MUKADDİME
Bize iman yolunu gösteren Allah’a hamd ederiz. Dil ve kalem ile dinine hizmeti bize nasip kılan Rabbimize hamd ederiz. Bizi deliller ve hüccet ile Rabbinin yoluna sevk eden efendimiz Muhammed (as)’e, Ehli Beytine ve ashabına, güzellikle onun yoluna uyanlara da salât ve selam ederiz. Şimdi asıl meseleye gelince:
İmanın sıhhati bakımından ahiret gününe iman bir iman şartıdır. Kim ahirete imanı inkâr eder veya bundan bir kuşkuya düşerse, o kimse tartışmasız mürtedir, İslam’dan çıkmış bir kâfirdir.
Nitekim Kur’an’ı Kerim birçok ayetlerinde bu noktaya dikkat çekmekte ve uyarılarda bulunmaktadır. O günün dehşetinden ve korkularından söz etmektedir. Nitekim yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
“Allah’a döndürüleceğiniz,
sonra da herkese hak ettiğinin
eksiksiz verileceği
ve kimsenin haksızlığa
uğratılmayacağı
bir günden sakının.”
(Bakara,
Yine yüce Mevla
buyuruyor: “Ey insanlar! Rabbinizden korkun! Çünkü kıyamet
vaktinin depremi müthiş
bir şeydir!
Onu gördüğünüz
gün, her emzikli kadın
emzirdiği
çocuğu
unutur, her gebe kadın
çocuğunu
düşürür.
İnsanları
da sarhoş
bir halde görürsün. Oysa onlar sarhoş
değillerdir;
fakat Allah’ın
azabı
çok dehşetlidir.”
(Hac,
Bir başka ayette de
yüce Allah şöyle buyuruyor: “Ey insanlar! Rabbinize karşı
gelmekten sakının.
Ne babanın
evladı,
ne evladın
babası
namına
bir şey
ödeyemeyeceği
günden çekinin. Bilin ki, Allah’ın
verdiği
söz gerçektir. Sakın
dünya hayatı
sizi aldatmasın
ve şeytan,
Allah’ın
affına
güvendirerek sizi kandırmasın.”
(Lokman,
“Ey iman edenler!
Allah’tan korkun ve herkes, yarına
ne hazırladığına
baksın.
Allah’tan korkun. Çünkü Allah, yaptıklarınızdan
haberdardır.”
(Haşr,
Bilindiği gibi insanların birçoğu ahiret gününe iman ediyor. Ancak ahiretin ne demek olduğunu bilip anlayanların sayısı oldukça azdır. İşte bu maksatla elinizdeki bu kitabımı, Ahiret Günü adlı kitabımı yazdım. Bu eserimi ahiret gününe iman eden her bir Müslüman’a armağan ediyorum ki böylece Salih ameller üzerinde yoğunlaşabilsin. Kötü iş ve amellerden, masiyet olabilecek şeylerden de uzak kalabilsin, onları terk edebilsin. Bilinmelidir ki insan Rabbini ne oranda bilip tanıyor ve kadrini takdir ediyorsa, ondan umut var olur veya ondan korkar da amelini de buna göre işler. İşte bunun içindir ki yüce Allah şöyle buyuruyor:
“Kulları
içinden ancak âlim olanlar gereğince
korkar.”
(Fatır,
Yine yüce Mevla
buyuruyor: “De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu
ancak akıl
sahipleri bunları
hakkıyla
düşünür.”
(Zümer,
Yüce Allah
peygamberlerinden haber vererek şöyle buyuruyor: “Bütün peygamberler, hayır
işlerinde
koşuşurlar,
umarak ve korkarak bize yalvarırlardı;
onlar, bize karşı
derin saygı
içindeydiler.”
(Enbiya,
Ahirete iman denince aslında bu, gabya iman etmek demektir. Gabya iman etmek ise, bu da sadece duyguya dayalı yani işitmeye dayalı delillerle kanıtlanabilir. Çünkü bu durum beşer aklıyla kavranacak bir şey değildir. Sem’i olan delil ise Kitap ve sahih sünnettir. Ben ise sadece sana Kur’an’da gelenleri ve sünnet ile sabit olanları hatırlatacağım ki, böylece neye, niçin inandığını bilmiş olasın. Yine kurtulmuş olanlardan olabilmek için uğrunda ameller işlediğin Ahiretin ne olduğunu öğrenesin diye bu çalışmayı sundum. Öyle bir günden söz ediyorum ki çocukları bir anda aksakallı yaşlılar haline getirecek olan o ahiret günü ne imiş bilesin. Çünkü o günde yüce Allah insanları amellerine göre hesaba çekecek, eğer işledikleri hayır ve iyilikse karşılığında hayır ve iyiliği bulacaktır, şayet işledikleri, şer ve kötülükse karşılığında şer ve kötülüğü bulacaktır.
İşte sen bütün bunları elindeki bu kitaptan öğreneceksin. Allah’tan dileğim yaptığımız işlerde bizi Salih ameller işleyenlerden, ihlâs ve samimiyet sahibi olanlardan, gerçeği söyleyenlerden ve yazanlardan kılsın. Allah bize layık olduğumuz şekilde muamelede bulunmasın, rahmetiyle ve mağfiretiyle muamelede bulunsun. Çünkü O gerçekten kendisinden korkulmaya layıktır ve mağfiret ehlidir.
Böylece efendimiz Muhammed’e, Ehli Beytine ve ashabına da salât ve selam olsun derim.