"HEDY"İN TARİFİ
VE MAHİYETİ
1052 Hareme hediye edilen ve
kurban olma vasfına sahip bulunan hayvana "Hedy" denir.(300)
Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Hedy'in en azı bir
koyundur"(301) Hadis-i Şerifini esas alan Hanefi
fûkahası: "Hedy üç çeşittir. Bunlar deve, sığır ve
koyundur" hükmünde ittifak etmiştir.(302)
1053 İmam-ı Merginani:
"Nafile, Hacc-ı Kıran ve Hacc-ı Temettû hedy'lerinin
(Kurbanlarının) etlerinden yemek caizdir. Zira bunlar ibadet
niyetiyle akıtılan kandır. Tıpkı Udhiyye (Kurban bayramında
kesilen) kurbanı gibidir. Sahih olan rivayete göre Resûl-i
Ekrem (sav) hedy'nin (Kestiği kurbanın) etinden yediği ve
onunla pişirilen çorbadan içtiği bilinmektedir. Bu sebeble
tetavvû, mut'a ve kıran hedylerinin etinden yemek
müstehaptır. Geri kalan hedy'lerden (Kesilen kurbanlardan)
yemek caiz değildir. Zira onlar keffaret için kesilmiştir.
Resûl-i Ekrem (sav)'in Hudeybiye'de muhsar olduğu ve hedy'leri
(Kurbanları) El Eslemi'nin eliyle gönderdiği zaman o'na (El
Eslemi'ye) hitaben: "Sana ve seninle beraber olan kimselere
ondan birşey yemek caiz olmaz" buyurmuştur. Tetavvû
(Nafile), Hacc-ı Kıran ve Hacc-ı Temettû hedy'lerinin
(kurbanlarının) ancak nahir (Kurban bayramı) günlerinde
kesilmesi caizdir, başka zaman caiz olmaz"(303) hükmünü
beyan etmektedir.
1054 Resûl-i Ekrem (sav)'in:
"Mina'nın her tarafı hayvanın kesileceği (kurban
edileceği) yerdir. Mekke'nin içindeki cadde, sokak ve yolların
tamamı (Kurbanın) kesileceği yerdir"(304) buyurduğu
bilinmektedir. Nahir günlerinde Mina'da kesmek müstehabtır.
Hedy'lerin tamamının Harem dahilinde kesilmesi şarttır.(305)
Başka yerde caiz olmaz. Mümkün olduğu takdirde, hedy'in
(Kurbanın) bizzat mükellef tarafından kesilmesi daha efdaldir.
Zira Resûl-i Ekrem (sav) "Vedâ" haccında yüz tane
deveyi hedy olarak sevketmiş ve bunların büyük bir
çoğunluğunu bizzat kendisi kesmiştir. Geri kalanların
kesilmesini de Hz. Ali (ra)'ye emir buyurmuştur. Kurbanın
bizzat mükellef tarafından kesilmesinde; huşû ve kalbi
bağlılık daha sarihtir. Ancak kurban kesmeyi bilmiyorsa; bir
başkasının kesmesi de caizdir. Resûl-i Ekrem (sav)'in Hz. Ali
(ra)'ye hitaben: "Hedy'lerin (kurbanların) yularını ve
çullarını sadaka olarak ver. Kasab ücretini de kat'iyyen
onlardan verme"(306) buyurduğu bilinmektedir. Dolayısıyla
kasab ücreti hedy'in (kurbanın) etinden verilmez.
1055
Udhiyye'de (Kurban Bayramında kesilecek olan hayvanda) aranan
bütün vasıflar, Hedy'de de aranır.(307) "Kurban'da
bulunması gereken vasıflar" başlığı altında bu konuyu
ileride izah edeceğiz.