ORUÇ TUTMANIN MEKRUH OLDUĞU
GÜNLER
810 Ramazan bayramı, Kurban
bayramı ve teşrik günlerinde oruç tutmak tahrimen mekruhtur.
Bir mükellef bu beş günde oruca başlar ve bu orucu bozarsa
kaza etmesi gerekmez. Zahirü'r Rivaye'de üç imamımızdan da
böyle zikredilmiştir. Oruç tutmanın nehyedildiği günler de
dahil, senenin tamamında oruç tutmaya "Savm-ı
Visâl" denir. Bu da mekruhtur. Nevrûz ve Mihrican
günlerinde; sırf bu günlere ta'zim kasdı ile, oruç tutmak da
tahrimen mekruhtur.(43) Ancak mükellefin mutad olarak tuttuğu
nafile oruçlar; o günlere tesadüf ederse, mekruh olmaz. Zira
ta'zim kasdı mevcud değildir.
ORUCU KASDEN TERKETMENİN
HÜKMÜ
811
Hanefi Fûkahasından Alaûddin El Haskafi: "Bir kimse
özürsüz kasden aşikâre oruç yerse öldürülür. Tamamı
Vehbaniyye şerhindedir" hükmünü zikretmektedir. İbn-i
Abidin bu metni izah ederken şunları kaydeder: "Tamamı
Vehbaniyye şerhindedir. Vehbaniyye Sahibi manzum olarak şöyle
demiştir. "Bir insan kasden ve alenen yer de, bu hususta
bir özrü bulunmazsa, öldürülmesi emredileceği
söylenir". Şurunbilâli diyor ki: "Bunun sûreti
şudur: Özrü olmayan bir kimse kasden ve aşikâre oruç yerse
öldürülür. Çünkü din ile alay etmiştir. Yahud dinden
olduğu bizzarure sûbût bulan bir şeyi inkâr etmiştir.
Böylesinin öldürülmesi ve buna emir verilmesinin helâl
olduğuna hilâf yoktur. Şu halde mükellefin
"Söylenir" demesi zâ'f icabetmez."(44) Esasen
herhangi bir özür sebebiyle oruç tutamayan kimselerin; alenen
oruç yememeleri esastır. Bu nokta da: "-Efendim, Allahû
Teâla (cc) özrü kabul etmiştir. Dolayısiyla halktan
gizlemenin bir sebebi yoktur" diye itiraz etmek isabetli
değildir. Zira fasıklar; bu manzaralardan istifade ederek,
oruca karşı ilgisizliği geliştirirler. Orucun farziyyetini
kabul etmekle birlikte; nefsine uyarak tutmayanlar, Darû'l
İslâm'da "Ulû'lemr" veya "Kadı"
tarafından ta'zir olunur. Farziyyetini inkâr eden veya alay
etmek kasdı ile alenen yiyenler; kat'i nasları yalanladıkları
için, irtidat etmiş olurlar. Kendilerine
"Mürted"lerle ilgili hükümler tatbik edilir.