ZEKÂT İBADETİ NASIL EDÂ
EDİLİR?
870 Molla Hüsrev: "Allahû
Teâla (cc)'nın emrine kat'i olarak ittiba ve O'nun rızası
için zekât'ı vermek esastır. Zira bu bir ibadettir. Allahû
Teâla (cc): "Halbuki onlar ancak Allah'a, O'nun dininde
ihlâs erbabı olarak ibadet etmelerinden... başkasıyla
emrolunmamışlardır" hükmünü beyan etmektedir. Bu
durumda, zekâtı edâ eden mükellef için ihlâs
lâzımdır"(32) diyerek, en hassas noktaya işaret
etmektedir. Çünkü insan; gerçekten mala düşkündür ve
cimrilik sıfatıyla tanınır. Kur'an-ı Kerim'de:
"Kendileri cimrilik yapıp, insanlara da cimriliği
emredenler, bir de Allah'ın hazinesinden kendilerine verdiği
nimetleri gizleyenler yok 'mu? Biz o nankörlere hor ve hakiyr
edici bir azab hazırlamışızdır. Allah'a ve ahiret gününe
inanmadıkları halde mallarını insanlara gösteriş için
sarfedenleri (de Allah sevmez). Şeytan kime arkadaş olursa, o
ne kötü bir arkadaştır"(33) hükmü beyan
buyurulmuştur.
871 NİYYET: Şurası malûmdur
ki; zekât bir ibadettir. Her ibadette olduğu gibi niyyet
şarttır.(34) Mükellef; zekâtını vermek için birisini vekil
dahi tayin etse, niyyet etmesi esastır. Şayet bu şahsı vekil
tayin ederken değil de, bu vekile zekâtı teslim ederken niyet
etmiş olsa caiz olur. Miracü'd Diraye'de de böyledir. Bir
mükellef; başka bir şahsa zekâtını teslim edib, onu
fakirlere vermesini emretse, bu şahıs fakirlere verirken niyet
etmese bu yine caiz olur. Çünkü bu durumda amirin (Emir veren
mükellefin) niyeti bulunmaktadır. Serahsi'nin Muhıyt'inde de
böyledir.(35) Sonuç olarak; zekâtın edâsının ilk şartı;
niyyettir. Malûm olduğu üzere "Niyyet"; ibâdet ile
âdeti birbirinde ayırmak noktasından da, oldukça
önemlidir.(36)
872
MİLK EDİNDİRMEK: Mükellefin; zekâtı müstehak olan
kimselerden birisine "Temlik"te bulunması, yani ona
teslim etmesi de, edâsının şartlarındandır.(37) Niyyet
edib; zekâtı vaadetmekle bu ibadet edâ edilmiş olmaz.
Dolayısıylâ; hem niyyet, hem de tasadduk bir arada
bulunmalıdır. Ayrıca; zekât verdiği kimseye,
"Kendisinden hiçbir menfaat beklemediğini, Allahû Teâla
(cc)'nın bu malı muhkem haberlerle kendisine verdiğini"
beyanla, meselenin mahiyetini izah etmelidir. Ta ki; hem zekât
veren, hem de zekâtı alan, nefsine herhangi bir pay
ayırmasın!..