579 Resûl-i Ekrem (sav)'in:
"Namazınızı benim kıldığım gibi (benden
gördüğünüz gibi) kılınız"(395) buyurduğu
bilinmektedir. Hanefi fûkahası; mükellef üzerine
"Farz" ve "Vacib" olan namazların dışında
kalan bütün namazları; "Nafile" namazlar olarak
nitelendirmiştir. Dolayısıyle nafile olan namazlar içerisine;
Sünnet-i müekkede, sünnet-i gayr-i müekkede, mendub ve
müstehab olan namazlar dahildir. Nafile'nin kelime manası;
ziyade demektir. Şer'i ıstılâhta ise; lehimize olarak meşrû
kılınmış ziyade namazlardır. Resûl-i Ekrem (sav)'in:
"Bir kimse; gündüz ve gecede on iki rek'at namaza devam
ederse, Allahû Teâla (cc) onun için cennette bir ev bina
eder"(396) buyurduğu bilinmektedir.
580 Sabah namazından önce,
öğle, akşam ve yatsı namazlarından sonra "ikişer
rek'at" sünnet namaz vardır. Yine öğle namazından
önce; cum'a namazından önce ve sonra "dörder
rek'atlık" sünnet namaz mevcuddur. Mütûn'da da
böyledir. Dörder rek'atlı sünnet namazlar; bir selamla
kılınır. Bir kimse bu namazları iki selamla edâ edecek
olursa, bu sünnet namazdan sayılmaz.(397) İbn-i Abidin
"Sünnet-i müekkede; sair nafilelerden daha fazla bir
tekid'le yapılması istenen sünnettir. Onun için de terki ile
günaha girme hususunda vacibe yakındır. Nitekim Bahır'da
beyan edilmiştir. Bu sünneti terk eden zem ve tadlil'e
müstehak olur. Tahrir'de böyle denilmiştir. Yani özrü yokken
ısrarla terk eden zem ve delâletle vasıflanmayı hak eder.
Sünnet-i müekkedeler bir selamla kılınırlar. Hz. Aişe
(r.anha)'dan rivayet olunduğuna göre Peygamber (sav):
"Öğleden evvel dört, öğleden sonra iki, akşam
namazından sonra iki, yatsıdan sonra iki ve sabah namazından
önce iki rek'at namaz kılarmış" Bu hadisi Müslim,
Ebû Davud ve Ahmed b. Hanbel rivayet etmişlerdir.(398)
buyurmaktadır.
581 Gündüz kılınan nafile
namazların; bir selamla dört rek'attan fazlası ve gece
kılınan (nafile) namazların sekiz rek'attan fazlası
mekruhtur. Gece ile gündüz efdal olan, bir selamla dörder
rek'at kılmaktır.(399) İkindiden önce dört, yatsıdan hem
önce, hem sonra dörder rek'at, akşamdan sonra da altı rek'at
namaz kılmak mendubtur. Kenz'de de böyledir.(400) "Öğle
namazının farzından önce, Cum'a namazının farzından önce
ve sonra edâ edilen dört rek'atlık sünnet namazların birinci
ka'desinde, selâvat duası okunmaz. Ayrıca bu namazları edâ
eden kimse birinci ka'deden (ilk oturuştan) üçünca rek'atı
edâ için kıyama geçince Sübhaneke'yi okumaz. Çünkü bu
namazlar sünnet-i müekkede olduğu için farzlara
benzer"(401) Zikredilen bu namazlardan başka; dört
rek'atlık nafile namazlarda, birinci ka'dede teşehhüdden sonra
selavat duası okunur, üçüncü rek'atın başında da
Sübhaneke'yi gizli kıraat eder. Zira onlarda her iki rek'at
müstakil bir namaz sayılır.
582 İbn-i Abidin;
"Sünnetlerin en kuvvetlisi sabah namazının sünnetidir.
Çünkü Sahihayn'da Hz. Aişe (r.anha)'dan şu hadis rivayet
olunmuştur: "Peygamber (sav) nafilelerden sabah namazının
iki rek'at sünnetine gösterdiği titizliği başka birine
göstermezdi" Müslim'de: "Sabah namazının iki rek'at
sünneti dünya ve mafihadan daha hayırlıdır" hadisi,
Ebû Davud'da dahi: "Sizi atlar kovalarsa sabah namazının
iki rek'at sünnetini bırakmayın" hadisi vardır. Bahur.
