ŞİRKET-İ AKD'İN (AKİD
ŞİRKETİ'NİN) MAHİYETİ
1438 İki kişinin ticaret
yapmak üzere; sermayelerini veya iş güçlerini ortaya koyarak,
elde edilen kârı veya zararı paylaşmaları söz konusudur.
Hanefi fûkahası, akid şirketini: "İki veya daha fazla
kimsenin sermaye ve zararı-kârı müşterek olmak üzere
şirket (ortaklık) kurmalarından ibarettir"(140) şeklinde
tarif etmiştir. Sermaye nakit para olabileceği gibi, amel ve
itibar da olabilir. Nitekim "Dürri'l Muhtar'da" akid
şirketleri tasnif edilirken "Şirket-i akid dört kısma
ayrılır. Bunlar mufavaza, inan, tekabül ve vücûh'tur.
Tekabül ve vücûhtan her biri mufavaza ve inan da olurlar"
denilmiştir. İbn-i Abidin'de bu metni şerhederken: "Bu
takdirde şirket-i akid altı kısım olmuş olur. Buna göre
musannif "Şirket-i Akid: "Şirket-i emval, Şirket-i
Amal, Şirket-i vücûh kısımlarına ayrılır. Bunlardan her
biri de Şirket-i Mufavaza veya Şirket-i İnan nev'ilerine
ayrılır" demeliydi. Nitekim Tahavi, Kerhi ve Zeylâi de
böyle zikretmişlerdir"(141) buyurmaktadır.
1439 Şirket-i Akd'in rüknü;
icap ve kabuldür. Bu ise ortaklardan birinin diğerine: "-
Seni, şu meşru şartlarla, buna ortak ettim" teklifinde
bulunması, diğerinin de "- Ben de kabul ettim"
demesidir. Kafi'de de böyledir. Bu ortaklıkta şahit
bulundurulması mendubtur. Farz veya vacip değildir. Nehrû'l
Faik'te de böyle zikredilmiştir.(142)
1440 Akid Şirketi'nin hükmü;
tarafların üzerinde akid yapılan şeyin; hem kârında, hem
zararında ortak olmalarıdır.(143)
1441 Akid şirketinin caiz
olmasının bazı şartları vardır. Birincisi; üzerinde akid
yapılan şeyin vekâlet kabul etmesidir. İkincisi; taraflar
kârın miktarını açıkça beyan etmelidirler. Üçüncüsü;
tarafların kârda ortak olmaları; "yüzde beş, onda
bir" gibi muayyen olmamalarıdır. Zira daha fazla kâr etme
ihtimali olduğu gibi, zarar ihtimali de mevcuttur. Ortaklardan
birinin (muayyen hisse sebebiyle) kârdan mahrum olması akdi
ifsad eder.
1442
İmam-ı Muhammed (rha)'e göre şirket-i akid senedi şöyle
yazılır: "Fülan ile fülan, Allahû Teâla (cc)'tan
ittika ve emaneti yerine getirmek üzere ortak
olmuşlardır" denildikten sonra her birinin sermayeleri
beyan edilir. Ellerinde bulunan sermaye ile her ikisi birden veya
ayrı ayrı olarak peşin veya veresiye alıp satabilirler. Her
ne kadar şirket-i akid ile ortaklardan her biri muameleleri
yapabilirler ise de, bazı alimlere göre bunların
açıklanması lazımdır. Aralarındaki kârın sermayelerine
göre olacağı da açıklanır. Biz hanefilere göre; kârın
aralarında farklı olacağını şart koşarlarsa, bunun da
yazılması lazımdır. Birinin bu tarihten önce kendisi için
almış olduğu malda diğerinin hak iddia etmemesi için ortak
oldukları günün tarihinin yazılması da lazımdır.(144)