NAMAZ'IN KEYFİYETİ
(NAMAZ NASIL KILINIR?)
466 Namaz kılmayı murad eden kimse; önce abdest
alıp, farz namazın vaktinin girip-girmediğini kat'i olarak
öğrenir. Zira vakit girmeden farz namaz edâ edilemez. Daha
sonra kıbleye yönelir ve ikametten sonra, kalbi ile kat'i
olarak niyyet eder. Hangi namazı kıldığını bilmesi kafi
değildir. Çünkü bilmek başka şeydir, niyyet başka
şeydir.(178) İki elini, baş parmaklar kulak yumuşakları
hizasına gelecek şekilde ve parmakları tabii halde, iç
kısımları kıble istikametine gelecek şekilde kaldırır. Tam
bu sırada "İftitah tekbirini" alır, yani
"Allahû Ekber" der!.. Kadınlar ellerini omuzları
hizasına kadar kaldırırlar!... İftitah tekbirinden sonra
erkekler; sağ elini sol el üzerine koyarak, göbek altında
bağlarlar. Kadınlar elleri açık olarak göğüsleri üzerine
koyma durumundadırlar. Erkekler; sağ elin baş parmağı ile,
serçe parmağını, sol bileği kavrayacak şekilde tesbit eder
ve diğer üç parmağı sol kol üzerinde bulundurur. Bu kıyam
halinde; ayaklar birbirlerine muvazi olarak, birbirlerinden dört
parmak kadar aralıklı bulundurulur. Dizlerin bükülmesi veya
vücûd ağırlığının bir ayak üzerine kaydırılması
mekruhtur.(179) Dolayısıyla dizler dik tutulur ve vücûd
ağırlığı her iki ayak üzerine bölünür.
467 Hz. Enes (ra)'den rivayet edildiğine göse:
"Resûl-i Ekrem (sav) namaza başladığı zaman tekbir
getirir ve Sübhaneke'yi okurdu ve bunun üzerine birşey ilave
etmezdi"(180) Yani;
["Sübhânekellahümme vebi hamdik, ve
tebârekesmük, ve teâlâ ceddük (ve celle senâük), velâ
ilahe gayruk."]
Duasını gizli okur.(181) Bu duayı; hem imam, hem
imama uyan ve hemde yalnız başına kılan kimse, gizli olarak
okur. Zira sünnetle sabittir.
468 Daha sonra "İstiaze" yapar. İmam-ı
Merginani: "Esteizü billâhi mine'şşeytanirracim"
diyerek İstiaze'de bulunur. Çünkü Allahû Teâla (cc)'nın
şu kavli vardır: "Kur'an okuduğun zaman, reddedilmiş ve
kovulmuş olan şeytan'dan Allah'a sığın." Bundan murad;
Kur'an okumaya niyet ettiğin zaman İstiaze'de bulun demektir.
Evlâ olan "esteizû billâhi" demesidir ki, Kur'an'a
muvafık olsun. "Eûzü billâhi" de ona yakındır.
Sonra bu istiaze, Kur'an okumaya tabidir, yani ondan önce
okunur" hükmünü zikreder.(182) Bunu da gizli olarak,
okumak esastır. İbn-i Mesûd (ra)'dan rivayet edilmiştir ki;
Resûl-i Ekrem (sav) İstiaze'yi, besmeleyi ve Fatiha'nın
sonunda söylenen "amin" lafzını gizli
söylemiştir.(183) Dolayısıyla İstiaze'den sonra Besmele'yi
de gizli olarak okur. Yani içinden
"Bismillâhirrahmanirrahim" der!.. Bilindiği gibi
besmele her rek'atın başında çekilir; Fatiha ile zamm-ı
sûre arasında çekilmez.
469 Sonra Fatihâ Sûresini okur!.. İmamet görevinde
olan kimse; sabah, akşam ve yatsı namazlarının farzlarının
ilk iki rek'atında, Cum'a ve Bayram namazlarında Fatiha
Sûresi'ni açıktan okur. İmama uyan kimse kıraat etmez. Zira
Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Her kim imamla namaz kılarsa,
imamın kıraatı onun içinde kıraattır"(184) buyurduğu
bilinmektedir. Tek başına namaz kılan kimse açıktan okunan
namazlarda, isterse aşikare okur, isterse gizli okur!.. Fatiha
Sûresi'ni okuyup bitirdiği zaman gizli bir şekilde
"Amin" der!.. Bunu hem imamın, hem de imama uyan
kimsenin gizli olarak demesi esastır. Daha sonra bir sûre veya
en az üç kısa Ayet-i Kerime okur.
470 Sonra tekbir getirip (Yani "Allahû
Ekber" diyerek) rükûa varır. Ellerini parmakları açık
olarak dizleri üzerine koyar, baş ve vücûd yere paralel bir
şekilde bulunur. Hatta öyle ki sırtına su dökülse,
dökülen o suyun sırtta durması esastır.(185) İmam tekbiri
aşikare söyler. Kadınlar rükû'da fazla eğilmezler,
parmaklarını açmazlar ve kollarını vücûdlarından ayırıp
uzaklaştırmazlar. Rükû halinde iken en az üç defa
"Sübhane Rabbiye'l Aziym" demek gerekir. Sonra
rükûdan başını kaldırıp doğrulurken "Semiallahû
limen hamideh" denir. Eğer imama uyulmuş ise, imamın bu
sözü arkasından: "Rabbenâ leke'l hamd" veya
"Rabbenâ ve leke'l hamd" demek esastır. Rükû
tesbihlerinin en azı üç, ortası beş ve en çoğu da
yedidir.(186)
471 Rükûdan tamamen doğrulup, vücûd azaları
sükûnet bulduktan sonra; tekbir getirilerek (Yani "Allahû
Ekber" denilerek) secde edilir. Secde haline geçerken önce
dizleri, sonra elleri, daha sonra da burnu ve alnı yere koymak
esastır. Her iki ayağı dikerek, ayak parmaklarını kıble
istikametine çevirmek gerekir. Eller kulaklar hizasında, kollar
yere döşenmeksizin yanlara açık ve karın uyluklardan uzak
bulundurulur. Secde halinde iken en az üç defa "Sübhane
Rabbiye'l âlâ" denilerek, tesbih edilir. Kadınların
secde hali, erkeklerden farklıdır. Şöyle ki: Karınlarını
uyluklarına yapıştırırlar, kollarını vücûdlarından
uzaklaştırmazlar. Tesbihlerden sonra tekbir getirip (yani
"Allahû Ekber" denilerek) bu birinci secdeden önce
başını kaldırır ve doğrulup oturur. Eller dizler üzerine
konur. Sonra tekbir getirilip (yani "Allahû Ekber"
denilerek) yeniden secdeye gidilir. Birinci secdede okuduğu
tesbihleri, ikinci secdede de tekrarlar.
472 İki secdeyi de edâ ettikten sonra önce
başını, sonra ellerini ve daha sonra da dizlerini kaldırarak
kıyam haline geçer. Yani ayağa kalkar. Tıpkı birinci kıyam
halinde olduğu gibi; yine ellerini bağlar. Daha sonra
"Besmele" çeker ve Fatiha Sûresini okur!.. Daha sonra
da; kısa bir sûre veya en az üç Ayet-i Kerime okuyarak
kıraatı tamamlar. Birinci rek'at'ta edâ ettiği rükû ve
secdeleri aynen tekrar edâ eder. Bu ikinci rek'at'ın son
secdesinden sonra başını kaldırıp, sol ayağını yere
yatırarak üzerine oturur. Sağ ayağını, parmaklarının ucu
kıble istikametine gelecek şekilde diker. Ellerini
parmaklarının tabii açıklığı ile diz kapakları hizasına
gelecek şekilde uylukları üzerine koyar. Kadınlar ise; her
iki ayağı sağ taraftan dışarı çıkararak üzerlerine
otururlar. Bu birinci oturuşta; Abdullah İbn-i Mesûd (ra)'dan
rivayet edilen teşehhüd okunur. Bu teşehhüdü daha önce
zikretmiştik.(187)
473 Teşehhüd duasını
okuduktan sonra ayağa kalkar. Üç ve dördüncü rek'atları
aynen ilk iki rek'at gibi edâ eder. Ancak farz namazların bu
rek'atlarında (Üç ve dördüncü rek'atlarda) besmele ile
yalnız Fatiha Sûresi okunur.(188) Zamm-ı sûre okunmaz!..
Dördüncü rek'atın secdelerinden sonra; birinci oturuş gibi
oturulur. Önce yine "Teşehhüd" duası okunur. Buna
salâvatları da ilâve eder. Daha önce salâvatların keyfiyeti
üzerinde durmuştuk.(189) Salavatlardan sonra kendisi ve bütün
mü'minler için dua etmesi esastır. Bu konuyu da, daha önce
izaha gayret etmiştik.(190) Duayı da bitirdikten sonra; önce
başını sağ tarafa çevirerek "Esselâmû Aleykûm ve
rahmetûllah" diyerek selâm verilir. Sonra da sol tarafa
çevrilip, aynen selâm tekrar edilir. Yalnız başına namaz
kılan kimse; başı ile sağa ve sola selâm verirken, kalbinden
"meleklere" selâma niyyet eder. İmama uyanlar; hem
sağ, hem de sol taraflarında bulunan mü'minlere, ayrıca imama
selâm vermeye kalben niyyet ederler. İmam durumunda olan kimse
ise; bütün mü'minlere selâm vermeye niyyet eder.