Sabah namazının sünnetinden sonra esah olan kavle göre
öğlenin dört rek'at ilk sünneti gelir"(402)
buyurmaktadır. Feteva-ı Hindiyye'de: Sünnet namazların kuvvet
derecelerine göre sıralanışı şöyledir:
1. Sabah namazının sünneti,
2. Akşam namazının
sünneti,
3. Öğle namazından sonra
kılınan iki rek'atlık sünnet,
4. Yatsıdan sonra kılınan
iki rek'at sünnet,
5. Öğleden önce kılınan
sünnet.
Tebyin'de de böyledir.(403)
hükmü kayıtlıdır. İmam-ı Merginani; Resûl-i Ekrem
(sav)'in: "Öğle namazının farzından önce, dört rek'at
sünneti terkeden kimse şefaatime nail olamaz" Hadis-i
Şerifini kaydederek; sabah namazının sünnetinden sonra,
öğle namazının ilk sünnetinin daha efdal olduğu
görüşüne meyletmiştir. Bahsin devamında da: "Evlâ
olan sünnetlerin hiçbirisini terketmemektir. Zira sünnet
namazlar, farzın tamamlayıcısı hükmündedir. Ancak farz
namazın vaktinin geçmesinden korkulduğu zaman
kılınmayabilir"(404) buyurmaktadır. Ulema'dan, sabah
namazının ilk sünnetinin vacib hükmünde olduğuna kail
olanlar vardır. Nitekim özrü olmayan kimselerin o namazı
oturarak kılması caiz görülmemiştir.
583 Resûl-i Ekrem (sav)'in:
"Sizden biriniz mescide girdiği zaman, iki rek'at namaz
kılmadan oturmasın" Hadis-i Şerifini esas alan Hanefi
Fûkahası, "Tahiyyetü'l Mescid" namazının mendub
olduğuna kail olmuştur.(405) Ancak mescide girdiği zaman farz
namazı edâ ederse, onun yerine geçer. İbn-i Abidin bu
husustaki rivayetleri zikrettikten sonra: "Her gün için
bir tahiyye namazı kafidir. Yani bir özürden dolayı mescide
tekrar tekrar girerse, bir tahiyye kafi gelir. Mutlak
söylenmesine bakılırsa, mescide giren kimse tahiyyeyi ilk
girişte kılmakla, son girişte kılmak arasında muhayyerdir.
Bize göre oturmakla tahiyye namazı sakıt olmaz. Çünkü
ûlema hakim (kadı) hakkında şunları söylemiştir. Hakim
(kadı) hüküm vermek için mescide girdiğinde dilerse o anda,
dilerse çıkacağı vakit tahiyye namazı kılar. Zira maksad
hasıl olur. Nitekim Gaye'de beyan olunmuştur. Sahihayn'da
rivayet edilen: "Biriniz mescide girerse iki rek'at namaz
kılmadan oturmasın" hadisine gelince: Bu hadis evlâ
olanı beyan etmektedir. Çünkü İbn-i Hibban'ın rivayet
ettiği bir hadiste Resûlullah (sav): "Ya Ebâ Zer,
şüphesiz mescidin bir tahiyyesi vardır. Onun tahiyyesi iki
rek'at namazdır. Kalk da onları kılıver" buyurmuştur.
Meselenin tamamı Hılye'dedir. Şarihin bahsettiği Ziya'nın
ibaresi şöyledir: "Bazıları demişlerdir ki; bir kimse
mescide girer de hades, meşguliyet veya benzeri bir sebeble
tahiyye-i mescid namazını kılamazsa: "Sübhanellahi
velhamdülillâh velâ ilâhe illâhlahû vallahû ekber"
demesi müstehab olur. Bunu Ebû Talip mekki "Kûtü'l
Kulûb" adlı eserinde söylemiştir. Biz bunun benzerini
Kuhistani'den naklen arz etmiştik"(406) buyurmaktadır.
