İBÂDET'İN MÜDDETİ VE
DERECELERİ
256 Ehliyet sahibi olduğu
müddetçe; büluğa ermiş olan bir mükelleften, ölüm
ânına kadar ibâdetler sâkıt olmaz!.. Allahû Teâla
(cc)'nın bahşetmiş olduğu nimet ve ihsanlar sürekli
olduğuna göre, ibâdetler de sürekli olacaktır. Kur'an-ı
Kerim'de Resul-i Ekrem (sav)'e hitâben: "Sana yakin
gelinceye kadar rabbine ibadet et!.."(8) emri verilmiştir.
Bütün müfessirler bu ayet-i kerime'de geçen
"Yakîn" kelimesinin, ölüm manasında olduğu
hususunda müttefiktirler.(9) Zira Resûl-i Ekrem (sav)
"Yakîn" kelimesinin ölüm manasında olduğunu beyan
buyurmuştur.(10) Âyet-i kerîme'de emrin Resûl-i Ekrem (sav)'e
hitaben verilmesi, hükmün umumiyetine mani değildir. Kaldı ki
hiçbir kul; Resûl-i Ekrem (sav)'in derecesine yükselemez. O
dahi; ölüm anına kadar ibadetle mükellef tutulmuştur. Mevkii
ve makamı ne olursa olsun; her insan, Allahû Teâla (cc)'nın
emir ve nehiylerine muhatabtır.
257 Şurası mahakkaktır ki;
insanoğlu Allahû Teâla (cc)'ya lâyık olduğu şekilde
ibâdet etmeye güç yetiremez. Ancak emrettiği şekilde, O'na
ibâdet edebilir.. (11) Kur'an-ı Kerim'de: "Yaratan
(Allah), yaratmayan gibi midir? Artık iyice düşünmeyecek
misiniz? Allah'ın nimetini birer birer saysanız (bu ne
mümkün? Onu) icmâl sûretiyle bile sayamazsınız"(12)
hükmü beyân buyurulmuştur. Dikkat edilirse, Allahû Teâla
(cc)'nın nîmetlerini saymaya dahi insanın gücünün
yetmeyeceği haber verilmiştir. Nîmetleri saymaya dahî güç
yetmeyince, hakkı ile ibadet etmeye nasıl güç yetebilir?
İnsanoglu sürekli zikir ve ibadet üzere olsa dahî, layıkı
vechile Allahû Teâla (cc)'ya ibadet etmiş olmaz!..
Dolayısıyle ancak Allahû Teâla (cc)'nın emrettiği şekilde
ibadet etme imkanı vardır. Gücümüzün yetmeyeceği
teklifleri bize yüklemeyen ve kolaylık murâd eden Allahû
Teâla (cc)'ya ne kadar hamdetsek azdır!..
258 Bir kısım insanlar; sırf
dünyevî faydalarını esas alarak ibadet ederler. Kat'î ilim
ve kalbi niyet kesin teşekkül etmediği için genellikle
"Halk bize ne der?" endişesi içindedirler. Buna
ibadet denip denemiyeceği ihtilâflıdır. Bir kısım insanlar
da sevab elde etmek ve Allahû Teâla (cc)'nın azabından
korunmak için ibadet ederler. İnsanların çoğu bu hal üzere
ibâdete devam ederler.
259 Allahû Teâla (cc)'nın
kendilerine "Kulum" diye hitâb etmesi ve kendilerinden
razı olması için ihlâsla ibadet edenler, gerçek manâda
"Ubûdiyet" halindedirler. Bu kimseler
"Ubûdiyet" halinde iken; Allahû Teâla (cc)'ya aşk
ile bağlanırlar ve "Ubûdet" haline geçerler.
260
Muhakkak ki mü'minler; Allahû Teâla (cc)'yı tanımada, din
işleriyle ilgili kesin bilgide, tevekkül'de, Allah (cc) ve
Resûlü (sav)'nü sevmede kaza ve kaderine rıza göstermede,
Allahû Teâla (cc)'nın azâbından korkmada, rahmetini ummada
ve iman hususunda eşittirler. (13) Ancak kalb ile tasdik ve dil
ile ikrârın dışında; amel, derece ve makam yönünden
farklılık gösterirler.