MÜEZZİNE İCABET ETMEK
433 Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Müezzini
işittiğiniz vakit, siz de onun dediğini deyin; sonra bana
selâvat getirin!.. Çünkü bana bir selâvat getirene Allah
onun sebebiyle on kere selâvat eyler. Sonra benim için vesileyi
isteyin!.. Zira o cennette bir makam olup, ancak Allah'ın
mü'min kullarından birine yaraşır. O kulda ben olmak isterim.
İmdi her kim benim için Allah'tan vesileyi isterse, o kimseye
şefâatım helâl olur"(90) buyurduğu bilinmektedir. Bu
Hadis-i Şerifteki Allahû Teâla (cc)'nın salât etmesinden
murad, afv ve mağfiret buyurmasıdır. Ezânı duyan kimsenin,
icabet etmesi vacib olur. İcabet: Müezzin ne söylemişse, onu
aynen tekrarlayıp söylemektir. Sadece
"Hayya'ale's-Selâh" derken "Lâ havle ve lâ
kuvvete illâ billâhi'l âliyyü'l azim" demesi,
"Hayya ale'l Felâh" derken, dinleyenin
"Mâşâaallahû kane ve malem yeşae lem yekûn"
demesi gerekir. Serahsi'nin muhiyt'inde de böyledir.(91) Ezânı
işiten kimse cünüb bile olsa, icabet etmek durumundadır.
Alauddin el Haskafi: "Ezânı işiten kimsenin cünüb bile
olsa müezzine icabet etmesi vacibtir. Hulvani mendub olduğunu
söylemiş "vacib olan yürüyerek icabettir"
demiştir."(92) hükmünü zikretmektedir.
434 Müezzin sabah
Ezânında "Es selâtü hayrûn mine'n-nevm" dediği
zaman, dinleyen kimse onun sözünü aynen söylemez
"Sadakte" veya "Berarte" der. İkamete icabet
etmek de müstehabtır.(93) Ezânı işitince ayağa kalkmak
mendubtur. Resûl-i Ekrem (sav) "Ezânı işittiğiniz vakit
ayağa kalkın. Çünkü o Allah'tan gelen bir emirdir"(94)
buyurmuştur. "Hıyle" şarihi münavi bu hadisi
"Yani namaza gidin, yahud Ezândan murad ikamettir"
şeklinde izah etmiştir. İkamet sırasında müezzin "Kad
Kameti's-salat" deyince "Ekâmellâhu ve
edâmehâ" (Allah onu kaim ve daim kılsın) der. Veya
ikâmet esnasında dua ile meşgul olur. Bunda bir beis
yoktur.(95)