5. AİLE İÇERİSİNDE
ÇOCUKLARLA
İLGİLİ ÂDAB-I MUÂŞERET
1695 İnsanların; dünyada en
çok arzu ettikleri şeylerin başında, çocuk sahibi olmak
gelir. Nitekim Kur'ân-ı Kerîm'de; gerçek mü'minlerin
istekleri izah edilirken: "Onlar ki: "Ğ Ey
Rabbimiz" derler. Bize zevcelerimizden nesillerimizden
gözlerimizin bebeği olacak (salih insanlar) ihsan et. Bizi
takvaa sahiplerine rehber kıl"(145) hükmü beyan
buyurulmuştur. Başka bir Âyet-i Kerîme'de: "Mal ve
evlâd dünya hayatının zînetidir. (süsüdür)"(146)
denilmektedir. Anne ve baba; fıtrî olarak çocuklarını sever
ve onlara merhametle muamele ederler. Esasen Resûl-i Ekrem
(sav)'in: "Büyüğümüze saygı göstermeyen ve
küçüğümüze acımayan (merhamet etmeyen) bizden
değildir"(147) buyurduğu bilinmektedir. Bu noktada;
sevmenin, acımanın ve merhametli olmanın mahiyeti üzerinde
duralım.
1696 Şurası muhakkaktır ki;
Allahû Teâla (cc) her insanı belli bir fıtrat üzere
yaratmıştır. Resûl-i Ekrem (sav) her çocuğun mutlaka
İslâm fıtratı üzerinde yaratıldığını haber
vermektedir.(148) Esasen çocuğun imtihan için verildiği de,
nasslarla sabittir. Kur'ân-ı Kerîm'de: "Ey iman
edenler!.. Gerek kendinizi, gerek ailelerinizi öyle bir ateşten
koruyunuz ki, onun yakacağı insan ile taşdır"(149)
hükmü beyan buyurulmuştur. İbn-i Kesir bu Âyet-i Kerîme'nin
tefsirinde iki husus üzerinde durmaktadır.
Birincisi:
Allahû Teâla (cc)'nın emir ve nehiylerine titizlikle riâyet
edip, meşru hududları aşmamak suretiyle nefsinizi ateşten
koruyunuz.
İkincisi: Aile
ferdlerini terbiye edip; İslâm'ı öğretmek suretiyle, onları
cehennem ateşine karşı muhafaza ediniz"(150)
1697 İmam Ebû Bekir El
Cessas: "Çocukların namazla emrolunması eğitim-öğretim
içindir. Onun öğrenmesi, büluğ çağına erdikten sonra
kolayca yapması ve alışkanlık kazanmasıdır. Çocuklara
içki, kumar ve diğer günahlar da yasaklanır. Eğer
çocuklukta yasaklanmazsa, büyüdükten sonra onları alıkoymak
çok zor olur. Zirâ Allahû Teâla (cc): "Ey iman edenler,
gerek kendilerinizi, gerek ailelerinizi bir ateşten koruyun ki,
onun yakacağı insan ile taşdır" buyurmuştur. Bazı
müfessirler bu ayetin tefsirinde: Çocuklarınıza İslâm'ı
öğretin, İslâmî terbiyeyi verin, ki onları ateşten
koruyasınız demişlerdir"(151) hükmünü zikreder.
1698 Çocuklara; istisnai
durumlar hariç, farz-ı ayn olan ilimleri öğretme görevi
babaya verilmiştir.(152) "Hıdane" bahsinde, istisnai
durumları izah etmiştik!..(153)
1699 Kur'ân-ı Kerîm'de; Hz.
Lokman (as)'ın kıssası beyan edilirken, eğitimde nelere
dikkat edilmesi hususunda bilgi verilmiştir. Şimdi bu konuyu
kısaca izah edelim.
