İBADET NEDİR?
252 ÖNCE "ABD kelimesi
üzerinde duralım. lógat manası; itaât etmek, boyun eğmek,
tavazuû göstermek, daha açık bir ifade ile kişinin; bir
kimseye ona isyan etmeden ve ondan yüz çevirmeksizin itaat
etmesidir.İslâmi ıstılâhta,"-Hevâsına muhalefet edip,
Allahü Teâla'ya (cc) teslim olan mükellefin fiillerine ibadet
denilir".(1) "ABD kelimesinin masdarı olan ubûdiyet
(Kulluk etmek) insanın sıfatıdır."(2) İnsanın varlık
hikmetinin Allahû Teâla (cc)'ya kulluk olduğu kat'î
nass'larla sabittir. Kur'ân-ı Kerîm'de: "Cinleri ve
insanları, bana ibâdet etmeleri için yarattım"(3) hükmü
beyan buyurulmuştur. Bu âyet-i kerîme'de geçen "İllâ
liya'büdun" (Yanlız ibadet etmek için) ibaresi,
insanların ve cinlerin tamamını içine alır. Hiçbir
istisnadan söz edilemez.(4)
253 Bazı âlimler ibâdeti
"Allahû Teâla (cc)'nın rızasını kazanmak ve O'na
tâ'zim etmek niyetiyle her emrini, emrettiği şekilde yerine
getirmektir" şeklinde tarif etmişlerdir. Şurası
muhakkaktır ki; Allahû Teâla (cc)'nın rızâsını
kazanabilmek için, ihlâs ile O'na teslim olmak zarûridir.
Hevâlarını ilâh edinen tağutî güçleri redetmeden, sahih
bir imana sahip olmak imkânsızdır.
254 Hz. Adem (as)'den itibaren
bütün peygamberler insanları Allahû Teâla (cc)'ya kulluğa
davet etmişlerdir. Kur'ân-ı Kerim'de: "Andolsun ki biz
her kavme: "Allah'a ibâdet edin,tağut'a kulluk etmekten
kaçının" diye (tebligat yapması için) bir peygamber
göndermişizdir"(5) hükmü beyan buyurulmuştur. Tağut:
Allahû Teâla (cc)'nın indirdiği hükümlere karşı ayaklanan
(Tuğyan eden) her güce verilen ortak isimdir. Bunun şeytan
olması, put olması, ideoloji olması veya bunların dışında
herhangi bir şey olması mâhiyetini değiştirmez.İnsanoğlu
ya iman edip Allahû Teâla (cc)'nın dini için cihad eder, ya
küfredip (Kâfir olup) tağut yolunda savaşır.Bu hakîkat
Kur'ân-ı Kerîm'de haber verilmiştir:"İman edenler Allah
yolunda cihad ederler, küfredenler de (Kâfirler) tağut yolunda
savaşırlar."(6) Bu iki halin ve vasfın dışında,
üçüncü bir durum sözkonusu değildir.
255 İslâm ahkâmını inkâr
ederek; insanların hayatlarını kendi hevâlarından
çıkardıkları kanunlarla düzenleyen meclisler, konsüller,
krallar ve diğer kuruluşlar Tağut hükmündedirler. Kim
onların hükümlerinin doğruluğuna îtikad eder ve savunursa,
Allahû Teâla (cc)'nın indirdiği hükümleri yalanlamış
olur. Malûm olduğu üzere hüküm koyma hususunda Allahû
Teâla (cc)'ya herhangi bir eş koşmamaya "Tevhid-i
İradi" denir. Kur'ân-ı Kerîm'de: "Onlar hâla
cahiliyet hayatının hükmünü mü arzu ediyorlar? Salih
kanaata sahip olan bir kavim için hükmü Allah'tan güzel kim
olabilir?"(7) hükmü beyân buyurulmuştur.