MİKATLAR (İHRAM'A GİRME
YERLERİ)
965 Önce kelime üzerinde
duralım. "Mikat"; sınırlanmış vakit manasına
gelir ama, yer için istiare edilmiştir. Yani ihrama girme yeri
manasınadır.(66) Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Hiç kimse
mikat'a tecavüz edemez, ancak oradan ihramlı olarak
geçebilir"(67) buyurduğu bilinmektedir. Bu Hadis-i Şerifi
esas alan Hanefi fûkahası; "İster hacc, ister umre,
isterse başka bir niyyetle olsun (ticaret, seyahat vs.) hiç
kimse mikatlardan ihramsız olarak geçemez. Zira ihramın vacip
olması, o mekâna ta'zim ve hürmet içindir. Dışardan gelen
kimseler Resûl-i Ekrem (sav)'in beyan buyurduğu mikatlara
geldikleri zaman, ihrama girmeleri farz olur"(68) hükmünde
ittifak etmiştir.
966 İbn-i Ömer (ra)'den
rivayet edilen bir Hadis-i Şerif'te Resûl-i Ekrem (sav): "
Medine'liler Zü'l-Huleyfe'den, Şamlılar Cuhfe'den, Necidliler
Karn'dan, Yemenliler de Yelemlem'den ihrama girerler"(69)
buyurmuştur. Hz. Aişe (r.anha) validemizden rivayet edilen
diğer bir Hadis-i Şerif'te: "Peygamber (sav) Medineliler
için Zü'l-Huleyfe'den, Şamlılar ve Mısırlılar için
Cuhfe'den, Iraklılar için Zat-ü Irk'dan, Yemenliler için
Yelemlem'den ihrama girmeyi mikat tayin buyurdu".(70) İbn-i
Abbas (ra)'dan da, aynısı rivayet olunmuştur.
967 Hz. Ömer (ra) halka
karşı bir hutbesinde: "Sizden kim hacc için ihrama girmek
isterse, mikattan başka yerden girmesin. Peygamberimizin
gösterdiği mikatlar ise şunlardır: "Medineliler ve
oradan geçerek olan yabancılar için "Zü'l-Huleyfe",
Şamlılar ve ordan geçecek gelen yabancılar için "El
Cuhfe", Necidliler ve ordan geçerek gelen yabancılar için
"Karn", Yemenliler ve ordan geçerek gelen yabancılar
için "Yelemlem" ve nihayet Iraklılar ve o yolla gelen
diğer müslümanlar için "Zat-ü Irk"tır."(71)
968 Şimdi bu mikatlar
hakkında kısaca bilgi verelim: "Zü'l-Huleyfe":
Medineliler ve Medine'den geçerek hacca giden müslümanlar
için mikattır. Medine'ye olan uzaklığı 7,5 km.
civarındadır. Mekke-i Mükerreme'ye olan uzaklığı ise; 413
km.'dir. "Zat-ü Irk": Irak'lıların ve Irak
üzerinden hacca gidecek olan kimselerin mikatıdır. Akik
vadisine bakan "Irk" dağından isimlendirilmiştir.
Fûkaha'dan bazıları akik vadisinde ihrama girmenin efdal
olduğuna kaildirler.(72) Bu mikatın Mekke'ye olan uzaklığı
94 km.'dir. "El Cuhfe"; burası bir köydür. "El
Cuhfe" denilmesinin sebebini İbn-i Abidin şu şekilde izah
ediyor: "Cuhfe; kıyıda su kalıntısı manasına gelir. Bu
yere, bu ismin verilmesi, bir zamanlar sel gelip ahalisini
götürdüğü içindir. Asıl adı "Mehyea"dır.
Lâkin söylendiğine göre nişanları kalmamış, yalnız bazı
gizli kalıntıları vardır ki, onları da hemen hemen bazı
Bedevi'lerden başka kimse tanıyamaz. Onun için Allahü alem.
Hacılar ihtiyaten "Râbıd" denilen yerden ihrama
girmeyi tercih etmişlerdir. Bazıları da "Rabiğ"
derler.(73) Bu mikatın; Mekke'ye olan uzaklığı 320 km.'dir.
"Karn veya Karnü'l Menazil"; Necidlilerin ve o
istikametten hacca gelen kimselerin mikatıdır.
"Karn"; Arafat'a doğru uzanan bir dağın ismidir.
Mekke-i Mükerreme'ye olan uzaklığı 44 km. civarındadır.
"Yelemlem": Yemenlilerin ve o yönden gelen
yabancıların mikatıdır. "Yelemlem"; bir dağın
ismidir. Bu mikatın Mekke'ye olan uzaklığı da 47-50 km.
civarındadır.
969 Ticarî bir niyetle
mikatlardan geçen, fakat Mekke'ye uğramaya niyyet etmeyen
kimsenin ihrama girmesi vacip değildir.(74) Mesela; mikatlarla
harem arasında bulunan "Cidde" şehrine, ticari
anlaşmalar için giden ve Mekke'ye uğramayı düşünmeyen
kimse ihrama girmez. Mikatlarla, Mekke arasındaki bölgede
ikamet eden mü'minlerin mikat; "Hıll" ismi verilen
mevkidir.(75) Mekke'de ikamet eden mü'minler hacc ibadeti için
ihrama evlerinde girerler.(76) Ancak umre yapmak isteyen Mekkeli,
ihrama girmek için "Hıll" bölgesine çıkmak
durumundadır. Feteva-ı Hindiyye'de: "Umre yapmak isteyen
Mekkeli, hangi yönden isterse ordan Hıll'e çıkar. Muhıyt'te
de böyledir. Ancak umre için en efdal olan mikat yeri
"Ten'im"dir."(77) hükmü kayıtlıdır.
970
Mikatlar içinde ikamet eden mü'minler, ihtiyaçlarından
dolayı ihramsız olarak Mekke'ye girebilirler. Hanefi
fûkahası; bu beldelerde oturan kimselerin giriş ve
çıkışlarının devamlı olacağını esas alarak, her
seferinde ihrama girmelerinde zorluk olduğunu beyanla, ihrama
ihtiyaç olmadığına kail olmuştur.(78) İmam-ı Serahsi:
"İbn-i Ömer (ra) Mekke'den Medine'ye gitmek üzere yola
çıktı. Kadid adı verilen bölgeye geldiğinde kendisine
"Medine'de fitne'nin zuhur ettiğine" dâir haber
ulaştı Bunun üzerine İbn-i Ömer (ra) Mekke'ye geri döndü
ve ihrama girmedi. Bundan da anlaşılmaktadır ki, mikatlar
dahilinde bulunanlar tıpkı Mekkeliler hükmüne dahildirler.
Çünkü her zaman Mekke'ye girmeye ihtiyaçları vardır. Her
seferinde ihrama girmek şart kılınsa; bu insanlar için açık
bir zarar ve zorluktur"(79) hükmünü zikreder.