MUĞNİ’L-MUHTAC

HAC-UMRE / İHRAM - TAVAF

 

3. SA'YİN MÜSTEHAPLARI

 

A. SAFA VE MERVE TEPELERİ NE TIRMANMAK

B. SAFA VE MERVE TEPESİNE TlRMANDIKTAN SONRA DUA OKUMAK

C. SA'YİN BAŞINDA VE SONUNDA YAVAŞ, ORTASINDA HIZLICA YÜRÜMEK

 

A. SAFA VE MERVE TEPELERİ NE TIRMANMAK

 

1. Erkeğin, orta boylu bir insanın boyu miktarınca Safa ve Merve tepelerine tırmanması ve buradan beytullahı seyretmesi müstehaptır.

 

[*] - Çünkü Hz. Peygamber (s.a.v.) beytullahı görünceye kadar bunların üzerine çıkmıştır. (Şerhu Müslim, 8, 408)

 

Şöyle bir görüş ileri sürülmüştür: Hz. Peygamber (s.a.v.)'in bunu yaptığı esnada Kabe [Safa ve Merve' den] görülebiliyordu. Daha sonra Merve ile Kabe arasına binalar yapıldı, günümüzde Kabe yalnızca Safa' daki Safa kapısından görülebilmektedir. Hatta günümüzde Merve'de oturulabilecek bir yer dışında üzerine tırmanılabilecek bir yer de kalmamıştır, oraya tırmanmak sünnettir.

 

2. Kadın -et-Tenbih adlı eserde belirtildiği üzere- tırmanmaz, yani tırmanması sünnet değildir.

 

İsnevi şöyle demiştir: Bu, et-Tenbıh'e özgü açıklamalardandır. Bu bilgi el-Mühezzeb, Şerhu'l-Mühezzeb (el-Mecmu), er-Ravda, eş-Şerhu'l-kebır, eşŞerhu' s-sağır' de bulunmamaktadır.

 

Çift cinsiyetli şahıs da kıyasa göre böyledir.

 

Burada -tıpkı namazlarda sesli okuma meselesinde ileri sürülen görüşte olduğu gibi- şu iki durumun birbirinden ayırt edilmesi uzak bir görüş değildir.

 

"Safa-Merve tepelerinde hiçbir erkeğin bulunmaması" veya "kadının ve çift cinsiyetli şahsın yanında mahremlerinin bulunması" durumunda bunlar Safa-Merve'ye tırmanabilir, aksi takdirde tırmanmalan sünnet değildir.

 

Zahir olan görüşe göre ise kadının ve çift cinsiyetli şahsın SafaMerve'ye tırmanması hiçbir durumda istenen bir şey değildir.

 

 

B. SAFA VE MERVE TEPESİNE TlRMANDIKTAN SONRA DUA OKUMAK

 

1. Kişi -ister erkek olsun ister olmasın- tırmandığında veya tırmanmaksızın parmaklarını tepeye bitiştirdiğinde kıbleye dönerek şu duayı okur:

 

> Allahu ekber, Allahu ekber, Allahu ekber ve lillahi'l-hamd.

> Allahu ekber ala ma hedana ve'l-hamdü lillahi ala ma evlana,

O La ilahe illallahu vahdehu la şerıke leh, lehü'l-mülk ve lehü'l-hamdü yuhyi ve yümitu bi yedihi'l-hayri ve hüve ald kulli şey'in kadir.

 

[Bu duayı şöyle açıklayabiliriz:]

 

"Allahu ekber": Allah her şeyden büyüktür.

 

"ve lillahi'l-hamd": Herhalükarda Allah her türlü övgü ye layıktır, başkası övgüye layık değildir. Nitekim bu isim cümlesinde haberin mübtedadan önce gelmiş olması da bu anlamı göstermektedir.

 

"Allah u ekber ala ma hedana": Bizi müslüman kılmak vb. yollarla kendisine itaate yönlendiren Allah herşeyden daha büyüktür.

 

"Ve'l-hamdü lillahi ala ma evlana": Bize sayılamayacak kadar çok nimetlerini verdiği için Allah her türlü övgüye layıktır.

 

"La ilahe ilIallahu vahdehu la şerıke leh": Bunun açıklaması daha önce el-Minhac metninin giriş kısmındaki hutbeyi şerh ederken geçmişti.

 

"Lehü'l-mülk": Göklerin ve yerin mülkü başkasına değil O'na aittir.

 

"Ve lehü'l-hamd yuhyı ve yümıtü biyedihı'l-hayru ve hüve ala külli şey'in kadır": Övgü ona aittir. Diriltir ve öldürür, iyilik onun gücü dahilindedir, O'nun gücü mümkün olan her şeye yeter.

 

[Buna şu kısım da eklenir:]

 

> La ilahe illallahu vahdehu, enceze va'dehu ve nasara abdehu ve hezeme'l-ahzabe vahdehu, la ilahe illallahu ve la na'budu illa iyyahu muhlisine lehü'd-dine ve lev kerihe'l-kafirun.

 

2. Kişi daha sonra dini ve dünyası için dilediği şekilde dua eder.

 

3. Nevevi şöyle demiştir: "Kişi daha önce geçen duaları ikinci ve üçüncü defa tekrarlar".

 

Bunun delili Müslim'de geçen hadise uymaktır.(Müslim, Hac, 2S03)

Müslim'de el-Minhac metninde yer alan lafızlardan fazla bazı lafızlar bulunmakta, buradaki bazı lafızlar ise orada bulunmamaktadır.

 

4. "Bi yedihi'l-hayr": "Hayır onun elindedir" sözü hakkında İbn Şühbe "bunun hadis kitaplarında bulunmadığını ancak İmam Şafii (r.a.)'nin bunu el-Ümm'de ve Buveyti'nin muhtasarında zikrettiğini söylemiştir" .

 

Ezrai şöyle demiştir: Dini konularla ilgili dua etmek -Hz. Peygamber (s.a.v.)'e uymuş olmak için- kuvvetlice teşvik edilen hususlardandır. Dünyevi hususlarla ilgili dua etmek ise -namaz bahsinde geçtiği üzeremübahtır.

 

5. Kişinin dua ederken şöyle demesi müstehaptır: Allahümme inneke kulte "ud' uni estecib leküm" ve inneke la tuhlifu'l-miad ve inni es'elüke kema hedeyteni ile'l-İslami ella tenziehu minni hatta teteveffani ve ene müslimün.

 

Malik'in Muvatta'da rivayet ettiğine göre Nafi', İbn Ömer'in Safa tepesinde bu duayı okuduğunu işitmiştir. (Muvatta, Hac, 855)

 

 

C. SA'YİN BAŞINDA VE SONUNDA YAVAŞ, ORTASINDA HIZLICA YÜRÜMEK

 

1. Kişinin sa'yin başında ve sonunda sakin bir şekilde yürümesi ve bu ikisinin arasında erkeğin hızlı bir şekilde -el-Mecmu'da belirttiğine göre remelden daha hızlı bir şekilde- yürümesi sünnettir. Bunu Müslim rivayet etmiştir. (Müslim, Hac, 2941)

 

2. Yavaş ve hızlı yürünecek yerler belirlidir.

 

a. Erkek, kendisiyle mescidin sol tarafında bulunan direğe bağlı yeşil sütun arasında altı zira' mesafe kalıncaya kadar sakin bir şekilde yürür, sonrasında hızlıca yürür [yani yavaşça koşar]. Şayet hızlı yürüyemiyorsa hızlı yürüyormuş gibi yapar. Birisi mescidin sütununa diğeri de günümüzde "Abbas'ın evi" diye meşhur yerin duvarına bitişik iki yeşil sütun arasında bulunduğu anda hızlıca yürür. Bunu geçince Merve'ye kadar sakin bir şekilde yürür. Buradan Safa'ya dönerken de ilk turda yavaş yürüdüğü yerde yavaş, hızlı yürüdüğü yerde hızlı yürür.

 

b. Kadın, sa'yin bütünü boyunca yürür. Zayıf bir görüşe göre ise sa'y alanı geceleyin boş olursa o da tıpkı erkek gibi yürür. Nevevi'nin el-Mecmu'da "abdesti bozan şeyler" bölümünde Ebu'l-futuh'tan nakledip onayladığına göre çift cinsiyetli şahıs da bu konuda kadın ile aynı hükme tabidir.

 

3. Erkek koşarken ve -son dönemdekilerden birinin şahsı görüş olarak belirttiğine göre- kadın ile çift cinsiyetli şahıslar da koşmanın yapıldığı bölüme geldiklerinde şöyle dua etmeleri sünnettir: Rabbiğfir ve'rham ve tecavez amma ta'lemu, inneke ente'l-eazzü'l-ekrem.

 

Not:  Nevevi tavaf konusunda "avret yerlerini örtmek" ve "taharet" konusundan bahsettiği halde burada bahsetmemiştir. Bu durum bu ikisinin sa'y' de şart olmadığı anlamını hissettirmektedir ki durum böyledir. Bu ikisi sa'y' de sünnettir.

 

Sa'yin turları arasında ara vermemek de sünnettir. Yine tavaf ile sa'y arasında ara vermemek de sünnettir.

 

Bir özür söz konusu olmadıkça yürüyerek sa'y yapmak sünnettir. Bir özür olmadığı halde binekli olarak sa'y yaparsa -el-Mecmu'da belirtildiğine göre- ittifakla mekruh olmaz.

Tirmizi'de "İmam Şafii (r.a.) bir özür bulunmadığı sürece kişinin binekli olarak sa'y yapmasını mekruh görürdü" ifadesi "evla olana aykırı davranmış olur" anlamındadır.

Nevevi el-Mecmu'da şöyle demiştir: Sa'y yapan kişinin konuşmak veya başka bir sebeple durması mekruhtur.

 

Kişi, sa'yi bitirmeden önce kaç tur yaptığında şüphe ederse -tıpkı tavafta olduğu gibi- en az olan sayıyı esas alır.

 

Tavaf konusunda olduğu gibi sa'y' de de kişinin -aksine inansa bile- güvenilir bir şahsın verdiği haberi kabul etmesi sünnettir.

 

Kişi umre yapıyorsa sa'y' den sonra saçlarını kazır veya tıraş eder ve ihramdan çıkmış olur. Şayet umre yapmıyor da ifrad veya kıran haccı yapıyorsa ihramı devam eder.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

1. ARAFAT'A HAZIRLIK