286 ABDEST'TE YÜZÜ BİR DEFA YIKAMAK FARZDIR: Hanefi
fûkahası; abdest ile ilgili ayet-i kerime'de geçen
"Fağsilû" emrinin tekrara delâlet etmediğini esas
alarak, yüzün bir defa yıkanmasının farziyeti üzerinde
ittifak etmiştir.(66) Yüzün hududu; saçın bittiği yerden
sakal ve çene altına, kulakların (iki kulağın) köklerine
kadar olan kısımdır.(67) Gözlerin içine suyu ulaştırmak
gerekmez. Ancak abdest alırken gözler kısılmaz, tamamen de
açık bırakılmaz. Tabii bir şekilde yüz yıkanır. Dudaklar
yumulduğu zaman, dışarda kalan kısımlar yüzün hududuna
dahildir. Sakal, bıyık ve kaş'ın altına suyu ulaştırmak
vacip değildir. Ancak bunlar seyrek olursa vacip olur. Feteva-i
Kadıhan'da böyle zikredilmiştir. Bir kimse abdest aldıktan
sonra; tırnaklarını, bıyıklarını veya kaşlarını kesse,
abdesti iade etmesi gerekmez. Başa meshettikten sonra traş olsa
da; tekrar meshetmesi icab etmez.
287 KOLLARI YIKAMAK FARZDIR: Parmak uçlarından, kol
dirseklerine kadar (dirsekler de dahil) olan kısmı bir defa
yıkamak farzdır.(68) Eğer iğne ucu kadar kuru bir yer
kalırsa veya tırnağının altına suyu geçirmeyecek (Hamur,
boya, çamur vs..) bir madde bulunursa, abdest caiz olmaz.(69)
Tırnaklar, parmak uçlarından dışarı çıkacak kadar
uzamış olursa, bir kavle göre o fazlalığı yıkamak
vaciptir.(70) Parmakta bulunan yüzük geniş ise, abdest
alırken bunu oynatmak sünnettir. Ancak yüzük dar olursa, suyu
altına geçirmeyeceği için kıpırdatmak farz olur.
288 BAŞA MESHETMEK FARZDIR: Mesh, lugatta eli bir
şeyin üzerinden geçirmektir. Fukahanın örfünden ise suyun
bir uzva isabet etmesidir.(71) İmam-ı Merginani: "Başın
meshedilmesinde farz kılınan alın (nasiye) miktarıdır. Bu
ise başın dört'te biridir. Zira Muğire b. Şube (ra) rivayet
etmiştir ki: "Resûl-i Ekrem (sav) bir kavmin
çöplüğüne uğradı, ihtiyacını giderdi, abdest aldı.
Alnının üzerindeki saçlarına ve mestlerine mesh etti."
Abdest'le ilgili ayet-i kerime'deki başa mesh etme hususu
mücmeldir. Bu hadis-i şerif, o mücmel beyanı tefsir
etmektedir"(72) hükmünü zikreder. Mesh ederken essah olan
kavle göre, üç parmak kullanmak vaciptir. Kifaye'de de
böyledir. Zahirü''r rivayete göre bir veya iki parmakla mesh
edilmiş olsa, bu caiz olmaz. Tahtavi şerhinde de böyledir.(73)
Başa giyilen sarık veya takke üzerine mesh etmek sahih
değildir. Kadınlar da baş örtüleri üzerine mesh edemezler.
289 AYAKLARI YIKAMAK FARZDIR: Sağlam ve çıplak
ayakları topuklarıyla birlikte bir defa yıkamak farzdır.
Çünkü yaralı veya meshle örtülü ayaklarda vazife yıkamak
değil meshtir. Mezhep buna göredir.(74) Abdestle ilgili ayet-i
kerime'de (Kâ'b) tesniye (iki) zikredilmiştir. Kâ'b (Topuk)
ayağın iki tarafından incik kemiğine bitişen kemiktir.(75)
Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Vay ateşten topukların
haline"(76) buyurduğu ve ayakların tamamen yıkanmasını
emrettiği bilinmektedir. Dolayısıyla Ehl-i Sünnet'in
müctehid imamları; ayakların topuklarıyla birlikte
yıkanması hususunda müttifiktirler. Bir kimsenin ayağında
yarık olsa ve o yarığa donyağı koymuş bulunsa, o kimsenin
ayağını yıkadığı zaman su o yarığın altına geçmezse
bakılır: Eğer suyun o yarığın altına geçmesi zarar
verecekse abdesti caiz olur. Ancak vermeyecekse caiz olmaz.(77)