SÜSLENMEYİ TERKEDİP, YAS
TUTMAK (İHDAD)
1224 Resûl-i Ekrem (sav)'in:
"Allahû Teâla (cc)'ya ve ahiret gününe iman eden bir
kadının; ölü üzerine üç günden fazla ihdad etmesi
(süslenmeyi terkedib, yas tutması) helal değildir. Ancak ölen
kocası için yas tutması müstesnadır. Zira onun için dört
ay on gün yas tutar"(308) buyurduğu bilinmektedir. Hanefi
fûkahası: "Talak-ı Bain'le boşanmış veya kocası
ölmüş olan kadın; korunmasına ve nafakasının teminine
sebeb olan nikâh nimetinin elinden gittiğini göstermek için
süslenmeyi terk eder ve güzel kokular sürünmez. Bilakis
kederini izhar eder"(309) hükmünde ittifak etmiştir.
Şafii fûkahası; "Süslenmeyi terkedip, yas tutmak
(ihdad); sadece kocası ölen kadın için meşrudur. Boşanmış
kadın için ihdad (yas tutmak) sözkonusu değildir."(310)
hükmünü beyan etmiştir. İbn-i Abidin: "Rahmeti diyor
ki: "Hadis mutlaktır. Onu Peygamber (sav)'in zevceleri
mutlak kabul etmiş, Ümmü Habibe babası öldükten üç gün
sonra, güzel koku getirilmesini istemiştir. Zeyneb dahi,
kardeşi öldükten sonra böyle yapmış ve her biri:
"Benim kokuya ihtiyacım yok. Şu kadar var ki Resûl-i
Ekrem (sav)'i: "Allah'a ve ahiret gününe imanı olan bir
kadına üç günden fazla yas tutmak helal değildir ilh.."
buyururken işittim, demişlerdir. Nasıl lazım gelsin ki,
İmam-ı Muhammed, babası veya oğlu ölen kadına yas tutmanın
helal olmadığını mutlak olarak ifade etmiş, o yalnız kocaya
mahsustur, demiştir"(311) buyurmaktadır.
1225 Güzel koku sürünmek,
yağlanmak, sürme çekmek, kına yakınmak, güzel elbise giymek
ve bunlar gibi, "Süslenme" kavramı içerisine dahil
olabilecek fiillerden şiddetle kaçınmak gerekir. Feteva-ı
Hindiyye'de: "Müslüman ve baliğa olan kadın; kocası
öldüğü veya kat'i olarak ayrıldığı zaman, iddeti
içerisinde yas tutar. Kafi'den böyledir. İhdad; güzel koku
sürünmek, yağlanmak, sürme çekmek, kına yakınmak, saç
boyamak, güzel sarı ve kırmızı elbise giyinmek, gerdanlık
ve bilezik gibi zinet eşyası kullanmak, ince keten ve ipekli
elbiseler giymek, süslenmek ve taranmak gibi fiilerden
kaçınmaktır. Tatarhaniye'de de böyledir. Şümsü'limme:
"Bu söylenen elbiselerden maksad; yeni ve süslü
olanlarıdır. Eğer eski olur da, onlarla süslenme imkanı
sözkonusu olmazsa, giyilmesinde bir mahzur yoktur"
demiştir. Muhıyt'te de böyledir. Tarağın seyrek dişli
tarafı ile (veya seyrek dişli tarakla) taranmakta beis yoktur.
Ancak sık dişli tarakla, saçlarını taraması mekruhtur. Zira
bunda zinet ve süslenme esastır. Feteva-ı Kadıhan'da da
böyledir."(312) hükmü kayıtlıdır.
1226 Süslenmeyi terkedip, yas
tutmak;
a) Kitab ehli olan kadına,
b) Baliğa olmamış (Henüz
hayız görmemiş) kadına,
c) Deli, bunak veya mecnun
olan kadına,
d) Yaşlı, kadına,
e) Fasid nikâh sonucu
evlenen, daha sonra nikâhı feshedilerek iddet bekleyen kadına,
f)
Ric'i talakla boşanan kadına vacib değildir.(313)