GİYİLMESİ VE KULLANILMASI HELAL OLAN VE OLMAYAN ŞEYLER.. 2

ALTIN VE GÜMÜŞ MADDELERİNDEN KULLANILMASI MUBAH OLAN VE OLMAYAN EŞYA.. 3

Yüzük Hangi Parmağa Takılmalıdır?. 4

Taşlı Yüzük Takmak : 4

Diğer Madenlerden Yüzük Takınmak : 4


GİYİLMESİ VE KULLANILMASI HELAL OLAN VE OLMAYAN ŞEYLER

 

İslâm Dini, günlük hayatımızın her bölümüyle içiçedir. Yemeği­mizden tutun da giydiğimiz elbiselere, oturmamızdan tutun da ak­şam yatağımıza uzanmamıza kadar her davranışımızı belli ölçü ve prensiplere bağlamıştır.

Bu bölümde de nelerin giyilmesi helâl, nelerin haram ya da mek­ruhtur   Hususlarını açıklıyacağız.

Genellikle haram bir kazançtan, rüşvet, gasb ve hıyanet sayılan herhangi bir yoldan elde edilen bir parayla satın alınıp giyilen el­bise haramdır. Resûlüllah (A.S.) Efendimiz bu hususta şöyle buyur­muşlardır :

«Bir kimse haramdan giydiği elbiseyi üzerinden atmadığı tak­dirde, o elbiseyle kıldığı namazını, tuttuğu orucunu Allah kabul et­mez.»[1]

Bunun gibi böbürlenmek, başkalarını küçük görmek niyetiyle nadide kumaştan elbise giymek de haramdır. Çünkü bu tür hare­ketler İslâm'ın getirdiği din kardeşliğini zedeler ve fakirle zengin arasında bir uçurum meydana getirebilir. İslâm Dini, ise, koyduğu her esas ve prensiple sosyal adaleti sağlamaya yönelmiş bir dindir.

Giyilmesi helâl olan ve olmayan elbiseler hakkında, mezhep imamlarının görüş ve içtthadlarını nakletmemizde yarar vardır. Çün­kü her konuyla ilgili rivayetleri daha iyi toplayıp değerlendirme fa­zileti ve gayreti onlara aittir.

1— Şafiî imamlarına göre: İpekten elbise erkeklere haramdır. Sadece giymek değil, bazı hususlarda onu kullanmaları da haram sa­yılmıştır. Şöyleki, erkeklerin ipek bir yaygı üzerine oturmaları, ipek yüzlü bir yastığa dayanmaları da haramdır. Ancak arayerde başka bir örtü bulunursa, bunda bir sakınca görülmemiştir.[2]

Astarı pamuk, keten ya da başka bir maddeden olup yüzü ipek olan veya astan ipek olup yüzü pamuk, keten ya da yün bulunan bir elbisenin giyilmesine cevaz verilmiştir, şu şartla ki, pamuk veya ke­ten olan astar yüzün her tarafını kaplamış bulunsun veya pamuk olan yüz, ipek olan astan kaplamış olsun..

Bu mezhebin ipek konusunda sağladığı bir kolaylıktır. Çünkü in­san kendi hayatının her bölümünü ipek elbise, yaygı, yastık ve ben­zeri şeylerden tamamen uzak tutamaz.

Yaygı olarak kullanılan ipek halı, kilim  benzeri şeyin de üze­rinde ayn bir kaplama şeklinde örtü bulunursa veya, iki kat olup bir katı yün ya da başka bir maddeden bulunursa, o takdirde üzerinde oturmaya cevaz verilmiştir.

İpek pike ve benzeri örtüler altında hanımıyla birlikte bile olsa erkeğin uyuması haramdır. Tamamen ipek yüzlü döşekler hakkın­daki hüküm de böyledir. Ancak pike ve benzeri bir örtü pamuk ya da keten gibi bir kumaşla astarlı bulunursa, buna cevaz verilebilir.

Bunun gibi, ipekten yapılmış bir çadır altında da oturmak ha­ramdır.