1700 A) Önce "Tevhid
İlmini" Öğretmek Esastır: Bilindiği gibi bütün
peygamberler insanları; "Allahû Teâla (cc)'ya iman ve
ibadet etmeye, Tağut'a kulluk etmekten kaçınmaya" davet
etmişlerdir.(154) Hz. Lokman (as); oğlu Saran'a nasihat ederken
önce "Tevhid" üzerinde durmuştur. Nitekim Âyet-i
Kerîme'de: "Hani Lokman oğluna nasihat ederken şöyle
demişti: "Ğ Oğulcağızım!.. Sakın Allahû Teâla
(cc)'ya şirk koşma!.. Çünkü şirk elbette büyük bir
zulümdür."(155) buyurulmuştur. Sahabe-i Kiram; çocuk
konuşmaya başlar başlamaz, önce tevhidi öğretmiştir. Bu
hususta; Resûl-i Ekrem (sav)'in bütün mü'minleri uyardığı
da bilinmektedir.
1701 B) Hesap Günü Şuuru
Verilmelidir: Hz. Lokman (as)'ın oğluna nasihatında; tevhidden
hemen sonra, "hesap günü" şuuru gündeme
girmektedir. Nitekim Âyet-i Kerîme'de: "Ğ
Oğulcağızım!.. Hakikat yaptığın iyilik ve kötülük bir
hardal tanesi kadar olsa da, bir kaya içinde ya göklerde yahud
yerin dibinde (gizlenmiş) olsa bile, Allah onu getirir (meydana
çıkarır, hesabını görür) Çünkü Allah lâtıyfdır.
(Herşeyden) Hakkı ile haberdardır"(156) buyurulmuştur.
1702 C) İbadet, İhlas ve
Sabır Öğretilmelidir: Hz. Lokman (as) oğluna ibadet, ihlas,
iyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak ve sabrı
öğretmektedir. Bu husus şu şekilde haber verilmektedir:
"Ğ Oğulcağızım!.. Namazı dosdoğru kıl!.. İyiliği
emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış. Sana (bu emir ve
nehiy sebebiyle) isabet eden herşeye katlan. Çünkü bunlar
kat'i sûrette farz edilen umurdandır"(157) İbn-i Abidin,
en zor durumda dahi iyiliği emir ve kötülüğü nehyetmenin
gerektiği üzerinde durur: "Fakat iyiliği emir ve
kötülüğü nehiy (öldürüleceğine kalbi kanaat getirirse
bile) yine de efdaldir. Velev ki dövüleceğine veya
öldürüleceğine kalbi kanaat getirsin. Çünkü şehid olur.
Allahû Teâla (cc): "Namazı dosdoğru kıl!.. İyiliği
emir et, kötülükten nehiy eyle!.. Başına gelene de
sabret" yani, iyiliği emir ettiğin vakit sana bir hakaret
ve tecavüz vaki olursa sabret!.. Şüphesiz bu umurun azim
olanlarındandır. Yani hak olan işlerdendir buyurmuştur.
Bazıları bunu farz olan işlerdendir" diye tefsir
etmişlerdir. Bahsin tamamı "fusul" dedir"(158)
1703
D) İnsanlarla Münasebet ve Tevazû Anlatılmalıdır: Hz.
Lokman (as) oğlu Saran'a nasihata devam ederek, şunları
tavsiye ediyor: "Ğ (Oğulcağızım) İnsanlardan
(kibirlenip) yüz çevirme!.. Yeryüzünde şımarık yürüme.
Zira Allah (cc) her kibir taslayanı, kendini beğenip, övüneni
sevmez. Yürüyüşünde mutedil ol!.. Sesini alçat. Seslerin en
çirkini hakikat eşeklerin anırışıdır"(159) İbn-i
Kesir, bu Âyet-i Kerîmelerin tefsirinde, genel bir hususun
üzerinde durur ve: "Bu nasihatlar; Allahû Teâla
(cc)'nın, Hz. Lokman'dan insanların örnek alarak uymaları
için hikaye ettiği önemli düstûrlardır"(160)
hükmünü zikreder. Şurası muhakkaktır ki; ebeveynin nasihat
ederken, çocuğun aklî seviyesini ve zaaflarını dikkate
alarak hareket etmesi gerekir.