NİKAH RÜKÜNLERİ / VELAYET |
YETİŞKİN KIZIN NİKAH
İKRARINDA BULUNMASI
Nevevi, daha sonra
belirtilen kuralın aksinden bir hususu istisna ederek şöyle demiştir: Yetişkin
ve akını kızın nikah ikrarı, İmam Şafii'nin yeni görüşüne göre kabul edilir.
160. Bakire olsun,
dulolsun, yetişkin, akıllı ve hür kadın -sefih ve fasık bile olsa- nikah
ikrarında bulunsa, kocası -bu koca kadına denk olmasa bile- onun sözünü tasdik
etse, [kadının bu ikrarı kabul edilir mi? Bu konuda İmam ŞafiI'ye ait iki görüş
bulunmaktadır:]
Birinci görüş
İmam ŞafiI'nin yeni
görüşüne göre kabul edilir. Veli ve -şayet kadın, şahitlerin kim olduğunu
belirtmişse- şahitler kadının sözünü yalanlasa veya veli "kocası ona denk
olmadığından ben bu nikaha razı olmadım" dese bile kadının ikrarı kabul
edilir; çünkü nikah karıkocanın hakkı olduğundan, diğer akitlerde olduğu gibi
ikisinin birbirini tasdik etmesiyle sabit olur. Ayrıca veli ve şahitlerin olayı
unutmuş olması veya yalan söylemeleri muhtemeldir.
Kadının nikah ikrarında
ayrıntıya girmesi ve "velim beni iki adil şahidin huzurunda, -şayet kadın,
nikah için rızası şart olanlardan isekendi rızam ile evlendirdi" demesi
gerekir.
Şöyle bir itiraz söz
konusu olabilir: "Davalar bölümünde geleceği üzere, kadının mutlak ikrarı
yeterlidir. Burada da böyle olmalıdır."
Buna şöyle cevap
verilir: "Davalar bölümünde gelecek olan, davanın cevabı olarak kadının
vakıada olanı ikrar etmesidir. Burada olan ise ilk olarak ikrarda
bulunmasıdır."
Eşlerden biri köle olsa,
karı-kocanın tasdiki ile birlikte -ZerkeşI'nin belirttiğine göre- cariyenin
efendisinin tasdiki de şarttır. Köle de böyledir.
Koca, kadının sözünü
tasdik etmezse, Kaffal'in belirttiğine göre kadının sözü kendisi hakkında
dikkate alındığından onun o anda başkasıyla evlilik yapması helal olmaz. Bu
kadının başkasıyla evlenmesinin helal olma yolu -vekil vb. konulardaki benzer
durumlarda olduğu üzere- erkeğin onu boşamasıdır.
İkinci görüş
İmam Şafii'nin eski
görüşüne göre kadının evlilik ikrarı hiçbir durumda kabul edilmez. Nevevi'nin
ifadesinden çıkan sonuç da budur.
Bazıları, bu ikinci
görüşün İmam Şafii'nin eski görüşü olduğunu kabul etmeyip bunun, İmam Şafii
tarafından başkalarından nakledilen bir görüş olduğunu belirtmişlerdir.
161. Bir kadın, bir
erkekle evli olduğunu ikrar ettiği halde kadını zorla evlendirme yetkisine
sahip olan veli onu başkasıyla evlendirdiğini ikrar etse; velinin mi, kadının
mı, yoksa daha önce yapanın mı ikrarı kabul edilir? Yoksa ikrarların tümü batıl
mıdır? Cüveyni bunların hepsinin muhtemel görüşler olduğunu belirtmiştir. Zerkeşi
şöyle demiştir: "Doğru olan, daha önce yapılan ikrarın kabul edilmesidir.
Her ikisi eş zamanlı olarak ikrarda bulunmuşsa, evlilik kadının bedeni ve hakkı
ile ilgili olduğundan onun ikrarına öncelik verme tercih edilir. Hangisinin
önce yaptığı bilinmese bu nikah mevkuf mu olur yoksa her iki ikrar da batıl mı
olur? Bu konuda el-Matlab yazarı tarafından iki ihtimal belirtilmiştir."
Burada kadının ikrarına göre hareket edilmesi uygundur; çünkü ikrarın
yapıldığını kesin olarak bildiğimiz halde, bunu bozan bir durumun var olup
olmadığı konusunda şüphe ediyoruz. Aslolan, bozucu durumun var olmamasıdır.
el-Envar adlı eserde, et-Telhis'ten naklen bu durumda mutlak olarak ikrarın
sakıt olacağı belirtilmiştir.
162. Bir kimse bir
kadınla evlendiğini ikrar etse ve nikahta var olan şartları belirtse, kadın da
onun bu sözlerini tasdik etse, Kadı Hüseyin'in fetvalarında belirtildiğine göre
ko-
canın kadına mehir
ödemesi gerekmez; çünkü bu, nikahın devam ettirmek için yapılan bir ikrardır.
Mehir ödeme söz konusu olmaksızın nikah devam ettirilebilir.
Not: İmam Şafii'nin
ifadelerinde yer aldığına göre; Bir kadın, bir kimseye işarette bulunarak
"bu, benim kocamdır" dese, o kişi bu duruma sessiz kalsa, kadın
öldüğünde o adam kadına mirasçı olur. Adam ölse, kadın ona mirasçı olamaz.
Bir erkek, bir kadına
işarette bulunarak "bu benim karımdır" dese, kadın bu duruma sessiz
kalsa, erkek öldüğünde kadın ona mirasçı olur. Kadın öldüğünde erkek ona
mirasçı olamaz.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN