TERİKE'NİN TARİFİ VE
TAKSİMİ
1923 "Terike" veya
"Tirke" kelimeleri; terketmek ve bırakmak manasına
gelen, "Terk" kökünden isimdir. İslâmi
ıstılâhta: "Mûrisin (Ölen kimsenin) geride
bıraktığı ve vârislerine intikâl eden her şeye terike
denir"(55) tarifi esas alınmıştır. Şer'an Mûrise
(Ölen kimseye) âit olan; menkul, gayr-i menkul ve alacakların
tamamı, bunlarla mütâla edilebilen ve bunun gibi; mûrise ait
şahsâ haklar; terike'sine dâhil değildir. Mûrisin (ölen
kimsenin); Techiz ve Tekfini yapıldıktan, borcu ödendikten ve
vasiyeti yerine getirildikten sonra; kalan mal, vârislerine
şer'i ölçüler içerisinde taksim edilir.(56)
FERÂİZİ İCRÂ MEMURU
(KÂSIM) VE VAZİFESİ
1924 Akil-baliğ olan
vârislerin aralarında anlaşarak; mirâsı taksim etmeleri
mümkündür. Çünkü hak kendilerine âiddir. Buna
"Rizâen Taksim" adı verilir. Ferâize göre taksimin
ne şekilde yapılacağını bilmiyorlarsa; ehil olan bir âlime
müracaat ederek, meselenin çözümünü talep edebilirler.
Esasen taksimin sebebi; ortakların (veya ortaklardan sadece
birisinin) hissesinden faydalanmak arzusudur. Esasen
vârislerden; taksim hususunda talep olmazsa, mesele atıl
kalır.(57) Vârisler arasında; terikenin paylaşılması
hususunda ihtilâf çıkarsa ne olacaktır? İşte bu noktada
"Kazâen taksim" hadisesi gündeme girer.(58) Ferâizi
icrâ memuru (Kâsım) mirâs davalarında mü'minlerin
ihtilâflarını hükme bağlayarak kadı'ya yardımcı olur.
İmam-ı Şafii (rha) "Kâsımlar; (Ferâizi icrâ
memurları) hâkimler gibidirler"(59) diyerek, kazâ
fonksiyonunu yerine getirdiklerine işâret etmiştir.
1925 Sahabe arasında;
"Ferâiz" hususunda Hz. Zeyd b. Sabit (ra)'in
mütehassıs olduğu bilinmektedir. Gerek Hz. Ömer (ra)'in,
gerek Hz. Osman (ra)'ın hilâfeti döneminde; Medine'de
kadılık görevini yürüten ve mirâs hususundaki ihtilâfları
hükme bağlayan Zeyd b. Sabit (ra)'in bu sahadaki ilmi,
tecrübeyle gelişmiştir. Hz. Ali (ra)'nin; Hz. Abdullah b.
Yahya El Kindi (rha)'yi ferâizi icrâ memurû (Kâsım) tâyin
ederek, "Beytülmal'den"maaş bağladığı
sabittir.(60) Esasen mirâs meselesindeki ihtilâfların kazâ
ile ilgili olduğu gizlenemez. Hanefi fûkahası:
"Vârislerin müracatı ve müvafakatı ile taksim câiz
olur. Çünkü hak onlara âiddir. Aylığı
"Beytül'mal"den verilmek üzere; ferâizi icrâ memuru
(Kâsım) tayin etmek müstehabtır. Zira essah olan kavle göre;
taksim kazâ görevi cinsindendir. Bu ihtilâfın tamamen ortadan
kaldırılması içindir. Böyle olunca Kadı'nın (Hâkim'in)
aylığına benzer. (Yani "Beytülmal"den verilir)
İmam-ı Azâm Ebû Hanefi (rha)'ye göre; vârislerin sayısına
göre ücretle kâsım'ı (Ferâizi icrâ memurunu) tâyin etmek
de sahihtir. Zira menfaat hassaten onlar içindir"(61)
hükmünde ittifak etmiştir. İmam-ı Şafii (rha)'ye göre de;
ferâizi icrâ memuru (Kâsım) "Beytülmal'den"
maaşını alır.(62)
1926 Kâsım'da (Ferâizi icrâ
memurunda) aranan vasıflara gelince; kazâ işleriyle meşgul
olan kimsede (Kadı'da) aranan her özellik her kâsım'da da
aranır.(63) Günümüzde; ferâiz sahasında ilmi olan
kimselere, vârislerin mürâcaatı esastır. Mirasın nasıl
taksim edileceği hususunda; bir-çok eserde, yeterli bilgi
vardır. Fakat bunların pratiğe uygulanması, sanıldığı
kadar kolay değildir. Nitekim Hz. Ömer (ra)'e ferâiz konusunda
bir sual tevcih edilmiş; kendisi müctehid olduğu halde,
meselenin çözümünü Hz. Zeyd b. Sabit (ra)'e havale
etmiştir. Bir belde de; Ferâiz ilmine vakıf birden fazla kimse
varsa, tamamından faydalanmak da mümkündür.
1927 Resûl-i Ekrem (sav)'in:
"Ferâizi (Kur'an'da bildirilen) sâhiplerine veriniz.
(Bunlardan) Geri kalan mal ise; asabeden en yakın olan er
kişiye âiddir"(64) buyurduğu bilinmektedir. Mûrisin
bıraktığı mal, sırasıyla şu kimseler arasında taksim
olunur.
1. Ashab-ı Ferâiz!.. Kitap,
sünnet ve icmâ ile, payları kat'i olarak bilinen vârisler.
2. Asabe!..
3. Hisselerinden başka kalan
malı da red yoluyla alan kimseler.
4. Zevi'l erham
5. Mevlâ'l muvâlat
6. Kendisi üzerinde neseb
ikrar olunan kimse (Mukarrun leh bi'n neseb al'l gayr)
7. Kendisine vasiyet olunan
şahıslar
8. Beytü'lmal.
1928 Kur'an'da tâyin olunmuş
hisseler (Fürûz-u Mukaddere) altıdır:
1. Malın yarısı (1/2)
2. Dörtte biri (1/4)
3. Sekizde biri (1/8)
4. Üçte ikisi (2/3)
5. Üçte biri (1/3)
6.
Altıda biri (1/6) şeklindedir.(65)