KADI'LARIN TARAFSIZLIĞI
(KADI KİMLERİN DAVASINA BAKAMAZ?)
1838
Kadı (Hâkim); şahsî hislerinin tesiriyle, kendilerine karşı
tarafsız davranması şüpheli sayılan şahısların
davalarının mahkemeye getirilmesi halinde derhal
"Görevsizlik" kararı alır ve davaya başkasının
bakmasını sağlar. Esasen Kadı; bu gibi durumlarda kendisi
görevsizlik kararı vermese bile; taraflardan biri hâkimi
(Kadı'yı) reddedebilir. Kadı; kendisini ilgilendiren konularda
hüküm veremediği gibi, Usûl (Anne, Baba, Dede, Nene, vs..) ve
Furû (oğlu, kızı, torunları vs..) hakkında da hüküm
veremez. Zirâ hislerinin etkisi altında kalabilir.
Karısının, iş ve mülk ortağının taraf olduğu davalara da
bakamaz. Dolayısıyla (âdil bile olsa) haklarında şâhitlik
yapamayacağı (şâhitliğinin kabul edilmeyeceği)
şâhısların davalarına bakamaz.(134) Ulu'lemr dahi; bizzat
kendisi ile ilgili bir davada hâkimlik (Kadı'lık) yapamaz. Hz.
Ömer (ra), Hz. Osman (ra) ve Hz. Ali (ra) gibi, mü'minlerin
örnek alacağı kimseler kendilerini ilgilendiren davalarda,
kadı huzuruna çıkmışlardır.(135) Bilindiği gibi; mutlak
müctehid durumunda oldukları hususunda icmâ vardır. Töhmet
altında kalmamak için; kadı huzuruna çıkmışlardır.