İDDET'İN TARİFİ VE
MAHİYETİ
1216 İddet; lûgatta
"saymak" manasına gelir.(292) Kelime "uddet"
şeklinde okunursa; "Bir şeye hazırlanmak" manasını
ifade eder. İslâmi ıstılahta: "Sebebi bulunduğu zaman,
kadının bilinen bir vakti beklemesine iddet denir"(293) tarifi
esas alınmıştır. Feteva-ı Hindiyye'de: "İddet, malûm
olan bir zamanı beklemektir. Hakiki veya şüpheli nikâhın
sona ermesinden sonra, kadına lazımdır. Cinsi temasta bulunmak
(cima etmek) veya ölüm sebebiyle te'kid edilmiş olur. Nihaye
şerhinde de böyledir. Bir kimse sahih olan bir nikâhla bir
kadınla evlense, onunla cim'a ettikten veya sahih halvette
bulunduktan sonra boşasa, kadına iddet gerekir. Feteva-ı
Kadıhan'da da böyledir. Şayed nikâh fasid olur ve kadı
(şer-i şerifle hükmeden hakim) aralarını, cim'adan önce
tefrik ederse iddet beklemesi gerekir. Cim'adan sonra tefrik
ederse, ayrıldıkları tarihten itibaren iddet müddeti
sayılır. Ayrılık hükümle olmasa bile, bu şartlarda iddet
lazımdır. Zahiriyye'de de böyledir. Zina eden kadına iddet
gerekmez. Bu İmam-ı Azam Ebû Hanife (rh.a) ile İmam-ı
Muhammed'in kavlidir. Tavahi Şerhinde de böyledir."(294)
hükmü kayıtlıdır. İddet müddetleri; talak (boşama) ölüm
ve diğer hallerde farklı farklıdır. Şimdi bunları izaha
gayret edelim.
1217 İDDET'İN ŞARTI:
Karı ve kocanın birbirlerinden ayrılmasıdır. Yani nikâh
veya nikâh şüphesinin tamamen ortadan kalkmasıdır.(295)
1218 İDDET'İN RÜKNÜ:
Şartı bulunduğu zaman sabit olan bazı fiillerdir. Kadının
iddet süresi içerisinde evlenmesinin haram olması, dışarı
çıkmaması vs...
1219 Hayız gören hür kadın
için; gerek talak (boşanma), gerekse nikâhın fesh olması
hallerinde iddet; üç tam hayız müddetidir. Nitekim Kur'an-ı
Kerim'de "Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç kuru
(hayız veya temizlenme) müddeti beklerler"(296) hükmü
beyan buyurulmuştur. Hanefi fûkahası: "Karı-koca
arasında ister talak, ister nikâhın fesh olması sebebiyle
ayrılık vaki olduğu zaman; hayız gören ve hür olan
kadınlar üç kuru müddeti beklerler İddet; nikâh sebebiyle,
kadının rahminde arız olan durumları (Hamile
olup-olmadığını) kat'i olarak bilmek içindir. Dolayısıyle
kuru'dan murad; adet (hayız) görmesidir"(297) hükmünde
ittifak etmiştir. Şafii fukahası; ayet-i kerime'de geçen üç
kuru'nun; hayız değil, temizlik müddeti olduğunu beyan
etmiştir. İmam-ı Şafii (rh.a) sahabe-i kiram'ın
"Kuru" kelimesi çevresinde ihtilaf ettiğini
zikretmektedir.(298) İmam-ı Merginani; "Kuru"
kelimesinin, iki zıd manada da kullanıldığını beyan
ettikten sonra Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Cariye olan
kadının iddeti, iki hayızdır." Hadis-i şerifini delil
getirerek, "Kuru" kelimesinin hayızla
açıklanmasının daha evla olduğunu kaydetmektedir.(299)
Sonuç olarak; ister talak, ister nikâhın feshi sonucu olsun,
kat'i ayrılık meydana geldikten sonra; hayız gören hür
kadın üç adet (hayız) müddeti beklemek durumundadır.
1220 Kur'an-ı Kerim'de:
"Kadınlarınız içinden artık hayızdan kesilmiş
olanlarla, henüz hayız görmemiş bulunanların (iddetleri) de;
eğer şüphe edersen, (onların) iddeti üç aydır. Hamile
olanların iddetleri ise; doğum ile birlikte sona
erer"(300) hükmü beyan buyurulmuştur. Hanefi fûkahası:
"Kadın yaşlılığı veya küçüklüğü sebebiyle hayız
(adet) görmüyorsa, iddet müddeti üç aydır. Hamile olan
kadınların iddetleri ise; doğum yaptığı ana kadar devam
eder. Dolayısıyla zamanla değil, doğumla
sınırlıdır"(301) hükmünde müttefiktir. Diyelim ki;
hamile olan bir kadını kocası boşarsa, kat'i ayrılıktan bir
gün sonra kadın doğum yaparsa, iddetini tamamlamış
olur.(302)
1221 Kocası ölen kadının;
iddet müddeti, dört ay on gündür.(303) Kur'an-ı Kerim'de:
"İçinizden ölenlerin (geride) bıraktıkları zevceler;
kendi kendilerine dört ay on gün beklerler. İşte bu
müddeti bitirdikleri zaman, artık onların kendileri hakkında
meşru vech ile yaptıkları fiillerden dolayı size günah
yoktur. Allah ne işlerseniz (hepsinden) hakkı ile
haberdardır"(304) hükmü beyan buyurulmuştur.
1222 Resûl-i Ekrem (sav)'in:
"Cariye olan kadının talakı ikidir, iddet müddeti de iki
hayızdır."(305) Hadis-i şerifini esas alan hanefi
fûkahası "Hayız gören Cariye'nin talak ve feshi için
iddet müddeti iki hayızdır. Adet (Hayız) görmeyen Cariye'nin
ise; bir-buçuk aydır. Kocası ölen cariyenin ölüm iddeti
ise; iki ay beş gündür. Zira kölelik, yarı kılıcıdır.
Hayız yarım kabul etmediği için, iki ile beyan
olunmuştur."(306) hükmünü beyan etmiştir.
1223
Hayızdan kesilmiş bir kadın (veya hayız olmayan küçük
kız); ay hesabıyla iddet beklerken, iddetin son gününde
hayız olsa nasıl amel edecektir? Hanefi fûkahası;
"Hayız kanının geri dönmesi veya gelmesi; yeni bir
hüküm getirmiştir. Bununla birlikte ay hesabı sona erer.
Kadın hayız vakitlerini esas alarak, yeniden iddet
bekler"(307) hükmünü beyan etmiştir.