CENAZENİN TAŞINMASI VE
DEFİN ETMEK
698 Cenazeyi dört erkeğin
taşıması sünnettir. Ebi'l Mekarim'in Nikaye şerhinde de
böyledir. Cenaze tabuta konduğu zaman; dört tarafından, her
tarafında birer kişi olmak üzere tutularak taşınır.
Cevheretü'n Neyyire'de de böyle zikredilmiştir.(623) İmâm-ı
Şafiî (rha)'in kavline göre; iki kişinin taşıması
sünnettir.(624) Eğer ölen kimse; komşu, akraba ve iyiliğiyle
şöhret bulmuş bir mü'min ise, onun cenazesinin arkasından
gitmek, nafile ibadetten daha hayırlıdır. Bahru'r Raik'te de
böyledir. Cenazeye bir vasıta ile gitmekte bir beis yoktur.
Fakat yaya gitmek daha efdaldir.(625) Vasıta ile gidenlerin;
cenazeyi geçip gitmesi mekruhtur.
699 İmam-ı Merginani:
"Cenazenin yavaş yavaş mı, yoksa süratli mi
götürülmesi gerektiği" hususunu izah ederken: "Bu
husus Resûl-i Ekrem (sav)'e sorulduğunda Peygamberimiz
efendimiz cevaben buyurdular ki "koşmanın aşağısında
(hızlı) bir yürüyüşle götürünüz" Dolasıyla cenaze
yavaş yavaş değil, süratle götürülür"(626)
hükmünü zikretmektedir. Şurası bilinmelidir ki; cenazenin
arkasından "feryad-ü figan etmek, bağırmak, yaka bağır
yırtmak" mekruhtur. Sessizce ağlamakta bir beis yoktur.
Ancak sabretmek daha efdaldir. Cenazenin arkasından ateş veya
mum yakmak da münasib değildir. Ayrıca kadınların cenazeyi
takip etmeleri uygun bulunmamıştır.
700 Ölüyü defin etmek
farz-ı kifayedir. Siracü'l Vehhac'ta da böyle zikredilmiştir.
Sünnet olan mezar şekli lahiddir. Serahsi'nin muhıyt'inde de
böyledir.(627) Resûl-i Ekrem (sav): "Lahid bizimdir. Yeri
şak etme (yarma) ise bizim dışımızdakilere aittir"
buyurmuştur.(628) Ölü; kıble tarafına gelen kısımdan
mezara konur. Zira bunda ta'zim vardır. Meyyit'i lahid'in içine
koyan kimse; "Bismillah!.. Alâ milleti Resûlullah"
der. Zira Resûl-i Ekrem (sav) mü'min ölüleri mezara koyarken
böyle söylemiştir.(629)
701
Zâruret bulunmadığı süre içerisinde; bir kabre iki veya
üç cenaze koymak mekruhtur. Okunan Kur'an-ı kerim ölüye
fayda verir. Muhtar olan kavil budur. Muzmarat'ta böyledir.
Kabir ziyaretinde bulunmak ve kabrin yanında, ayakta durup duâ
etmek caizdir. Mekruh değildir. Bahır'da da böyle
zikredilmiştir. Bir cenaze tamamen çürümüş, toprak olmuş
ise; o kabre başka birini defin etmek, kabir üzerine birşey
ekmek ve bina yapmak caiz olur. Tebyin'de de böyledir.
Başkasına ait bir toprağa mezar kazmak ve cenaze defin etmek,
yer sahibinin izni olmadığı süre içerisinde caiz değildir.
Eğer böyle bir durum zuhur ederse; yer sahibi muhayyerdir.
Dilerse cenazeyi çıkarttırır veya üzerini tamamen düzleyip,
ziraat yapabilir. Tecnis'te de böyledir.(630) Darû'l
İslâm'da; mürtedler ise, herhangi bir mezarlığa defin
edilmez, bir çukur kazılıp gömülür.