NAMAZ İÇİN
"SÜTRE" DİKMEK
538 Resûl-i Ekrem (sav)'in
"Şayed namazını edâ eden kimsenin önünden geçen
şahıs, üzerine gelecek günahın mahiyetini bilseydi, elbette
kırk gün beklerdi, geçmezdi."(310) Hadis-i Şerifini esas
alan hanefi fûkahası; namazını edâ eden kimsenin önünden
geçmenin günah olduğunda müttefiktir. Namazını edâ eden
mükellef; başkasının vebale girmemesi için sütreye riayet
etmesi esastır. İbn-i Abidin; "Sütre dikmek mendubtur.
Çünkü bir Hadis-i Şerif'te; "Biriniz namaz kıldığı
vakit bir sütreye karşı kılsın. Kimseyi önünden
geçirmesin" buyurulmuştur. Bu hadisi, Hakim, İmam-ı
Ahmed ve başkaları rivayet etmişlerdir. Münye'de sütreyi
terk etmenin mekrûh olduğu bildirilmiştir. Bu kerahat
kerahat-ı tenzihiyedir. Hadisteki emri hakikatından
değiştiren amil Ebû Davud'un Fazıl ile Abbas'tan rivayet
ettiği hadistir. Bu hadiste: "Biz peygamber (sav)'i bizim
bir çölümüzde ovada namaz kılarken gördük. Önünde sütre
yoktu" denilmektedir. İmam-ı Ahmed'in rivayet ettiği bir
hadiste: "İbn-i Abbas ovada namaz kıldı. Önünde birşey
yoktu" denilmiştir hükmünü zikreder.(311) İmam-ı
Merginani: "Sahrada (ovada veya dışarıda) namaz kılan
kimsenin, önüne bir sütre koyması gerekir. Çünkü Resûl-i
Ekrem (sav): "Sizden birisi sahrada namaz kıldığı vakit
önüne bir sütre koysun" buyurmuştur. Sütrenin miktarı
ise bir kulaç veya kulaçtan biraz daha fazladır. Ayrıca
denilmiştir ki; sütrenin en az bir parmak kalınlığında
olması gerekir. Çünkü ondan daha ince olursa, uzaktan bakan
kimse için belli olmaz. Öyle ise maksad hasıl olmaz. Sahrada
namazını edâ eden kimse, sütreye yakın durur. Çünkü
Peygamber (sav) buyurdu ki; "Kim sütreye doğru namaz
kılarsa, ona yakın dursun." Sütreyi sağ kaşının veya
sol kaşının hizasına dikmek esastır. Çünkü bu hususta
eser varid olmuştur. Kimsenin geçmeyeceğinden emin olunursa
veya yönünü yola doğru çevirme bahis konusu değilse,
terketmekte bir beis yoktur"(312) buyurmaktadır.
539 Sahrada cemaatle namaz
kılınıyorsa; imamın sütresi, bütün cemaate kafi gelir.
Hepsinin ayrı ayrı sütre dikmeleri gerekmez.(313)