584 Resûl-i Ekrem (sav)'in:
"Bir kimse abdest alır ve abdestini (şartlarıyla) güzel
yapar ve iki rek'at namaz kılıp, kalbi ve vechiyle tam olarak
yönelirse onun için cennet vacip olur" Hadis-i Şerifini
(407) esas alan Hanefi fûkahası; abdest aldıktan sonra iki
rek'at namaz kılmanın mendub olduğunda ittifak etmiştir.(408)
585 Kuşluk namazı da mendub
olan namazlardandır. İbn-i Abidin: "Kuşluk namazının en
az iki rek'at kılınacağını Şeyh İsmail (Haik)'de;
Gazneviye, Havi, Şır'a ve Semerkandi'yeden nakletmiştir.
Musannıfın söylediği Tebyin, Miftah ve Dürer sahipleri de
benimsemişlerdir. En az iki rek'attır diyenlerin delili:
Peygamber (sav)'in Ebû Hureyre'ye iki rek'at namaz kılmasını
tavsiye buyurmasıdır. Nitekim Sahih-i Buhari'de rivayet
edilmiştir. Dörttür diyenlerin delili: "Peygamber (sav)
kuşluk namazını dört rek'at kılar; Allah'ın dilediği kadar
da ziyade ederdi" hadisidir. Bunu müslim ve diğer hadis
imamları rivayet etmişlerdir. İki hadisin araları bazı
muhakkîkların işaret ettikleri vecihle: "İki rek'at en
az mertebesi, dört rek'at da kemal derecesinin en
aşağısıdır" demek suretiyle bulunur. Kuşluk
namazının en çoğu on iki rek'attır. Çünkü Tirmizi ile
Nesai'nin içinde zaif bulunan bir senedle rivayet ettikleri bir
hadiste Resûlullah (sav): "Her kim kuşluk namazını on
iki rek'at kılarsa Allah ona cennette altından bir köşk bina
eder" buyurmuştur. Takarrur etmiş bir kaidedir ki, zaif
hadisle faziletler konusunda amel caizdir"(409) hükmünü
beyan etmektedir. Feteva-ı Hindiyye'de: "Kuşluk
namazının azı iki rek'at, çoğu ise on iki rek'attır. Vakti
ise; güneşin yükselmesinden zeval vaktine kadardır"(410)
hükmü kayıtlıdır.
586 Resûl-i Ekrem (sav)'in:
"Hiç bir kimse ailesine sefere çıkacağı zaman onların
yanında kıldığı iki rek'at namazdan daha faziletli birşey
bırakmaz" buyurduğu bilinmektedir. Bu hadisi Taberani
rivayet etmiştir. Ka'b bin Malik'ten şu hadis rivayet
olunmutur: "Resûlullah (sav) ancak gündüzleyin kuşluk
zamanında dönerdi. Dönüşte mescidden başlar; orada iki
rek'at namaz kılardı. Sonra orada otururdu" Bu hadisi
müslim rivayet etmiştir. Münye şerhi. Bundan anlaşılan
sefer namazının eve, dönüş namazının mescide mahsus
olmasıdır.(411) Sonuç olarak; sefere çıkarken ve seferden
dönüşte iki rek'at namaz kılmak mendubtur.
587 Gece namazı da mendub olan
namazlardandır. Bahru'r Raik'te de böyledir. Resûl-i Ekrem
(sav) teheccüd namazını en az iki, en çok sekiz rek'at olarak
edâ ederdi. Fethû'l Kadir'de de böyledir.(412) Resûl-i Ekrem
(sav)'in: "Her kim geceleyin uyanır da ailesini uyandırır
ve iki rek'at namaz kılarlarsa ikisi de Allah'ı çok zikreden
erkeklerle kadınlardan yazılırlar" buyurduğu
bilinmektedir. Bu hadisi Nesai, İbn-i Mace, sahibinden İbn
Hibbân ve Hâkim rivayet etmişlerdir. Münziri; "Bu hadis
şeyhaynin şartı üzere sahihtir" demiştir.(413)
Bilindiği gibi beş vakit namaz farz kılınmadan önce,
teheccüd namazı farzdı. Beş vakit namazın farz
kılınmasından sonra, teheccüdün farziyeti nesholunmuştur.
Ancak Resûl-i Ekrem (sav)'in "Teheccüd" namazını
hiç terketmediği bilinmektedir.
