AKİDDE MUHAYYERLİK |
I. MALDAKİ KUSURUN SATIM
AKDİ / MALlN TESLİMİ ÖNCESİNE AİT OLUP OLMADIĞI KONUSUNDAKİ ANLAŞMAZLIKLAR
Satıcı ve müşteri maldaki
kusunın eski olup olmadığında anlaşmazlığa düşseler vereceği cevaba göre
yeminle birlikte satıcının sözü kabul edilir.
1. Satıcı ve müşteri
maldaki kusurun eski mi yeni mi oldUğU konusunda anlaşmazlığa düşseler, örneğin
her biri diğerine "kusur, mal senin elindeyken meydana geldi" diye
iddiada bulunsa [bakılır:]
[Birinci ihtimal]
[Dava konusu olan]
kusur, "abraşlık" gibi hem yeni hem eski olmaya müsait olması
sebebiyle ikisinin iddiaları da muhtemelolsa [hüküm ne olur? Burada iki durum
söz konusudur:]
[Birinci durum]
Yukarıdaki durumda
satıcının sözü kabul edilir; çünkü aslolan malın kusursuz olmasıdır. Satıcının
sözü yeminle birlikte kabul edilir; çünkü müşterinin doğru söylemesi de
muhtemeldir. Satıcı kusurun sonradan meydana geldiğini iddia etmektedir.
[İkinci durum]
Satıcının kusurun daha
eski olduğunu iddia etmesi de düşünülebilir ki bu da "hiçbir kusur
iddiasıyla malın geri verilmemesi şartıyla" bir hayvan satarken söz konusu
olabilir.
[Bu ikinci] durumda hüküm,
zahir olan görüşe göre ilk durum gibidir. [Zayıf] bir görüşe göre o durumda
müşterinin sözü kabul edilir.
Birinci durumda yeminle
birlikte satıcının sözünü kabul ettiğimizde, onun yemini ile birlikte kusurun
sonradan meydana geldiği mutlak olarak sabit olmaz; çünkü bu yemin kendisinin
zimmetini kusurdan uzak tutmaya elverişli olmakla birlikte müşterinin zimmetini
malın kusuruyla meşgul etmeye elverişli değildir. Mesela bundan sonra iki
tarafın karşılıklı yemin etmesiyle akit feshedilse satıcı kusurdan dolayı bir
ödeme alamaz. Bu durumdayken müşteri kusurun sonradan meydana gelmediğine dair
de yemin edebilir. Bunu Kadı Hüseyin, İmam Cüveynı ve Gazall söylemiştir.
[İkinci ihtimal]
[Dava konusu olan]
kusur, "köledeki fazla parmak" gibi ve satım akdinin ertesi günü
"iyileşmiş bir yaradan kalan iz" gibi satım akdinden sonra meydana
gelme ihtimali olmayan bir kusur olsa,
[Üçüncü ihtimal]
[Dava konusu olan]
kusurun eski olması ihtimali bulunmasa, örneğin satım akdi ve teslimin
üzerinden bir yıl geçmişken kölenin bedeninde yeni açılmış bir yara bulunsa,
[Bu iki ihtimalin]
birincisinde müşterinin sözü yeminsiz olarak, ikincisinde satıcının sözü
yeminsiz olarak kabul edilir.
Not:
1. Satıcı, malı
"sıkıimış meyve suyu" olarak satsa ve müşteriye teslim etse, malın
müşterinin elindeyken şarap olduğu görülse, satıcı "bu mal senin
elindeyken şaraba dönüşmüş" dese, müşteri "asıl senin elindeyken
şaraba dönüşmüş" dese, her iki tarafın iddiası da muhtemelolsa yeminle
birlikte satıcının sözü kabul edilir. Çünkü onun iddiası "akdin devam
etmesi" şeklindeki genel prensibe uymaktadır.
2. Nevevi'nin
ifadesinden şu iki durum istisna edilir:
[Birinci durum]
Müşteri, malda satıcı
elindeyken iki tane kusur bulunduğunu iddia etse, satıcı maldaki kusurlardan
birini kabul etmekle birlikte diğerinin malın teslimi sonrasında müşteri
elindeyken meydana geldiğini iddia etse müşterinin iddiası kabul edilir; çünkü
malı geri verme hakkı, satıcının kusurlardan birini kabul etmesiyle sabit
olmuştur. Bu durum ikinci kusurun kimin elinde meydana geldiği konusunda
şüphenin bulunması sebebiyle ortadan kalkmaz. Bunu İbnü'l-Üstaz, el-Vasft
şerhinde İmam Şafil (r.a.)'nin kendi ifadesi olarak nakletmiştir.
