GUSÜL NEDİR?
322 Gusûl
"iğtisal"den alınma bir isimdir. Bedenin tamamını
yıkamak manasınadır. Kullanılan suya da gusül denilir. Bir
hadis'te Hz. Meymune'nin "Peygamber (sav)'e gusül
koydum" demesi, yıkanılacak su koydum manasınadır. Lakin
Nevevi: "Bu manaya lugatta bu kelimenin "gasl"
şeklinde okunması daha fasih ve daha meşhurdur. Gusül şekli
fukahanın kullandıklarıdır" diyor.(136) İslâmi
ıstılâhta gusül bedeni yıkamaktır. Beden ismi hem dışa,
hem içe şamildir. Suyu uluştırmak imkânsız veya pek güç
olan yerler müstesna bedenin tamamını yıkamaya gusül
denir.(137)
GUSÜL'ÜN FARZLARI
323 Gusül abdesti; kitap, sünnet ve icma ile sabittir.
Gusül'ün farzları:
1) Mazmaza (Ağıza su vermek),
2) İştinşak (Buruna su
vermek),
3) Bütün bedeni
yıkamaktır.(138)
Mütûn'da zikredildiğine göre, bütün bedeni iyiden iyiye
bir defa yıkamak farzdır. Kur'an-ı Kerim'de: "Eğer
cünüb iseniz vücûdunuzu tertemiz ediniz..."(139) hükmü
beyan buyurulmuştur. Ayet-i kerime'de geçen
"Fetahharû" (Tertemiz edin) emri, mübalağa sigası
ile bedenin zahirinde olan şeyin yıkanmasının farz olmasını
gerektirir."(140) Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Ağıza ve
buruna su vermek cünüb olan insana farzdır"(141) Hadis-i
Şerifi, ağız ve burun'un da dış uzuv hükmünde olduğunun
delilidir. Bu sebeble; burunda bulunan kuru kir (suyu altına
geçirmediği için) gusüle manidir.(142) Ayrıca bir kimsenin
bedenine balık pulu veya çiğnenmiş ekmek yapışmış olursa
ve (bunlar da beden üzerinde kurumuş bulunursa) yıkandıkları
zaman altına su geçirmezlerse o kimsenin gusülü caiz
olmaz.(143) Sonuç olarak; gusül'de bütün bedenin tertemiz
yıkanması, bütün mezheplerde kat'i farzdır. Mazmaza ve
iştinşak; hanefi mezhebinin müctehid imamları indinde
"Amel-i Farz"dır. Şafii fûkahası; "On şey
vardır ki, bunlar fıtrattandır" Hadis-i Şerifinde
"mazmaza ve iştinşak'ın" bunlar arasında
zikredilmesini esas alarak; gusül'de sünnet olduğuna kail
olmuşlardır. Dolayısıyla kaplama diş yaptıran kimselerin
(ki bu bir zarûrete mebni ise) gusül abdestinde Şafii
mezhebini taklid etmesi gerekir. Zira kaplama diş; altına su
geçirmeyeceği için ağızın tamamen yıkanmasına mani olur.
Çıkarılıp-takılabilecek şekilde olan diş ve protezlerin;
gusül abdesti alırken çıkarılması ve ağızın tamamının
iyice yıkanması da şarttır.
GUSÜL'ÜN SÜNNETLERİ
324 Gusül abdesti almaya niyet etmek ve besmele çekmek
sünnettir.(144) Daha sonra iki elini ve fercini (Avret
mahallini) tertemiz yıkamak.(145) Eğer vücûdunda necaset
varsa onu gidermek ve tıpkı namaz abdesti gibi abdest almak da
sünnettir.(146) Suyu başına ve vücûdunun diğer yerlerine
dökerek üç defa yıkamak gerekir. Sahih olan kavle göre,
birinci yıkama farz, diğer iki yıkayış ise sünnettir.
Siracü'l Vehhac'ta da böyledir. Suyun dökülüş sırasına
gelince: Gusül abdesti alırken önce üç defa sağ omuza,
sonra üç defa sol omuza, sonra üç defa başa ve diğer
yerlere dökülür.(147) Hz. Meymune (r.anha) Resûl-i Ekrem
(sav)'in gusül abdestinde bunlara riayet ettiğini
zikretmiştir.(148) Gusül abdesti alan kimse, daha sonra
yıkandığı mekândan ayrılır ve ayaklarını yıkar.
Ayaklarını yıkamayı geriye bırakması; suyun ayak altında
birikip kaldığı zaman esastır. Eğer bir tahta veya taş
üzerinde gusül abdesti alıyorsa ve kullanılan (müsta'mel) su
ayak altında birikmiyorsa, ayaklarını yıkamayı sonraya
bırakması gerekmez.
325 Gusül abdesti alırken konuşmamak ve kıble cihetine
yönelmemek esastır. Zira bu abdesti alırken, avret mahalli
ekseriya açık olur.(149) Gusül abdesti alırken, herhangi bir
dua okunmaz.
326 Gusül abdesti alırken suyu normal bir miktarda kullanmak;
fazla veya noksan harcamamak da sünnettir.(150) Su saçların
dibine vardığı zaman kadınların saç örgülerini çözmesi
lâzım gelmez. Zira Resûl-i Ekrem (sav) Hz. Ümmü Seleme
(r.anha)'ya hitaben: "Su saçlarının diplerine vardığı
zaman, bu sana kâfi gelir"(151) buyurmuştur. Kadınların
örgülü saçlarını çözerek su ile ıslatması şart
değildir. Ancak saçlarının diplerine suyun ulaşması
şarttır. Sahih olan budur. Sakal için durum farklıdır.
Çünkü suyun sakalın içine vardırılmasında herhangi bir
güçlük yoktur. Gusül abdesti alırken vücûdu güzelce ovmak
da, sünnettir.(152)