588 Hz. Abdullah b. Evfa
(ra)'den rivayet edilen bir Hadis-i Şerif'te Resûl-i Ekrem
(sav)'in: "Kimin Allahû Teâla (cc)'ya yahud insanlardan
bir kimseye bir haceti olursa, iyice bir abdest alsın ve iki
rek'at namaz kılsın. Allah'a hamd edip, benim üzerime
salât-ü selâm getirsin ve sonra şöyle desin"(414)
buyurduğu bilinmektedir.
["Lâ ilâhe illâhûl
halimül keriymu sûbhanallahi Rabbi'l arşil aziym.
Elhamdulillahi rabbi'l alemiyn. Es'elüke mûcibati rahmetike ve
azâimi mağfiratike velğaniymete min külli birrin vesselâmete
min kulli ismin lâ teda'li zenben illâ gafertehû velâ hemmen
illa ferrectehû ve lâ haceten hiye leke rızaen illa kadeyteha
ya erhamer rahimiyn."]
"Hiçbir ilah yoktur
(bütün putları ve tağutları reddederim) yalnız ve yalnız
Halim ve Kerim olan Allahû Teâla (cc) vardır. Hamd, Alemler'in
rabbi (terbiyecisi ve rızk vericisi) olan Allahû Teâla (cc)'ya
mahsustur. Allah (cc)'ım senden rahmetinin işlerini,
mağfiretini hasretlerini ve her iyiliğinin ihsanını talep
ederim. Her günahtan da selâmetimi, kurtuluşumu istirham
ederim. Bağışlanmamış bir günah ve giderilmemiş bir kederi
benden bırakma. Bir de kendisinde senin rızan olan bir işi
yerine getirilmemiş bırakma, ey merhamet edenlerin en
merhametlisi!.."
Hacet namazı da, mendub olan
namazlardandır.(415) Malum olduğu üzere günümüzde
mü'minlerin en büyük haceti; İslâm ahkamının yeryüzünde
galip gelmesidir.
589 Meşru bir iş yapılmak
istendiği zaman, iki rek'at namaz kılıp, sonunda Allahû
Teâla (cc)'dan hayırlısını talep etmek mendubtur. Resûl-i
Ekrem (sav) istihare duasını, Sahabe-i Kiram'a Kur'an-ı
Kerim'den bir sûre öğretir gibi öğretmiştir. Nitekim Hz.
Abdullah b. Cabir (ra)'den şu rivayet varid olmuştur:
"Resûl-i Ekrem (sav) istihareyi bize Kur'an-ı Kerim'den
bir sûreyi öğretir gibi öğretirdi. Şöyle buyurdu:
"Sizden biriniz bir iş yapmayı tasarladığı zaman,
farzın dışında iki rek'at namaz kılsın ve şöyle
desin(416):
["Allahümme inni
estehıyrüke bi'ılmike ve estakdirüke bikudretike ve es'elüke
min fazlikel âzıym feinneke takdirû ve lâ akdirû ve ta'lemû
ve lâ a'lamû ve ente allâmül ğuyûb. Allahümme in künte
ta'lamû anne hazel emre hayrün lî fî dini ve me'ıyşeti ve
akıbeti emri feyessirhû il sümme barik li fiyhi ve in künte
ta'lemû enne hazel emre şerrün li fi dini ve me'ıyşeti ve
akıbeti emri fasrif hû anni vasrifni anhû ve akdürli el hayre
haysû kane summe ardıni bihi"]
"Allah'ım!.. Ben senin
ilminle senden hayranlık duyulan muvaffakiyete ulaşmak dilerim
senden; kudretinle kudret istirham ederim ve azim olan fazlü
kereminden nasiyb temenni ederim. Çünkü senin kudretin her
şeye kadirdir, benim gücüm ise yetmez. Sen herşeyi hakkı ile
bilirsin, ben bilemem. Ayrıca sen bütün gaibi kemali ile
bilirsin!.. Allah'ım!.. Eğer bu yapmaya hazırlandığım amel;
dinim hakkında, hayatım ve amellerimin akıbeti hususunda
hayırlı ise, onu bana takdir kıl ve kolaylaştır. Sonra bu
amelimde bana bereket ihsan et!.. Yok eğer yapmaya
hazırlandığım bu amel; dinim hakkında, hayatım ve
amellerimin akıbeti hususunda şerli (kötü) ise; onu benden,
beni de ondan uzaklaştır. Hayır hangisinde ise, onu bana
takdir buyur, sonra beni de ona razı kıl."
