HABER-İ AZİZ
AZİZ-İ MEŞHUR
AZİZ
Azîz kelimesi sözlükte
ikinci babdan sıfatı müşebbehe
olarak az bulunan, nadir; üçüncü babdan kuvvetli,
güçlü, kıymetli ve aziz manalarına gelir. İkinci manada kullanılışı ilkiyle
ilgilidir; zira bir şeyin kıymetli oluşu bazen az ve ender bulunuşundandır.
Hadis terimi olarak
azîz, gayr-ı meşhur âhadin kısımlarmdandır.
Kısaca garîb iken bir başka tariktan
rivayet edilmek suretiyle kuvvet kazanan ve garîb
olmaktan çıkan hadistir. Açıklamak gerekirse, tanınmış hadis âlimlerinden
birinin rivayet ettiği bir hadis, ondan şayet tek bir ravi
tarafından rivayet edilmişse buna garîb adı verilir.
O meşhur hadisciden rivayette tek kalmış olan raviden rivayette bulunanların sayısı çoğalsa bile hadis ga-rib olarak kalır. Ancak
hadisin tek ravisinin bulunduğu tabakadan bir başka ravi aynı hadisi yine o âlim hadisciden
rivayet ederse o ana kadar garib olarak bilinen
hadis, ikinci ravinin rivayetiyle kuvvet kazanarak
azîz adıyla anılır.
Azizin bir tarifi de
herhangi bir tabakada yalnız iki ravi tarafından
rivayet edilen hadis şeklinde yapılmıştır. Bu, yukandak
itarifin hemen hemen
aynıdır.
Tanınmış usul alimi İbnu's-Salâh'a göre ez-Zuhrî ve Katâde gibi hadis imamlarının hadislerini onlardan bir tek ravi rivayet ederse garîb, iki
yahut üç kişi rivayette bulunursa azîz adını alır.102 Bu tarif İbn Mende'nin tarifidir, en-Nevevî ve diğer Hadis Usûlü âlimleri de azizin bu tarifinde
İbnu's-Salah'a uymuşlardır. 103Bu tarifin belirli
özelliği üç kişinin rivayette teferrüd etmesidir.
Azizin İbn Hacer'in tercih ettiği, daha
sonraları birçok âlimin sahih saydıkları tarifi, senedin bütün tabakalarında ravi sayısı ikiden az olmayan hadis şeklinde olan tariftir.
Diğer bir ifadeyle bütün tabakalarda iki kişinin iki kişiden rivayetine azîz
denilir. Bu şekilde tarif edilen azîze misal olarak Buhâri
ve Müslim'in Enes'den; ayrıca Buhârî'nin
Ebu Hureyre'den rivayet
ettikleri şu hadis verilir:
“Sizden biriniz, ben
kendisine ana babasından, çoluk-çocuğundan ve bütün insanlardan daha sevgili
olmadıkça tam manasıyla iman etmiş olmaz.”104
Bu hadisi Hz. Peygamber (s.a.s) 'den Enes
ve Ebu Hureyre; Enes'ten Katâde ve Abdulazîz b. Suheyb; Katâde'den Şu'be ve Sa'id; Abdulaziz'den İsmail b. Uleyye ve Abdulvâris; bunların herbîrinden sayılan ikiden fazla olan raviler
rivayet etmişlerdir.
İbn Hacer'in kaydettiğine göre İbn Hibbân, azizin bütün
tabakalarında yalnız iki kişinin iki kişiden rivayet ettikleri hadis şeklinde
yapılan tarifine karşı çıkmış ve “aslında iki kişinin iki kişiden rivayeti
bulunmaz” demiştir. İbn Hacer
buna işaret ettikten sonra şunları söylemiştir: “İbn Hibbân, iki kişinin iki kişiden rivayeti asla bulunmaz”
demek suretiyle bütün tabakalarda yalnız iki kişinin yalnız iki kişiden
rivayetini kasdediyorsa bu doğrudur. Gerçekten bu
çeşit bir rivayet bulmak hemen hemen imkânsız
gibidir. Fakat bizim kaydettiğimiz azîz şekli, iki kişiden az olmayan
kimselerin iki kişiden az olmayan kimselerden rivayet etmeleriyle mevcuttur.
Misali de Seyhan'ın Enes'den, Buhârî'nin
ayrıca Ebu Hureyre'den
rivayet ettikleri “lâ yu’ıninu ahadukum
hattâ...” hadisidir.” 106
Bütün bu açıklamalara
bakılırsa azizde tıpkı meşhurda olduğu gibi ravilerin
ilk tabakada üçden az olmaması şart değildir.
Gerçekten bazı tabakalarda yalnız iki, diğer tabakalann
hepsinde en az iki ravisi olduğu halde yalnızca bir sahabiden rivayet edilmiş olan hadis de azizdir.
Bazı hadislere azîz-i
meşhur denildiği de olur. Bu çeşit aziz, önceleri iki raviden
rivayet edilmişken sonradan tariklarının çoğalmasıyla
meşhur haline gelmiş olan hadistir. Nitekim, “Kıyamet günü âhirûn,
sâbikün olanlar biziz” hadisini Huzeyfe
b. el-Yemân ile Ebu Hureyre rivayet ettiklerinden başlangıç itibariyle aziz, Ebu Hureyre'den yedi tâbi'inin
rivayet etmesiyle tankları çoğalarak meşhur olmuştur.
Aziz terimi, hadis için
olduğu kadar haber için de kullanılır. Haberin hadise göre daha umûmî bir mânâ
taşıdığı dikkate alınırsa aziz haber (haber-i azız) Hz.
Peygamber (s.a.v.)'e ait tarife uyan haberler demek olacağı gibi sahabe ve
tâbîlere ait rivayetler de demek olur.
Ayrıca bakınız: