şayet böyle niyet etmiş ve diğerlerinin telef olduğu anlaşılmışsa belirlenen koyun diğerleri için de geçerli olur.

 

Kişi niyet ederken "bu benim -şayet varlığını devam ettiriyorsakayıp malımın zekatıdır" dese, malının varlığını devam ettirdiği anlaşılsa ilk zekat yeterli olur. Ancak kişi "bu, murisim ölmüşse malımın zekatıdır" dese murisin de ölmüş olduğu anlaşılsa bu durumda zekat yeterli olmaz. Aradaki fark kişide ıstıshabın [önceki durumun] devam etmiyor olmasıdır; çünkü bu meselede aslolan kişinin yaşıyor olması ve mirasçı olmamasıdır; diğer meselede ise malın varlığını devam ettirmesidir. Bunun bir benzeri kişinin ramazan ayının son gecesinde "şayet yarın ramazana dahil ise ramazan için oruç tutuyorum" diye niyet etmesine benzer ki bu niyet geçerlidir. Kişi Şaban ayının son gecesinde "şayet yarın ramazan ise ben oruç tutuyorum" dese bu geçerli olmaz.

 

 

E. NİYETE İLİŞKİN ÇEŞİTLİ MESELELER

 

1. Çocuk, deli ve sefihin velisi olan kişi bunların zekatını öderken niyet etmelidir; çünkü niyet farzdır. Malın gerçek sahibinin niyet etmesi mümkün olmadığından onun velisi zekatı verme işini üstlenmiştir. Şayet niyetsiz olarak verirse uygun yere verilmemiş olduğundan tazmini gerekir.

 

2. Sefihin velisi olan şahıs bunun yanında niyetini başkasına havale edebilir.

 

3. Müvekkilin vekiline parayı verirken niyet etmesi [yeterli midir?

Bu konuda mezhep içinde iki görüş bulunmaktadır:]

 

[Birinci görüş]

 

Müvekkilin vekiline [zekat parasını] verirken niyet etmesi yeterli olup, vekilin zekatı hak sahiplerine verirken niyet etmesine gerek yoktur. Çünkü burada niyet, zekatla muhatap olan kişinin fiiline bitişik olarak yapılmıştır.

 

[Vekilin ayrıca niyet etmesi gerekmemekle birlikte] vekilin de zekatı hak sahiplerine dağıtırken niyet etmesi daha faziletlidir. Böylece görüş ayrılığından çıkılmış olunur.

 

[İkinci görüş]

 

Diğer görüşe göre tek başına müvekkilin niyeti yeterli olmayıp vekilin de belirtilen şekilde niyet etmesi şarttır. Nitekim hacda da başkası yerine hac yapan kişinin niyeti yeterli olmamaktadır.

 

İlk görüşte olanlar arada şu farkın olduğunu belirtmişlerdir: Hacda ibadet vekil olan kişinin yaptığı bir ibadet olduğundan onun niyet etmesi şarttır. Zekatta ise ibadet müvekkilin parası ile olduğundan yalnızca müvekkilin niyet etmesi yeterli oImuştur.

 

4. İlk görüş esas alındığında tek başına vekilin niyet etmesi yeterli olmaz; ancak müvekkil niyet etme işini de müvekkile havale etmişse ve vekil -kafir ve çocuk olmayıp- niyet etmeye ehil birisi ise bu durumda tek başına vekilin niyeti yeterli olur.

 

5. Vekil zekatı dağıtırken sadece müvekkil niyet etmiş olsa bu -ittifakla- yeterli olur.

 

6. Kişi zekat olarak verilecek miktarda malı kendi malının içinden ayırsa ve bu ayırma sırasında zekata niyet etse -daha doğru olan görüşe göre- bu niyet caiz olur. Oruçta olduğu gibi [yani imsaktan önce niyet etmenin oruca bir zararı olmadığı gibi] burada da niyetin malın dağıtımı öncesinde yapılmış olmasının bir zararı yoktur; çünkü her bir hak sahibine zekat verme esnasında niyet etmek zordur.

 

7. Kişi malı kendi malından ayırdıktan sonra henüz hak sahiplerine vermeden önce bunun zekat olmasına niyet etse -el-Mecmu'da belirtildiğine göre niyet etme zekatın hak sahibi tarafından alınmasına bitişik olmasa bile- bu da yeterli olur. El-Mecmu'da Abbadl' den şöyle bir ekleme nakledilmiştir: "Kişi malını nafile olarak dağıtması için vekile verse daha sonra farza niyet etse, sonra da vekil malı dağıtsa, alan kişi zekat alabilecek şahıslardan ise farz yerine gelmiş olur."

 

8. Kişi zekatını devlet başkanına veriyorsa, -devlet başkanı bu zekat! fakirlere verirken niyet etmese bile- [mal sahibinin devlet başkanına] verme esnasında niyet etmesi yeterlidir. Çünkü devlet başkanı zekat alacaklılarının vekilidir; ona vermek hak sahiplerine vermek gibidir. Bu yüzdendir ki zekat devlet başkanının elinde telef olsa mal sahibinin başka bir şey ödemesi gerekmez. Vekil ise böyle değildir.

 

Bu hüküm bakımından zekat memuru da devlet başkanı gibidir.

 

9. Kişi zekatını devlet başkanına verirken zekata niyet etmese [verdiği zekat yeterli olur mu? Bu konuda mezhep içinde iki görüş vardır:]

 

[Birinci görüş]

 

Doğru olan görüşe göre -devlet başkanı hak sahiplerine verirken niyet etse bile- bu yeterli olmaz. Çünkü devlet başkanı, zekatta hak sahibi olanların vekilidir; kişi herhangi bir niyet taşımaksızın zekatta hak sahibi olanlara bir şey verse bu yeterli olmadığı gibi, hak sahiplerinin vekiline bu şekilde verdiğinde de yeterli olmaz.

 

[İkinci görüş]

 

Devlet başkanı niyet etse de etmese de bu yeterli olur; çünkü devlet başkanının alıp da zekat sınıflarına dağıttığı mal normal şartlarda yalnızca farz olan zekattır. Şu halde bu karine niyete gerek bırakmamaktadır.

 

Şayet kişi niyet konusunda devlet başkanına izin verirse -tıpkı diğer şahıslara izin verme de olduğu gibi- bu caiz olur.

 

Nevevi -er-Ravda'da olduğu üzere- "daha doğru olan görüş" dese daha uygun olurdu; çünkü [bunun karşısında yer alan] ikinci görüş İmam Şafii (r.a.) tarafından el-Ümm'de açık olarak ifade edildiği gibi Müzenl'nin muhtasarından da ilk anda bu anlaşılmaktadır. Iraklı alimler bunu tek görüş olarak nakletmişlerdir.

 

10. Zekatını vermekten kaçınan kimsenin zekatını devlet başkanı zorla alsa, bunu fakirlere verirken [niyet etmesi gerekir mi? Bu konuda mezhep içinde iki görüş vardır:]

 

[Birinci görüş]

 

Daha doğru olan görüşe göre niyet etmesi gerekir.

 

[İkinci görüş]

 

Niyet etmesi gerekmez, niyetsiz olarak vermesi yeterlidir.

 

[Bu şekilde eda edilen zekatta yalnızca devlet başkanının niyet etmesi yeterli midir? Bu konuda da mezhep içinde iki görüş vardır:]

 

[Birinci görüş]

 

Devlet başkanının niyet etmesi zekatın hem dış durum hem de gerçekte eda edilmiş olması için yeterlidir. Çünkü zekatı dağıtma konusunda olduğu gibi burada da devlet başkanı mal sahibinin yerine geçmektedir.

 

[İkinci görüş]

 

Bu yeterli değildir; çünkü mal sahibi niyet etmemiştir. Oysa mal sahibinin zekat vererek Allah'a yaklaşması emredilmiştir.

 

Devlet başkanının niyet etmesinin gerekli olduğu durum "mal sahibinden zekatın zorla alındığı esnada mal sahibinin zekata niyet etmemesi" durumudur. Şayet niyet ederse bu yeterli olur; hem dış durum hem de işin hakikati açısından zekat yükümlülüğünden kurtulmuş olur. Böyle bir durumda kişiyi "zekattan kaçınan" olarak isimlendirmek yalnızca ilk başta vermemesi sebebiyledir, daha sonra niyet etmesi ile birlikte bu durumu sona ermiştir.

 

Ne devlet başkanı ne de zekatın kendisinden zorla alındığı kimse zekata niyet etmese, işin hakikati açısından kişi zekat yükümlülüğünden kurtulmam ış olur. Daha doğru görüşe göre dış görünüm [dünyevi hüküm] açısından da böyledir.

 

-İbnü'I-Üstaz aksini söylemiş olsa ve Kamulı de onun görüşünü tek görüş olarak kabul etmiş olsa bile- devlet başkanı zekatı zorla alırken niyet etmemekle birlikte hak sahiplerine verirken niyet etse bunun yeterli olması gerekir; çünkü devlet başkanı mal sahibinin yerine geçmiştir. Mal sahibi bu durumda iken niyet etmiş olsa yeterli olur.

 

Nevevi ikinci meseleyi birinciden önce zikretse daha uygun olurdu; çünkü niyetin gerekliliği konusunda söz konusu olan iki görüş niyetin yeterliliği konusundaki iki görüşe dayalıdır.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

NİSAP MİKTARI MALA SAHİP OLMADAN ÖNCE ZEKAT VERMEK