Birinci Bölüm
Genel Bilgiler
1
ALLAHÛ TEÂLA (CC)'NIN bütün insanlardan ruhlar
aleminde iken "Misak" aldığı mütevatir haberlerle
sabittir. Bu bir anlamda Allahû Teâla (cc) ile insanlar
arasında tahakkuk eden manevi bir mukaveledir.(1) Her mü'min:
"Ne zamandan beri müslümansın?" sualine, "-
Galû Belâ'dan beri" diyerek, bu misakı ikrar eder.
Kur'an-ı Kerim'de, Allahû Teâla (cc)'nın "Emanet'i"
göklere, dağlara ve yeryüzüne teklif ettiğini, onların bu
emanetin ağırlığı karşısında endişeye düştükleri,
insanın ise kendi iradesi ile emaneti yüklendiği
bildirilmiştir.(2) "Emanet", Allahû Teâla (cc)'nın
tekliflerinin tamamına verilen bir isimdir.(3) Usûl-i
Fıkıh'ta yegâne hüküm koyucu olan Allahû Teâla (cc)'nın;
tekliflere muhatap olan insana yüklediği "Vazifeler"
manasına kullanılır.(4) İnsanın lehinde ve aleyhindeki
haklarına sahip olabilmesine "Ehliyet" denilmiştir.
Allahû Teâla (cc)'nın teklifleri bu ehliyet'e dayanır.(5)
Ehliyet sahibi olan insan; emaneti yüklendiği için,
yeryüzünde Allahû Teâla (cc)'nın halifesidir.(6)
İnsanoğlunun "Eşref-i Mahlûkat"
(yaratılmışların en şereflisi) olması, bu hilâfete
dayanır. Eğer ruhlar aleminde gerçekleşen misakı reddeder,
hevâsını ilahlaştırır ve tağuta kulluk ederse, hayvandan
daha aşağı bir seviyeye düşmesi mümkündür. Müşriklerin
necaset hükmünde olmasının sebebi budur.
2
İnsanoğlunun dünya üzerindeki mücadelesi, Hz. Adem (as) ile
birlikte başlamıştır. İlk insanın, aynı zamanda ilk
peygamber olması önemli bir hadisedir. Resûl-i Ekrem
(sav)'in: "Hepiniz Adem (as)'in çocuklarısınız. Adem
(as) ise topraktan yaratılmıştır"(7) buyurduğu ve
bütün insanların ceddinin Hz. Adem (as) olduğunu tebliğ
ettiği sabittir. Dolayısıyle kavim, dil ve renk açısından
bütün insanlar, Hz. Adem'in neslidir. Birbirlerine eşittirler.
Hiçbir kavmin diğerine bir üstünlüğü yoktur.
3
Yeryüzündeki ilk insan cemaati, Hz. Adem (as) ve
çocuklarından teşekkül etmiştir. Kendi aralarındaki
ilişkilerde; Allahü Teâla'nın (cc) indirdiği hükümlere
(Vahye) tabi olan bu kimseler, ilk cemaat vasfını
kazanmışlardır. Dolayısıyle yeryüzünde gerçekleşen ilk
siyasi rejim "Hizbû'llah" vasfına haizdir.
İnsanların hevâlarından kaynaklanan siyasi nazariyeler,
daha sonra gündeme girmişlerdir.
4
İlk ihtilâfın kaynağı, şeriatın hükümlerine göre
teşekkül eden "Aile sistemine" karşı, Kabil'in
yaptığı itirazdır. Hz. Adem (as)'e indirilen 10 suhuf'ta yer
alan hukuka göre; Habil'e nikâhlanması gereken İklima'ya,
Kabil aşık olmuştur. Hz. Adem (as) Kabil'in İklima ile
evlenme teklifinin, meşru olmadığını beyan ederek, birer
kurban kesmelerini emretmiştir.(8) Habil'in kurbanı kabul
edilince, Kabil Allah'a (cc) isyan etmiş ve ihtirasa
kapılarak kardeşini öldürmüştür.
5
Abdullah İbn-i Mes'ud (ra)'dan rivayete göre Resûl-i Ekrem
(sav) şöyle buyurmuştur: "Hiçbir Adem oğlu zulm ile
öldürülmez, ancak (öldürülürse) onun kanının
günahından Hz. Adem (as)'ın oğlu Kabil'in hesabına bir pay
ayrılır. Çünkü bu cinayeti adet edenlerin önderi
odur."(9)
6
Kabil; hevâsına uyan ve Allahû Teâlâ'nın (cc) hukukuna
karşı isyan eden ilk insandır. Hz. Adem (as) oğlu Kabil;
Allahû Teâla (cc)'nın indirdiği hükümleri hafife alan ve
kendi hevâlarına göre hüküm icad eden bütün ideologların
lideridir. Her ideoloji, temelde "Kabil kompleksine"
dayanır.
7
Kur'an-ı Kerim'de "İnsanlar bir tek ümmet idi. (Kimi iman
etmek, kimi küfre sapmak sûretiyle ihtilâfa düştüler)
Binaenaleyh Allahû Teâla (cc) rahmetin müjdecileri, azabının
habercileri olmak üzere (onlara) peygamberler gönderdi ve
beraberlerinde (insanların ihtilafa düştükleri hususlarla
ilgili) aralarında hüküm vermek için hak (ve gerçek)
kitaplar da indirdi. Halbuki kendilerine apaçık deliller
geldikten sonra, birbirlerine karşı olan hased ve ihtirastan
ötürü ihtilâfa düşenler, o kitap verilenlerden başkası
değildir."(10) hükmü beyan buyurulmuştur.
8
İslâm alimleri; insanlığın, biri Hz. Adem (as)'in
döneminde, diğeri de tufandan sonra Hz. Nuh (as)'un döneminde
olmak üzere iki defa (iman üzere) tek bir ümmet durumuna
geldikleri hususunda müttefiktirler.(11)