SEFAH :
Sefeh, sefâh ya da
sefâhet, her üçü de mastar olup akıl ve idraki hafif olmak, cehalet ve
bilgisizlik anlamını verir. Kötü yaratılışlı olmak, cahil ve akılsızca hareket
etmek yerine kullanılır. Böyle bir insana sefih denir. Çoğulu sufehâ gelir.
Hadis Usulünde sefeh,
yalancılık, heva ehlinden olmak ve ne rivayet ettiğini bilmemek hususuyla
beraber en önemli cerh sebeplerinden biridir. Kendisinin de sefeh hali bulunan
ravi cerhedilir. Hadisleri terk olunur. Bu konuda Malik b. Enes şöyle demiştir:
“Dört grup raviden sakın hadis almayınız. Bunlardan başkasından alınız. Rivayet
şartlarına en fazla uyan kimse bile olsa sefihten; Hz. Peygamber'in hadisleri
üzerine yalan söylemek ithamına maruz kalmasa bile insanlarla konuşmasında
yalan söylediği denenmiş kimseden; halkı kendi hevasına çekmeye çalışan heva
ehlinden ve ibadet ve faziletle tanınmış dahi olsa ne rivayet ettiğini bilmeyen
şeyhten..”
Muhaddislere göre bir
ravide sefeh olduğunun ilk belirtisi sözlerindeki bayağılık ve iğrenç
ifadelerdir. Nitekim el-Hatîbu'l-Bağdadî'nin naklettiğine bakılırsa Yahya b.
Sa'îd el-Kattân hadis meclisinde “bu hadisi size rivayet etmediysem anam zina
etmiş olsun” diyen en-Nadr b. Mutarrif in meclisini bu sözü üzerine terk
etmiştir. Yine Yahya b. Ravh el-Harrânî, Ya'lâ İbnu'l-Eşdak'tan niçin hadis
yazmadığını soranlara şu cevabı vermiştir: “Hadis meclisine gittik. Bir gün
ileri geri sözler söylediğini işittik. Dünyada insan mı yok ki bundan hadis
yazılacak?” diyerek meclisini terk ettik. Yazdığımız hadisleri de bıraktık.” Şu
hale göre konuşması sırasında yalan söylemese bile ciddiyet ve vekara aykırı
şekilde hafif, adî ve çirkin sözler sarfeden ravi mürüvvet vasfını zedelemiş
demektir ve sefeh vasfı taşıyordur. Sefeh sahibi bir ravi ise ne kadar sadık ve
dirayetli olursa olsun cerhedilerek adalet vasfını kaybetmiştir, muhaddisler
sefih olduğu anlaşılan ravilerden hadis alınamayacağı görüşündedirler.