İbü'r-Rif'a şöyle
demiştir: Müşterinin yemin etmesi şarttır; şayet yeminden kaçınırsa satıcıya
yemin ettirilmez. Çünkü [taraflardan biri yeminden kaçındığında diğer tarafa]
yeminin döndürülmesi ancak yeminin kendisine döndürüldüğü kişi lehine bir hak
ortaya koyması durumunda söz konusu olabilir. Oysa burada yemin müşteri lehine malı
geri verme hakkı doğurmamaktadır.
[İkinci durum]
Kişi, akit meclisinde
olmayan, daha önce görmüş olduğu ve kusur bulunmadığını itiraf ettiği bir malı
satın alsa, daha sonra bu malı getirerek "bundaki kusur çoğalmış"
dese, satıcı ise bunu inkar etse, daha doğru olan ve İmam Şafii (r.a.)
tarafından açık olarak ifade edilen görüşe göre müşterinin sözü kabul edilir.
Çünkü satıcı müşterinin malın bu niteliğini bildiğini iddia etmektedir. Bu
iddia, tıpkı "müşterinin maldaki kusurdan haberdar olduğu" iddiası
gibi kabul edilmez. Rafiı ve Nevevi bunu "akit meclisinde olmayan şeyin
satımı" konusunda zikretmişlerdir.
3. Akdin iki tarafı
malda kusur bulunup bulunmadığında veya kusurun niteliğinde yani bunun bir kusur
sayılıp sayılmaması konusunda ihtilaf etseler yeminle birlikte satıcının sözü
kabul edilir; çünkü aslolan malın kusursuz olması ve akdin devam etmesidir. Bu,
malın durumunu iki taraf dışında başka kimseler bilmediğinde söz konusudur. İki
taraf dışında başkası malın durumunu bilirse iki tane güvenilir ve neyin kusur
olup olmadığını anlayan kişinin görüşü esas alınır. Bunu Kadı Hüseyin ve başka
bazı alimler tek görüş olarak nakletmiş, İbnü'l-Mukrı de onların görüşüne tabi
olmuştur. Beğavı'nin de belirttiğine göre [zayıf] bir görüşe göre bir kişinin
görüşü yeterlidir. Rafii ve Nevevi iki görüşten herhangi birini tercih
etmemiştir.
2. Satıcı yemin
ettiğinde [müşterinin kusur iddiasına verdiği] cevabına uygun bir şekilde yemin
eder. Yani mesela [müşterinin kusur iddiasına verdiği] cevabında
"müşterinin iddia ettiği kusur sebebiyle malı bana geri verme hakkı
yoktur" veya "malı geri kabul etmem gerekmez" diye yemin eder.
Cevapta malı teslim anında kusur bulunup bulunmadığına temas etmesi gerekmez;
çünkü müşteri malda kusur bulunduğunu bildiği halde razı olmuş olabilir.
Satıcı "müşteri
malda kusur oldUğunu gördü ve buna razı oldu" dese bunu ispat etmek üzere
şahit getirmekle yükümlü tutulur.
Satıcı "bu malı ona
bu kusur bulunduğu halde teslim etmedim" dese veya "ben bu malı ancak
ve ancak kusursuz olarak teslim ettim" dese satıcıya buna dair yemin
ettirilir.
Cevap ve yemin etmede
"bu kusurun mal benim elimdeyken gerçekleştiğini bilmiyorum" demesi
yeterli değildir.
3. Malda bir kusur
bulunduğu kesin olarak bilinmediğıinde veya ~ kusur bulunduğu zannı
doğmadığında zahiren malın kusursuz olmasına dayanarak [satıcının] "malda
kesin olarak kusur yoktur" şeklinde yemin etmesi caiz olur.
4. Satıcı müşterinin
maldaki kusuru bildiğini veya malı geri vermede ihmalkar davrandığını iddia
etse müşterinin sözü kabul edilir.
Darimi şöyle demiştir:
Bu, böyle bir kusurun müşteriye gizli kalma ihtimalinin bulunması halinde
geçerlidir.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
İ. MALDAKİ ARTMA
VE EKSİLMENİN MALI GERİ VERMEYE ETKİSİ