AHİRET HAYATINA AİT
HADİSELER
197 Taat ve ibadet sahiplerinin
kabirde, Allahû Teâla (cc)'nın bildiği ve dilediği şekilde
ni'met içinde bulunmaları haktır.(148) Ayrıca kâfirler ve
asi olan bazı mü'minler için kabir azabı da mevcuddur.
Resûl-i Ekrem (sav): "Kabir ya cennet bahçelerinden bir
bahçe veya cehennem çukurlarından bir çukur olur"(149)
buyurmuştur. Ayrıca Münker ve Nekir'in kabre girerek, insana
sual sorması da haktır. Bütün bu hususlar sem'i ve nakli
delillerle sabittir.
198 Kur'an-ı Kerim'de:
"Sonra siz kıyamet günü diriltileceksiniz"(150)
hükmü beyan buyurulmuştur. Yine bir başka Ayet-i Kerime'de:
"De ki: "Onları ilk defa yaratan diriltecek. O
(Allahû Teâla) her yaratmayı hakkı ile bilendir"(151)
hükmü yer almaktadır. Kâfirlerin, Resûl-i Ekrem (sav)'e
"Bu çürümüş kemiklere kim can verecekmiş" diye
sual sormaları ve ölümden sonra tekrar dirilmeyi inkâr
etmeleri üzerine inzal buyurulmuştur. Sonuç olarak Ba's (yani
ölümden sonra dirilme) haktır. Kur'an-ı Kerim'de: "Ve
çünkü o saat (Kıyamet) elbette gelecektir. Onda hiç şüphe
yoktur. Muhakkak Allah kabirde olan kimseleri de diriltip
kaldıracaktır"(152) hükmü, ölümden sonra dirilişin
kat'i olduğunu beyan buyurmaktadır.
199 "Mizan" haktır.
Allahû Teâla (cc): "Biz kıyamet gününe mahsus adalet
terazilerini (Mizanı) koyacağız. Artık hiç kimse, hiçbir
şekilde haksızlığa uğratılmayacaktır. (O şey) Bir hardal
tanesi kadar bile olsa onu getirir (Mizana) koyarız"(153)
hükmünü beyan buyurmaktadır. "Vezn" kökünden
gelen mizan; ölçü-tartı anlamına gelir. Bütün akaid
kitaplarında "Mizan" konusuna yer verilmiştir.
Ayrıca bunun bizim aklımızın kavradığı ölçü
birimlerinden farklı olduğu kaydedilmiştir.(154) Sevab ve
günahların üzerinde kayıtlı bulunduğu amel defteri de
haktır. Bu defterler mü'minlere sağ, kafirlere sol ve arka
taraflarından verilir.(155)
200 "Havz" haktır.
Zira Allahû Teâla (cc): "Biz sana kevseri
verdik"(156) buyurmuştur. Resûl-i Ekrem (sav)'in:
"Benim havzımın bir kenarı bir aylık mesafedir. Dört
açısı ve kenarı birbirine eşittir. Suyu sütten beyaz,
kokusu miskten daha hoş kadehleri gökten yıldızlardan daha
çoktur. Ondan bir kere içen bir daha ebediyyen
susamaz"(157) buyurduğu da bilinmektedir.
201 Resûl-i Ekrem (sav)'in:
"Sırat kıldan ince, kılıçtan keskincedir"(158)
Hadis-i şerifini esas alan ulemâ, sırat köprüsünün hak
olduğu hususunda ittifak etmiştir. Sırat; cehennemin üzerine
uzatılmış olan köprüdür. Cennetlikler bunun üzerinden
geçerler, cehennemlikler ise bunun üzerinden geçerken
ayakları sürçer ve yuvarlanırlar. Allahû Teâla (cc) bu
köprüden geçmeyi mü'minlere kolaylaştırır. Hatta
bazıları bu köprüden yıldırım gibi, bazıları fırtına
gibi, diğer bazıları da rehvan ata binmiş gibi geçerler.
202 Cennet ve cehennem şu anda
mahlûk ve mevcuttur.(159) Allahû Teâla (cc)'ya iman eden ve
İslâmi hududları muhafaza edenler cennette daimi olarak
kalacaklardır. Heva ve heveslerine kapılarak Tağut'a iman eden
ve Tağut'un ilkelerine göre hayatlarını düzenleyenler ebedi
olarak cehennemde kalacaklardır.