SULH SONUCU ELDE EDİLEN
TOPRAKLAR
1520 Sulh yoluyla elde edilen
toprakların fıkhı; "Sulh Şartlarıyla"
sınırlıdır. Bu şartlara birşey ilave edilemez.(260)
1521 Bir ülkenin halkı;
tebliğ sonucu kendiliğinden müslüman olursa toprak mülkiyeti
aynen devam eder. Nitekim Feteva-ı Hindiyye'de: "Halkı
kendiliğinden müslüman olmuş bulunan her beldenin arazisi,
öşür arazisidir."(261) hükmü kayıtlıdır.
1522 Resûl-i Ekrem (sav)'in
müslümanlarla sulh anlaşması imzalamayanlarla ilgili olarak:
"- Sakın onlardan (anlaşmalarda belirtilen miktardan)
fazlasını almayın. Çünkü size helal olmaz"(262)
buyurduğu bilinmektedir. Kudretleri bulunsa bile, anlaşma
şartlarından fazlası talep edilmez. Müslümanların;
zimmilerden (Gayr-i müslimlerden) "Haraç" arazisi
satın almaları caizdir.(263).
1523
Ziraatle meşgul olan kimsenin; İslâmi hududlara riayet etmesi
esastır. Toprak sahibi müslüman ise "Öşür",
gayr-i müslim ise "Haraç" vermekle mükelleftir.
Ancak, aynı arazide; hem öşür, hem haraç birleşmez. Şimdi
"Ziraatle meşgul olmayı arzu eden, fakat toprağı olmayan
kimse ne yapacaktır?" sualine cevap arıyalım.