"HAKKI
TESBİT, BATILI İPTAL" MÜCADELESİ
80 İmam-ı Şafii (rha) "İhtilâf" konusunda
kendisine: "- Gerek eskiden, gerek şimdi olsun, ilim ehlini
daima ihtilâf halinde buluyorum. Bu ihtilâf onlara caiz
midir?" şeklinde tevcih edilen bir suale şu cevabı
veriyor: "İhtilâf iki çeşittir. Birincisi haram olan
ihtilâftır. Bu mahiyette bir ihtilâfa düşmek caiz
değildir. Allahû Teâla (cc)'nın kitabında veya Resûl-i
Ekrem (sav)'in lisanı üzerinde apaçık ortaya koyduğu
nass'lardaki ihtilaf bu mahiyettedir. İlim ehlinin,hakkında
nass bulunan konularda ihtilâf etmeleri helâl
değildir."(106) Bahsin devamında, Kur'an-ı Kerim'de
kendisine açık beyyineler geldikten sonra ihtilâfa
düşenlerin zemmedildiği ayet-i kerimeleri zikrederek, bunun
"Haram" olduğunu belirtmiştir. Fer'i konularda; fakih
sahabelerin ve müctehid imamların, sadece hakkı tesbit için
gayret sarfettikleri sabittir. Dolayısıyla fer'i konulardaki
ihtilâf rahmettir ve "Hakkı tesbit, batılı iptal"
niyetiyle yapılan ilmi gayretlerin bir sonucudur.
81 İslâm ulemâsından bazıları ihtilâfı; "Hakkı
tesbit ve batılı iptal niyyet ve gayretiyle iki muarızın
şer'i delil getirmesi" olarak tarif etmişlerdir. Ehl-i
Sünnet'in müctehid imamları, delâlet-i ve Subuti kat'i olan
nasslarda ihtilâfa düşmemişlerdir. Ancak zanni olan
konularda; (Yani İctihad' yapılması zaruri olan meselelerde),
sadece Allahû Teâla (cc)'nın rızası için, ictihad etmiş
ve dayandıkları delilleri açıklamışlardır.
82 İctihad'a konu olan fer'i meselelerde ihtilâfın caiz
olduğu "Ümmetimin ihtilâfı rahmettir"(107) Hadis-i
Şerifi ile sabittir.
83 Hanefi fûkahâsından Alaûddin El Haskafi: "Bir de
ulemânın ihtilâfının rahmet eserlerinden olduğunu
bilmesidir. İhtilâf ne kadar çok olursa, rahmet o kadar bol
olur" hükmünü zikrediyor. İbn-i Abidin bu metni
şerhederken şunları kaydediyor: "İhtilâftan murad;
müctehid imamlar arasında fer'i meselelerde cereyan eden
ihtilâftır. Yoksa mutlak ihtilâf değildir. Evet mezhep
imamlarının ihtilâfı ümmet için bir genişlik ve
kolaylıktır."(108)
84 Şer'i şerifin mübah kıldığı bir ihtilâftan söz
edebilmek için; her iki muhalifin de müctehid olması ve
ihtilâfa konu olan meselenin kat'i nass'la sabit olmaması
lazımdır. Ayrıca "Hakkı tesbit ve batılı iptal"
niyet ve gayreti esas olmalıdır. Şer'i deliller hususunda
kat'i bir ilme sahip olmayan iki müslümanın, mücerred akla
dayanarak yaptıkları ihtilâf rahmet eseri değildir. Aksine
"Din" hususunda kat'i bir ilme sahip olmadan
"Mücerred Akılla" hüküm verdikleri için
"Bid'at'e" düşmüş olurlar.(109)