EŞLERİN KARŞILIKLI
LANETLEŞMESİ (LİAN)
1200 Liân; "Lâane"
fiilinin masdarıdır. İftial babından, sema? (işitmekle
bilinen) bir masdardır. Kıyasa göre "Mülâane"
denilmeliydi, lugat ûleması "Liân" şeklinde
kullanmıştır. Kovmak, uzaklaştırmak ve lanet gibi manalara
gelir.(264) İslâmi ıstılahta: "Koca hakkında Hadd-i
Kazf, kadın hakkında hadd-i zina makamına geçen, lanete ve
gadaba yakın olan yeminlerle kuvvetlendirilmiş şehadete
"Lian" denir"(265) tarifi esas alınmıştır.
1201 İbn-i Abbas (ra)'den
rivayet edildiğine göre, Sahabe-i Kiram'dan Hz. Hilâl b.
Ümeyye (ra), Resûl-i Ekrem (sav)'in huzurunda iken, karısı
"Havle"nin, Şerik b. Sehma ile zina ettiğini beyan
eder. Bunun üzerine Resûlullah (sav): "Dört şahidi
hazırla, iddianı isbat et!.. Yoksa sırtına had vurulur"
hükmünü tebliğ eder. Hilâl b. Ümmeyye (ra): "Ya
Resûlullah!.. Bizden birisi karısının üzerinde bir erkek
görürse, şahid aramaya mı gidecek? O adam, biz şahidleri
bulup gelinceye kadar işini görüp, savuşup gitmez mi?"
diyerek içinde bulunduğu zor durumu izaha gayret eder. Resûl-i
Ekrem (sav): "Sen şahidlerini hazırla!.. Aksi halde
sırtına hadd-i kazf vurulur" buyurur. Bunun üzerine Hz.
Hilal b. Ümeyye (ra): "Ya Resûlullah!.. Seni hak peygamber
olarak gönderen Allahû Teâla (cc)'ya yemin ederim ki, muhakkak
ben doğru söylüyorum. Şundan eminim ki, Allahû Teâla (cc)
benim sırtımdan Hadd-i Kazf'ı kaldıracak bir ayet-i kerime
indirecektir."(266) der ve teslim olur.
1202 Kur'an-ı Kerim'de:
"Zevcelerine (zina isnad eden), kendilerinden başka
şahidleri de bulunmayan kimseler (e gelince:) Onlardan her
birinin (yapacağı) şahidlik, kendisinin hakikaten sadıklardan
olduğunu, Allahû Teâla (cc)'ya yemin ile, dört defa
şahidliğidir. Beşinci (şehadet) de; eğer yalancılardan ise,
Allah'ın laneti muhakkak kendisinin üstüne (olmasını ifade
etmesi)dir. O (Kadın) ın; billahi onun (zina isnadında
bulanan kocasının) muhakkak yalancılardan olduğuna dört defa
şehadet etmesi, Allah'ın gazabının kendisinin üzerine
(olmasını ikrar etmesi, ondan bu azabı (Hadd-i Zina'yı)
defeder."(267) hükmü beyan buyurulmuştur. Bu ayet-i
kerime'nin inzalinden sonra, Resûl-i Ekrem (sav), o kadına
haber göndermiştir. Kocası Hz. Hilâl b. Ümeyye (ra) ile
karısı Havle arasında ilk lian (karşılıklı lanetleşme),
Resûl-i Ekrem (sav)'in huzurunda edâ edilmiştir.(268)
1203 Dikkat edilirse lian'ın
sebebi; kocanın karısını, başkalarıyla "Hadd-i
Zina" gerektirecek şekilde zina etmekle
suçlamasıdır.(269) Mesela; koca karısı için; "Ben onu,
başkalarıyla zina ederken gördüm" veya "Karım zina
etmiştir" demesi gibi!.. Kocanın bu ikrarı sonucunda,
lian vacib olur.(270)
1204 LİAN'IN ŞARTI:
Lian yapacakların karı-koca olmaları şarttır. Ayrıca
aralarındaki nikâhın sahih olması gerekir. İster cim'a
etmiş, ister etmemiş olsunlar fark etmez.(271) Eğer
aralarındaki nikâh fasid veya batıl olursa, "Lian"
vacip olmaz. Bir kimse karısını "Talak-ı Bain" veya
"üç talakla" boşar, daha sonra da zina isnadında
bulunursa, "Lian" gerekmez. Ancak o kimse bu
iddiasını dört şahidle isbat edemezse "Hadd-i Kazf"
uygulanır.