İbn-i Abidin: "İstihare
yedi defa tekrarlanmalıdır. Çünkü İbn-i Sünni'nin rivayet
ettiği hadiste: "Ya Enes başın dara geldiği zaman o
hususta Rabbine yedi defa istihare yap!.. Sonra kalbine gelene
bak! Zira hayır ondadır" buyurulmuştur. Namaz kılmaya
imkan bulamazsa dua ile istihare yapar. Şır'a şerhinde şöyle
deniliyor: "Ulema'dan işitildiğine göre abdestle kıbleye
karşı yatmalı, yatmazdan önce mezkûr duayı okumalıdır.
Rüyada beyaz veya yeşil görülürse o işin hayır olduğuna,
siyah veya kırmızı görülürse şer olduğuna delâlet eder
ki, kaçınmak gerekir"(417) hükmünü zikretmektedir.
İstihare namazının birinci rek'atında Fatiha'dan sonra
"Kafirûn", ikinci rek'atında "İhlâs"
sûreleri okunabilir.
590 Dört rek'at
"Tesbih" namazını, üçyüz tesbih ile kılmak da
mendubtur. Feteva-ı Hindiyye'de: "Muhalla'da "Tesbih
namazı öğleden önce kılınır" denilmiştir.
Muzmarat'ta da böyledir. Mutlak nafileleri (Kerahat vakitleri
hariç) her vakitte kılmak müstehabtır. Serahsi'nin
Muhıyt'inde de böyledir"(418) hükmü kayıtlıdır.
Dolayısıyla; tesbih namazını öğleden önce kılmak mümkün
olduğu gibi, kerahat vakitleri hariç her vakitte kılmak da
mümkündür. Tesbih namazı; hasen derecesinde olan bir Hadis-i
Şerif'le sabittir ve dört rek'attır. Şu şekilde edâ edilir:
Önce Allahû Teâla (cc)'nın rızası için kalben niyyet
edilir ve iftitah tekbiri alınır. "Sübhaneke"
gizlice okunduktan hemen sonra onbeş defa: "Sübhanellâhi
ve'lhamdülillâhi ve lâ ilâhe illâllahû vallahû ekber"
tesbihi edâ edilir. Daha sonra istiaze yapılarak, Fatiha ve
arkasından zammı sûre okunur. Kırâat tamamlandıktan sonra
on defa "Sübhanellâhi .....) tesbihi söylenir. Rükûa
varılır ve rükû tesbihlerinden sonra on defa
"Sübhanellâhi..." tesbihi söylenir. Rükû'dan
doğrulunca yine on defa aynı tesbih edâ edilir. Secde halinde
iken, secde tesbihlerinden sonra on defa
"Sübhânellâhi..." tesbihi söylenir. Birinci
secdeden doğrulunca yine on defa aynı tesbih edâ edilir.
İkinci secdeye varınca yine on defa, secde tesbihlerinden sonra
"Subhânellâhi..." tesbihi söylenir. Bu şekilde bir
rek'at, 75 defa "Subhânellahi..." tesbihi ile edâ
edilmiş olur. Şöyle ki: Birinci Sübhaneke okunduktan sonra;
15 adet, kıraattan sonra; 10, rükû tesbihlerinden sonra; 10,
rükûdan doğrulunca; 10, secde tesbihlerinden sonra; 10,
birinci secdeden kalkıp oturunca; 10, ikinci secdede; 10. Dört
rek'atta bu tesbih miktarı; 300'e ulaşır.
591
İşlenen her çeşit günahtan dolayı; Allahû Teâla (cc)'ya
tevbe etmek ve bir daha işlememek üzere kalbi azimde bulunmak
esastır. Ayrıca tevbe ettikten sonra; Allahû Teâla (cc)'nın
tevbeyi kabul etmesi ve fazl-ü kerimi ile günahları örtmesi
için iki rek'at nafile namaz kılmak da mendubtur.