MEHİR'İN MAHİYETİ
1113 Allahû Teâla (cc) ve
Resûl-i Ekrem (sav) bir işe hükmettiği zaman; mü'min erkek
ve kadınların kendi akli çözümlerini öne sürerek, aksine
davranışta bulunmaları caiz değildir.(79) Mehir; kitap,
sünnet ve icma ile sabit olan bir hükümdür.(80) İbn-i
Abidin: "Sonra inaye sahibi mehri şöyle tarif etmiştir:
"Mehir, nikâh kıyılırken bud (cim'a istifadesi)
karşılığında kocaya vacip olan malın adıdır. Bu, ya
adını söylemekle yahud akidle olur." Bu tarifte; şüphe
ile cimada ne lazım geldiğine şumulü yoktur diye itiraz
olunmuştur. Bundan dolayı bazıları mehri: "Kadının
nikâh akdiyle yahud cim'a ile hakettiği malın ismidir"
diye tarif etmişlerdir. Mehir sahibi buna cevap vermiş:
"Tarif edilen şey, akidle hasıl olan nikâhın
hükmüdür" demiştir.(81) hükmünü zikretmektedir.
1114 Kur'an-ı Kerim'de:
"Kendileriyle temas etmediğimiz, yahud kendilerine bir
mehir tayin etmediğimiz kadınları boşamışsanız (bunda)
üzerinize bir vebal yoktur"(82) hükmü beyan
buyurulmuştur. Hanefi fûkahası bu ayet-i kerime'yi esas
alarak: "Boşamak (Talak) ancak şer'i nikâh üzerine
terettüb eder. Mehir tayin etmeksizin ve kendileriyle temasta
bulunmaksızın talak (boşama) beyan buyurulmuştur.
Dolayısıyle mehir; nikâh'ın rüknü veya şartı değildir!..
Nikâh sonucu ortaya çıkan bir hükümdür. Netice olarak mehir
tayin etmeksizin kıyılan nikâh sahihtir. Kadın bu akidle
"Mehr-i Misle" hak kazanır"(83) hükmünde
ittifak etmiştir.
1115
Nikâh sırasında "Mehir'in" miktarını belirtmek ve
kadına teslim etmek müstehabdır.(84) Kadın; nikâh anında
tesbit edilen mehrin tamamını veya bir kısmını almadan,
kocasına kendisini teslim etmeyebilir!.. Şer'an hiçbir vebal
altına girmez. İbn-i Abidin: "Kocası bir dirhemden maada
bütün mehrini vermiş olsa, o (bir) dirhemi almak için kadın
kendisini teslim etmeyebilir"(85) hükmünü beyan
etmektedir.