PARAYI, PARA İLE SATMAK VEYA
DEĞİŞTİRMEK
(SARF)
1423 Önce kelime üzerinde
duralım. Sarf; lûgatta fazlalık manasınadır. Bu akde sarf
adı verilmesine sebeb şudur: Çünkü onunla biaynihi intifa
olunmaz, ancak fazlalıklar kasdedilir. Sarf;
"Nakletmek" manasına da gelir.(115) Şer'an semeni,
semen ile satmaktır. Yani altın ve gümüş gibi, semeniyyet
(bedel) için yaratılan şeyleri, ister cinsi cinsine, ister
değişik cinslerle alışverişe konu etmektir. Feteva-ı
Hindiyye'de: "Semen cinsinden olan (altın, gümüş gibi)
bir nakdi, diğer bir nakidle alıp satmaktır. Fethû'l Kadir'de
de böyledir. Bu işleme "para bozmak" da denir. Bu
işlerle meşgul olanlara "Sarraf" denilir"(116)
hükmü kayıtlıdır.
1424 Resûl-i Ekrem (sav)'in:
"Altın, altınla ve gümüş gümüşle misli misline elden
ele (yani peşin) satılır. Fazlası ribadır"(117)
buyurduğu bilinmektedir.
1425 Sahabe-i Kiram'dan
"Sarraf'lık" yapanlar mevcuttur. Nitekim Zeyd b. Erkam
ile Ber'a İbn-i Azib (r. anhuma)'dan şöyle dedikleri rivayet
edilmiştir: "Biz Resûl-i Ekrem (sav) zamanında ticaretle
uğraşıyorduk. Bir kere Resûlullah (sav)'a sarf'ın
hükmünden sorduk, cevaben "- Bir mecliste, bir elden bir
ele verilir - alınırsa beis yoktur. Eğer vade ile olursa sahih
değildir"(118) buyurdu.
1426
Parayı para ile değiştiren iki kimse, teslim almadan önce
birbirinden ayrılırsa, bu işlem geçersiz olur.(119) Bu
hususta icma hasıl olmuştur. Hz. Ömer (ra) "Eğer
(Muhatabın) bir evin damından atlarsa, sen de onunla beraber
atla"(120) buyurmuştur. Sarraflığın rüknü; diğer
alışverişlerin rüknü gibidir. Bahru'r Raik'te de
böyledir.(121) Sarf'ın hükmü; taraflardan her birinin,
diğerinden satın aldığı nakdi aynı mecliste teslim alması
ve mülk edinmesidir.