CENÂZE NAMAZI
691 Cenaze Namazı; farz-ı
kifâye olan bir ibadettir. Cenâze Namazı'nın farziyyeti;
İcma-i ümmet ve Resûl-i Ekrem (sav)'in sünneti ile
sabittir.(608) İnsanlardan bir kısmı veya sadece biri; cenâze
namazını kılarsa, diğer insanlardan mesuliyet kalkar. Cenâze
Namazı'nı imam; yalnız başına da kılabilir. Zîra Cenâze
Namazı'nda cemaat şart değildir. Nihaye'de de böyle beyan
edilmiştir. Cenaze Namazı'nın şartı; ölünün müslüman
olmasıdır. Ölü herhangi bir özür sebebiyle yıkanmadan
defnedilecek olursa, cenaze namazı kabri üzerinde edâ
edilir.(609) Eğer ölü müslüman olmazsa durum nedir? sualine
cevap arıyalım. Hanefi Fukahasından Alaûddîn El Haskafî:
"Hak olan, kafire mağfiret duasında bulunmanın haram
olmasıdır" hükmünü zikrediyor. İbn-i Abidin bu metni
şerhederken şunları zikrediyor: "Şarih'in hak olan
ilh..." sözleri İmam-ı Kârafi ile ona tabi olanlara red
cevabıdır. Karafi şöyle demiştir: "Kafire mağfiret
duâsında bulunmak küfürdür. Çünkü haber verdiği şeyler
hususunda Allahû Teâla (cc)'yı yalancı çıkarmak istemiş
olur. Bütün mü'minlerin bütün günahlarının afv edilmesine
dua etmek de haramdır. Çünkü bunda da mü'minlerden bir
taifenin günahları sebebiyle mutlaka cehennemde azab
göreceklerinin ve ondan ya şefaetle, yahud başka bir sebeble
çıkacaklarını açıklayan sahih hadisleri yalanlamak vardır.
Ama bu küfür değildir. Çünkü Haber-i Vahid'le, kat'iyi
yalanlamak arasında fark vardır. Karafi'ye birinci kavil
hususunda Hilye sahibi İbn-i Emir Hacc muvafakat etmiş, ikinci
kavlinde kendisine muhalefette bulunmuştur.(610) Dikkat edilirse
ûlemâ arasında ihtilaflı olan husus: "Kâfire mağfiret
duasında bulunan kimse küfre mi düşer, yoksa haram mı
işlemiş olur" noktasındadır. Dolayısıyle kafir olan
bir kimsenin cenâze namazını kılan kimse; bu iki halden
birisine mübtelâ olur. Kat'iyyen ibâdet etmiş olmaz. Bu
sebeble:
1. Kimlerin Cenâze
Namazı'nın kılınmayacağını.
2. Cenâze Namazı'nın kimin
tarafından kıldırılması gerektiğini; her mükellef iyice
öğrenmek zorundadır.
692 KİMLERİN CENÂZE
NAMAZI KILINMAZ: İslâmî bir yönetime (Ulû'lemr'e)
karşı haksız yere ayaklanan kimseler; eğer çarpışma
anında ölürlerse Cenâze Namazları kılınmaz.(611) Yol kesen
(Gutta-i Tarik) eşkiyâlar da; bu esnâda ölürlerse Cenaze
Namazları kılınmaz. İbn-i Abidin: "Çeteci zulüm için
kavmine yardım eden, onlar için gazaba gelen kimselerdir.
"Asabiyete çağıran, yahud asabiyet için çarpışan
bizden değildir" hadisi bu kabildendir. Dürerû'l Bihar
şehri ile Nevazil'de şöyle denilmiştir: "Ulemamız
asabiyet (ırkçılık) için öldürülenleri bu tafsilata göre
bağy'iler hükmünde tutulmuştur" hükmünü
zikrediyor.(612) Ancak şurası unutulmamalıdır ki; bu hüküm
"Demokratik ve politik" hırslarla istismâr
edilmemelidir. Zîra Bağyi; İslâmî bir yönetime karşı,
gayr-i meşrû isteklerle ayaklanan kimsedir. Eğer Darû'l
İslâm'da herhangi bir kavim; Allahû Teâla (cc)'nın
indirdiği hükümlerin ortadan kaldırılması ve kendi
kavimlerinin kanunlarının yürürlüğe konulması niyetiyle
ayaklanırsa "Asabiyet" için savaşmak, o zaman
tahakkuk eder!.. Babası ve annesini öldüren kimsenin cenaze
namazı; sırf ona cezâ vermek niyetiyle kılınmaz.(613)
693 CENÂZE
NAMAZININ KİMİN TARAFINDAN KILDIRILMASI GEREKİR: Cenâze
Namazı'nı kıldırmaya en evlâ olan; eğer orada hazır ise
"Ulû'lemr" (İslâmi devletin lideri) dir. Şayet
Ulû'lemr; orada hazır değilse "Kadı" kıldırır.
Kadıda hazır değilse "Şurta Amiri" (Emniyet Amiri)
o da hazır değilse "Cum'a İmamı" imamete
geçer!..(614) Zîra yukarıda da beyan ettiğimiz vechile;
insanların hallerine vakıf olan ve
kılınıp-kılınmayacağını en iyi tayin edebilecek
yetkililer bunlardır. Eğer hiçbirisi hazır bulunmazsa; beş
vakit namazı kıldırmakla görevli mescid imamı veya ölünün
velisi, cenaze namızını kıldırır.