KİMLER EMAN VEREBİLİR?
780 "Eman'ın" kelime
manası: korkusuzluk, rahatlık, endişeden beri ve emin
olmaktır. İslâmi ıstılâhta; emniyete ve güvenliğe
kavuşması hususunda düşmana verilen söz veya yapılan
işaret demektir. Hür bir erkek veya hür bir kadın; kâfire
eman verdiği zaman onlarla savaşmak sahih olmaz. Zira
müslümanlardan hür bir erkeğin veya kadının
"Eman" vermesi sahihtir.(148) Resûl-i Ekrem (sav):
"Müslümanların kanları birbirine eşittir ve onlardan
herhangi birisinin ahidleriyle amel edilir"(149)
buyurmuştur. Mü'minler kuvvet ve şevket ehlidirler, kâfirler
onlardan çekinir. Eman verebilmesinin sebebi imana dayandığı
ve imanın da cüzlere bölünmezliği esas olduğu için; hür
bir mü'minin (Erkek veya kadın) tek başına verdiği eman
sahihtir. Ancak mükellefin "Eman" vermesinde fesad
tehlikesi sözkonusu olursa, mü'minlerin lideri bu hakka sınır
koyabilir.(150)
781 Ulûlemr'e zimmet akdi ile
bağlı olan gayr-i müslim'in (Zimmi'nin) eman vermesi sahih
olmaz. Zira o akaid noktasından itham altındadır. Ayrıca
"Velâyet" durumu da söz konusu değildir.(151)
Buradaki incelik şudur: Gay-i Müslim her ne kadar "Darû'l
İslâm"halkından ise de; kendi akaidinde olan bir kâfiri
casuslukla görevlendirebilir. Çünkü din gayretiyle amel etme
ihtimali mevcuttur. Kaldı ki; herhangi bir kâfir; gayr-i
müslim olan zimmi'nin vereceği sözle güvene ve emniyete
kavuşmaz. Darû'l Harb'te ikâmet eden müslümanın da herhangi
bir kâfire vereceği eman sahih değildir.
782
İmam-ı Azam Ebû Hanife (rh.a) "Mahcur olan kölenin
emanı caiz olmaz" buyurmuştur. Ancak efendisi; o köle
için "Cihad" izni vermişse, emanı sahih olur. Zira o
cihad eden kuvvet ve şevket sahibi bir mü'min olmuştur.
İmam-ı Muhammed (rh.a) Resûl-i Ekrem (sav)'in "Köle'nin
emânı, emândır" Hadis-i Şerifini esas alarak, kölenin
emanı sahih olur buyurmuştur.(152) Müftabih olan kavil;
İslâm ordusunun bir askeri olan köle'nin, kâfire vermiş
olduğu eman sahihtir. Mahcur olan ve efendisi tarafından cihad
etmesine izin verilmeyen köle ise "Emân" veremez.
Ayrıca sabi hükmünde olan çocuğun ve mecnun gibi akli
melekeleri zayıf olan kimselerin de eman vermesi sahih
değildir.(153)