1205 LİAN'IN HÜKMÜ:
Cim'a (cinsi temas) ve cim'anın mukaddemeleri hükmünde olan
(öpmek, okşamak vs...) davranışlar haram olur. Daha açık
bir ifade ile lianın hükmü; kadından faydalanmanın haram
olmasıdır.(272) Erkek, karısı hakkında "Zina
ettiğini" iddia eder ve lian'a razı olmazsa; kadı
(Şer"i şerifle hükmeden hakim) lian yapıncaya kadar veya
"Ben yalancıyım" diye itirafta bulununcaya kadar
hapseder.(273) Kadın için de durum aynıdır. Lian'a razı
olmazsa hapsedilir.
1206 LİAN NASIL YAPILIR?:
Lian'ın sıfatı; kadı önce kocaya dört defa şehadette
bulunmasını emreder. Koca her defasında: "Eşhedü
billah!.. (Allah'a şehadet ederim ki) Hakikaten ben sadıkım,
doğru söyleyenlerdenim. Karıma "Zina etti diye söz
atmamda sadıkım" der!.. Beşinci şehadette "Eğer
karıma zina diye söz atmamda yalancı isem, Allah'ın laneti
yalancının üzerine olsun" demek durumundadır. Bu
şehadetlerin hepsinde de eliyle karısına işarette bulunur!..
Sonra karısı da dört defa: "Eşhedü billah!.. Kocam bana
"Zina etti" diye isnadda bulunmasında
yalancıdır" der!.. Beşinci şehadet'e: "Eğer kocam
"Zina etti" diye isnadda bulunmasında doğru
söyleyenlerden ise, Allah'ın gazabı üzerime olsun"
diyerek, susar. Kadın beş şehadetinde de eliyle kocasını
işaret eder.(274) Lian esnasında ayağa kalkmak şart
değildir. Ancak ayakta yapılması mendub olur. Eğer zina
isnadı çocuk sebebiyle olursa, lian olayı farklı bir mahiyet
kazanır. Bu farklılaşma şehadettedir. Şöyle ki kadı; önce
kocaya; "Eşhedü billah!... Çocuğun benden olduğunu
kabul etmemekte sadıkım" diye, dört defa şehadette
bulunmasını, beşincide de; "Eşhedü billah!.. Eğer
çocuğun benden olduğunu kabul etmemekte yalancı isem,
Allah'ın laneti üzerime olsun" demesini emreder. Daha sonra
kadına: "Eşhedü billah!.. Kocam çocuğu kabul etmemek
hususunda elbette yalancılardandır" diye dört defa
şehadette bulunmasını, beşincide de: "Eğer elbette
kocam, çocuğu kabul etmemek hususunda doğru sözlülerden ise,
Allah'ın gazabı benim üzerime olsun" demesini emreder.
Şartlarına uygun olarak tahakkuk eden "Lian"dan sonra
kadı; çocuğun nesebini annesinin üzerine kaydeder ve
aralarını ayırır. Bu bir "Bain" talak
hükmündedir.(275) Resûl-i Ekrem (sav)'in "Lian yapan
iki kişi, ebediyyen bir araya gelemez" Hadis-i Şerifini
esas alan Hanefi fûkahası; "Lian'ın hükmü baki
kaldığı müddetçe, karı-koca ebediyyen bir araya
gelemezler"(276) hükmünde ittifak etmiştir. Ancak koca;
zina isnadından rücû ederse, durum değişir. Dürri'l
Muhtar'da: "Kendisinin olmayan çocuğu ikrar etmek (yani
kendisinin olduğunu söylemek) haramdır" hükmü
kayıtlıdır.(277)
1207
Karı ve kocanın; lian yapmaya ehil olabilmeleri için;
şahidliklerinin kabul edilir olması şarttır.(278) Eğer,
şer'i şerifle hükmeden kadı; yaptığı tahkikat sonucu,
karı ve koca'yı şahidliğe ehil bulmazsa "Lian"
yaptırmaz. Bu hususla ilgili ilimler kadıların üzerine
"Farz-ı Ayn"dır. Lian'ın rüknü; yemin ve lanetle
te'kidi şehadettir.(279) Lanetleştikten sonra; velev ki kadı
tarafından araları ayrılmadan olsun, kadından istifade ve
cim'anın haram olduğu hususunda ittifak vardır. İmam-ı
Şafii (rh.a) "Lian"dan sonra koca rücû etse dahi,
karısının ebediyyen haram olacağını" beyan
etmiştir.(280)