SÜNEN-İ TİRMİZİ

Bablar Konular Numaralar  

MENAKİB BAHSİ

<< 3710 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حدثنا أحمد بن عبدة الضبي حدثنا حماد بن زيد عن أيوب عن أبي عثمان النهدي عن أبي موسى الأشعري قال انطلقت مع النبي صلى الله عليه وسلم فدخل حائطا للأنصار فقضى حاجته فقال لي يا أبا موسى املك علي الباب فلا يدخلن علي أحد إلا بإذن فجاء رجل يضرب الباب فقلت من هذا فقال أبو بكر فقلت يا رسول الله هذا أبو بكر يستأذن قال ائذن له وبشره بالجنة فدخل وبشرته بالجنة وجاء رجل آخر فضرب الباب فقلت من هذا فقال عمر فقلت يا رسول الله هذا عمر يستأذن قال افتح له وبشره بالجنة ففتحت الباب ودخل وبشرته بالجنة فجاء رجل آخر فضرب الباب فقلت من هذا قال عثمان فقلت يا رسول الله هذا عثمان يستأذن قال افتح له وبشره بالجنة على بلوى تصيبه

 

قال أبو عيسى هذا حديث حسن صحيح وقد روي من غير وجه عن أبي عثمان النهدي وفي الباب عن جابر وابن عمر

 

Ebû Musa el Eş’arî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir:

 

Nebi (s.a.v) ile birlikte yürüdüm. Rasûlullah (s.a.v.), Ensâr’dan bir kimsenin bahçesine girerek ihtiyacını giderdi. Bana da:

 

“Ey Ebû Musa kapıya iyi bak hiç kimse yanıma izinsiz girmesin.” Sonra bir adam geldi kapıyı çaldı kim o dedim. “Ebû Bekir” dedi.

 

“Ey Allah’ın Rasûlü bu gelen Ebû Bekir’dir, girmek için izin istiyor” dedim. Rasûlullah (s.a.v.): 

 

“O’na kapıyı aç ve Cennetle müjdele dedi.” Kapıyı açtım O da içeri girdi:

 

“Bende onu Cennetle müjdeledim.” Başka biri geldi ve kapıyı çaldı ben kim o, dedim.

 

“Ömer” diye cevap verdi. Ben de:

 

“Ey Allah’ın Rasûlü! Ömer’dir girmek için izin istiyor” dedim. Rasûlullah (s.a.v.):

 

“O’na kapıyı aç ve Cennetle müjdele dedi.” Kapıyı açtım O da içeri girdi:

 

“Bende onu Cennetle müjdeledim.” Sonra biri daha gelerek kapıyı çaldı;

 

“Kim o diye sordum.” “Osman” dedi.

 

“Ey Allah’ın Rasûlü! Bu gelen Osman’dır, girmek için izin istiyor” dedim. Rasûlullah (s.a.v.): 

 

“Ona da kapıyı aç ve kendisini başına gelecek bir musibet karşısında Cennetle müjdele” buyurdu.

 

 

Diğer tahric: Buhârî, Menakîb; Müslim, Fedail-üs Sahabe

 

Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Değişik bir şekilde Ebû Osman en Nehdî tarafından da rivâyet edilmiştir. Bu konuda Câbir ve İbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir.