4. CİNSEL İLİŞKİDE
ÂDAB-I MUÂŞERET
1687 Diğer canlılarda olduğu
gibi; insanlarda da "neslin devamı" duygusu oldukça
önemlidir. Hatta çocuğu olmayan aileler; belirli
komplekslerle, kısa süre içerisinde ihtilafa düşerler!..
Bunun dışında; kadın erkeğe, erkekte kadına karşı cinsî
temayül duyar. Eğer bu cinsî temayül; İslâmî hududlar
içerisinde ve meşru bir şekilde yönlendirilemezse,
"nesil emniyeti" darmadağın olur. Nikah bahsinin
girişinde; kadın ve erkeğin birbirine duyduğu ilgi üzerinde
durmuştuk!.. (133)
1688 Kur'ân-ı Kerîm'de:
"Kadınlar sizin (evlad yetiştiren) tarlalarınızdır. O
halde tarlanıza dilediğiniz gibi gelin. Kendiniz için önden
(iyi ameller) gönderin (hayırlı evladlar yetiştirin). Bir de
Allah'tan korkun ve bilin ki siz O'na kavuşacaksınız. İman
edenlere müjdele"(134) hükmü beyan buyurulmuştur. Hz.
Cabir (ra)'den rivayet edildiğine göre bu Âyet-i Kerîme;
Yahudilerin "Hanımının doğru yoluna arkadan münasebette
bulunan kimsenin doğabilecek çocuğu şaşı olur"
demelerini tekzib için inzal buyurulmuştur. Hz. Abbas (ra)'dan
rivayet ise şudur: "Kureyşliler, Mekke'de iken
karılarının doğru yoluna diledikleri şekilde
yaklaşıyorlardı. Mekke'den Medine'ye hicret ettikten sonra
Medineli kadınlar ise (Yahudilerin teorileri sebebiyle)
huzursuzluk duymaya başladılar. Bunun üzerine
"Kadınlarınız sizin (evlad yetiştiren) tarlanızdır. O
halde tarlanıza dilediğiniz gibi gelin" ayeti nazil
oldu.(135) Allahû Teâla (cc) kadının rahmini tarlaya,
erkeğin nuftesini tohuma, doğacak çocuğu bitkiye
benzetmiştir. Bu benzetişten kesinlikle erkeğin kadının
doğru yolundan gitmesi gerektiğini anlarız. Lûti'lik
(dübürden temas) kat'i olarak haramdır.
1689 Bilindiği gibi nikahın
hükümlerinden birisi de; her iki tarafın, birbirinden istifade
etmesinin helâl olmasıdır.(136) Fakat bu istifadede istisnai
olan bazı durumlar sözkonusudur. Nitekim Kur'ân-ı Kerîm'de:
"Sana kadınların ay halini sorarlar. De ki: O bir ezadır
(pisliktir). Onun için hayız zamanında kadınlar (ınızla
cinsi münasebet) ten ayrılın. Temizlendikleri zamana kadar
kendilerine yaklaşmayın. İyice temizlendiler mi o zaman
Allah'ın size emrettiği yerden onlara gidin. Herhalde Allah hem
tevbe edenleri sever, hem de çok temizlenenleri
sever"(137) hükmü beyan buyurulmuştur. Hanefi fûkahası:
"Hayızlı ve nifaslı kadınlarla cinsi münasebette
bulunmak haramdır. Kur'ân-ı Kerîm'de: "Temizleninceye
kadar onlara yaklaşmayınız" hükmü beyan buyurulmuştur.
"Hayızlı kadınla cinsi münasebet helâldir" diyen
kimse kafir olur. Çünkü haram olması kesin nass ile
sabittir"(138) Hükmünde müttefiktir. Hz. Enes b.Malik
(ra)'den rivayet edildiğine göre; yahudiler, ay halinde olan
kadınlarıyla, onlar temizleninceye kadar yemez, içmez, hatta
aynı evde dahi oturmazlardı. Bu durum Resûlullah (sav)'a
sorulunca: "Sana kadınların ay halini sorarlar..."
ayeti nazil oldu. Ay halinde olan kadınlarla; cinsi münasebetin
dışında, her şeyin (yemek, içmek, aynı evde oturmak vs.)
yapılabileceği belirtildi. Yahudiler kızarak: "Hz.
Muhammed, her hususta olduğu gibi, kadınların ay hali
konusunda da bize muhalefet ediyor" dediler.
1690 İbn-i Abbas (ra)'dan
rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem (sav): "Ümmetimden
biri karısına yakınlık etmek (cinsi münasebette bulunmak)
istediği zaman: "Bismillah!.. Yârabbi, bizi şeytandan
uzak eyle!.. Bize ihsan edeceğin (zürriyet) den de şeytanı
uzaklaştır" derse aralarındaki o cimadan (münasebetten)
çocuk mukadderse, o çocuğa şeytan ebediyyen zarar
veremez"(139) buyurmuştur. İmam-ı Gazali: "Kadınla
münasebetten evvel besmele ve ihlas sûresi okunmalı, tekbir ve
tehlil getirmeli ve: "Azim olan Allah adıyla!.. Allahım
eğer sülbümden bir çocuk meydana gelmesini takdir etmişsen,
onu hayırlı bir zürriyet kıl" diye dua
etmelidir"(140) hükmünü zikreder. Ulemâ "Cinsî
münasebette edeb" konusunu izah ederken; eşlerin cinsî
yönden tatmininin esas olduğu üzerinde durmuşlardır. Erkek
ve kadının bu hususta birbirine yardımcı olması gerekir.
1691 Şehevî arzunun (cinsî
temayülün) meşru şekilde tatmin edilmemesi; insanın zihnini
ve kalbini zaafa uğratır. Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Nefsim
yedi kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, eğer bir adam
karısını yatağına davet eder de, kadın (meşru bir özür
yokken) razı olmazsa, kocası ondan razı oluncaya kadar Allahû
Teâla (cc) ona (kadına) gazab eder"(141) buyurduğu
bilinmektedir. Dolayısıyla eşlerin; cinsî münasebet
hususunda birbirine yardımcı olması şarttır. Maalesef
toplumumuzda; sünnete uygun bir şekilde cinsî terbiye
verilememektedir. Bunun sonucu "cinsî sapıklık"
alabildiğine yaygın bir hastalık halini almıştır. Aile
içerisinde; erkek çocuklara cinsî terbiye "baba"
tarafından, kız çocuklara da "anne" tarafından
verilmelidir.
1692
İmam-ı Gazali: "Münasebetten önce dil şakaları
yapılmalıdır. Nitekim Resûl-i Ekrem (sav) bir hadisinde:
"Sizden biriniz (münasebette bulunacağı zaman) ailesine,
hayvan gibi çullanmasın. Aralarında (teşvik ve tahrik edici)
vasıta bulunsun" buyurdu. "Bu vasıta nedir ya
Resûlullah?" diye sorulunca Resûl-i Ekrem (sav):
"Öpmek ve şehveti tahrik edici sözlerdir"
buyurmuştur."(142) diyerek, münasebette dikkat edilecek
bir edebe işaret etmektedir.