Ana Sayfa

 

ĞAYRU DABIT

DABT  -  ZABT

 

Türkçedeki gibi zabtetmek, iyice belliyip hıfzetmek, yani ezberlemek manasınadır. Hadîs Usulü ilminde işittiği Hadîsleri aradan uzun zaman geçtikten sonra bile işittiği şekilde ezberinde tutup ne eksik ne de fazla olarak başkalarına rivayet edebilme yeteneğine denir. Rivayetinin kabul edilebilmesi için ravide bulunması gereken vasıflardan adaletten sonra gelenidir. el-Hattâbî gibi bazı Hadîs alimlerine göre adaletin de vasıflarından biridir. Bir diğer ifadeyle bazı Hadîs alimlerine göre bir ravinin adaletli olabilmesi için zabt vasfına sahip olması gerekir.

 

İbn Hacer'e göre zabt, göğüs zabtıdır. Bu da ravinin işittiği bir Hadîsi dilediği zaman hemen hatırlamasını mümkün kılacak şekilde sağlam ezberlemesi olarak görülür.

 

Bir ravinin zabt sahibi olduğu, aynı vasfa sahip olmakla birlikte itkan sahibi olarak da bilinen başka ravilerin rivayetlerine uygunluğu ile belli olur. Eğer Hadîsleri, mana yönünden bile olsa sika ravilerin rivayetlerine uygun veya bir-iki yerde muhalif de olsa çoğunlukla muvafıksa zabt vasfına sahip olduğuna hükmedilir. Şayet rivayetleri çoğunlukla sika ravilerin rivayetlerine aykırı ise zabt vasfını kaybettiğine hükmedilerek Hadîsleri dinî konularda delil kabul edilmez. Buna göre bir ravide zabt kusurunun bulunması. Hadîslerini sahih olmaktan çıkarır. Eğer diğer sıhhat şartlarını taşıyorsa hasen derecesine indirir.

 

Metâ'in-i Aşera denilen ve ravinin tenkidinde göz önünde bulundurulan kusurlardan gaflet, kesretu'l-galat, sû'u'l-hıfz, vehm ve muhâlefetu's-sikât olmak üzere beşi zabtla ilgilidir. Ravi şayet bu kusurlardan biri veya birkaçıyla tenkit edilmişse, bir başka deyişle onda bu kusurlardan biri ya da birkaçı olduğu açığa çıkarılmışsa o ravi zabt vasfını kaybeder. Ayrıca yalancılıkla itham edilen ravilerin hemen hepsi rivayette hata yapmış, hatası fazla olmakla tanınmış ve böyle olduklarından zabt yönünden cerhedilmiştir.

Bazı alimlere göre bir ravinin zabtı, kuvvet ve zayıflık yönünden değerlendirilemez. Buna göre insan, ya zabt vasfıyla nitelendirilir -ki bu halde zabt sahibi olma özelliğini kazanır- ya da zabtının olmadığına hükmedilir. Bu takdirde gayru zabıt addedilir. Bunun yanısıra zabt vasıfı taşıyan ravilerin hepsi aynı derecede kabul edilirler. Birinin diğerine nisbetle zabtının fazla olduğu söylenemez.

 

Zabt terimi, bir de Hadîslerin yanlışsız olarak yazılması manasına kullanılır. Dabtu'l-kitâb veya zabt-ı kitâb da denilen bir kitabın zabtı. Hadîs metinlerinden meydana gelen herhangi bir kitabın, içindeki Hadîslerin şeyhten işittikten sonra yanlışsız olarak yazılması, aslı ile mukabele edilmesi ve tashihinin yapılması manasınadır. Bununla birlikte ravinin yazılı metinlerde bulunan Hadîsleri şeşhinden işittiği ve tashihini yaptığı andan rivayet edeceği zamana kadar muhafaza etmesi, herhangi bir zarardan koruması anlamına da kullanılmıştır.