İpekten bir kumaş üzerine yazı yazmak, resim çizmek, motif iş­lemek de haramdır. Tabii bütün bu hükümler erkekler hakkındadır. Evin iç duvarlarını ipek kumaşlarla kaplatmak da haram sayılmış­tır, çünkü bunda hem israf ve tefahür sözkonusudur.

Üzerinde altın ve gümüş işleme bulunmayan ipekten bir örtü ile Kâ'be'yi örtmek caizdir. Çünkü Kabe her türlü saygıya ve ilgiye lâyıktır.                                                                                  

At, katır deve ve merkep gibi hapvanlann palan, eyer ve seme­rini ipekle kaplamakta haram kabul edilmiştir. Çocuklann ve deli­lerin ipek elbise giymesine -bir kavle göre- cevaz verilmiştir.     

Ayrıca erkeğin ipek mendil de kullanması haramdır. [3]Şafii Mezhebinde îpek giysilerden şunlar istisna edilmiştir

a) Mushaf kılıfı,

b) Mushaf kılıfının kulpu,

c) Bıçak, kama ve kılıç askısı,

d) Anahtar, teşbih gibi şeylerin ipi,

e) İbrik, küp ve benzeri kapların kılıfı bu cümledendir., Yani belirtilen bu şeylerin ipekten olmasında bir sakınca görülmemiştir.

Erkekler ancak zaruri hallerde veya çok ihtiyaç durumlannda ipek elbise giyebilirler. Bunu birkaç misal ile açıklıyalım : Avret yer­lerini örtecek başka elbise bulunmadığında, sokağa çıkarken sokak elbisesi olarak ipekten başka bir şey te'min edemediğinde ipek elbi­se giyebilir.

Giyilen elbisenin ya yansı ya da yarısından az kısmı ipek olursa buna cevaz verilmiştir.

Kadınlara gelince, bu hususta erkeklerden tamamen ayrılırlar. Orüann ipek elbise giyinmeleri, ipek yorgan altında yatmaları, ipek yaygı üzerinde oturmalan mubahtır. Ergen olmayan çocuklar hak­kındaki hüküm de böyledir.

2— Hanbelî Mezhebine göre : Erkeklerin ipek elbise giyinmesi haramdır. İster yüzü ipek olsun, ister astan farketmez. Bunun gibi erkeklerin ipek sank sarmalan, ipek ipliğe teşbih tanelerini dizip ipek püskül takmalan da haramdır.

Bunun gibi erkeklerin ipek yaygı üzerinde oturmaları ve ipek yastıklara dayanmalan, duvarlan ipekle kaplamalan da haramdır. Kabe örtüsünün ipekten yapılmasında bir sakınca yoktur.

Erkeklerin elbisenin yarısı ipek yarısı pamuk ya da keten veya yün olur veyahut yarısından azı ipek olursa, buna cevaz verilmiştir.

Hanbelî mezhebine göre, Dîba = Kalın canfes kumaş da ipek gibidir.

Hunsa = Eşelcins, çocuk ve delilerin de ipek elbise giyinmeleri haramdır. Şâfiîler çocukla delinin giymesine cevaz verdiği halde Hanbeliler vermemişlerdir.

Zaruri hallerde, hastalık ve benzeri durumlarda erkeklerin ipek giyinmesinde bir sakınca görülmemiştir. Savaşlarda ise mutlaka gi­yebilirler.[4]

Yırtılan elbiseleri, yırtık yeri dört parmak enini aşmadığı tak­dirde ipek kumaşla yamanması caizdir. İki parmak eninde elbise ya­kasının ipekten olmasında da bir sakınca yoktur. Mushaf kılıfı da böyle..

Eskimiş ipekleri parçalayıp yastık kılıfına doldurup kullanmak­ta da bir sakınca görülmemiştir. Döşek de böyle..

Ayrıca erkeklerin tamamen kırmızı renkte bir elbise giymeleri mekruhtur. Diğer bir renkle karışık bulunursa, cevaz verilmiştir.

Kadına gelince : İpek kumaşı hem giysi olarak, 'hem yaygı ve diğer eşya olarak kullanabilir. Onun için hiçbir sakınca yoktur.

Kur'ân âyetlerini ipek kumaş üzerinde yazmaya mutlaka cevaz verilmiştir. Bunun gibi ipek mendil kullanılmasında bir sakınca yok­tur. Sofranın ipek kumaştan olması mekruhtur.

Ayrıca erkeklerin sadece kırmızı veya sarı renkte elbise giyme­leri de mekruh kabul edilmiştir.

3 — Hanefî Mezhebine göre : Zaruri haller dışında erkeklerin ipek kumaştan elbise giyinmeleri, yaygı ve yorgan, pike ve benze­ri örtüleri kullanmaları haramdır. Elbiselerin yaka ve kol kenarla­rının -dört parmak enini aşmamak şartiyle- ipek kumaştan yapılma­sında kerahet yoktur. Bunun gibi, ipeğin pamuk gibi kılıfa dolduru­lup yastık, döşek, minder ve benzeri bir eşya yapılması da caizdir. Çünkü dıştan görünen bir şey yoktur.

İmam Ebü Hanîfe'den yapılan bir rivayette, giyilen ipek kumaş bedene temas etmediği takdirde bir sakınca yoktur, denilmişsede bupek sahih kabul edilmemiştir. Fetva ise imameynin görüş ve içtihad-lanna göredir.

Bunun gibi, takke, külah, fes ve benzeri giysilerin ipek kumaş­tan yapılması mekruhtur. Para kesesinin ipekten olmasında bir sa­kınca yoktur.

Ayrıca Hanefî mezhebine göre, ipekten dokunmuş bir seccade üzerinde namaz kılmak helâldir. Bunun gibi teşbih ipinin ve püskü­lünün de ipek olmasında bir sakınca yoktur.[5]

Bunun gibi, kapı, pencere ve benzeri yerlerin örtü ve perdeleri­nin ipekten olmasında bir kerahet yoktur. Mushaf kılıfı da böyle.

4 — Mâliki Mezhebine göre: İpek elbise ergen olan erkeklere haramdır. Küçük çocuklara gelince, onlara ipek elbise giydirmekte bir sakınca yoktur.

Bu mezhebe göre, bir hastalıktan dolayı veya savaşlarda ipek elbise giyinmek mubah değildir. Ancak'zaruri haller müstesna.. Ay­rıca erkeklerin ipek yaygı, kilim, halı ve benzeri şeyler üzerinde oturması haramdır. İsterse eşiyle birlikte otursun, fark etmez.

Astarı ipek olan bir elbiseyi giymekte bir sakınca yoktur. Bu nun gibi ipek kumaş veya ipek kâğıt üzerine Mushaf yazmakta ke­rahet yoktur. Fukaha genellikle buna cevaz vermişlerdir.

Kapı ve pencere örtü ve perdelerinin ipek kumaştan olması da mubah kabul edilmiştir.

Diğer mezheplerde olduğu gibi, bu mezhepte de erkeklerin sırf kırmızı veya sırf sarı renk elbise giymeleri mekruh sayılmıştır. Ka­dınlara gelince, onların ipek kumaş giymeleri ve herhangi bir renk elbise  edinmeleri mubahtır. [6]

 

ALTIN VE GÜMÜŞ MADDELERİNDEN KULLANILMASI MUBAH OLAN VE OLMAYAN EŞYA

 

Altın ve gümüşten mamul kap-kacaklan kullanmak hem erkek­lere, hem kadınlara haramdır. Bunun sebebi ise açıktır: Önce altın ve gümüş ayni zamanda nakit para olarak da kullanılır. Fakir, zen­gin, köylü kentli herkes bu iki madeni yakından tanır ve bilir. Ayrıa kötü i niyet sahiplerinin dikkatini çeker, hırsızlık ve soysuzluğa yol açar. Fakirle zengin arasındaki mesafeyi genişletir. Çünkü on­lar zaruri ihtiyaçlarını zorla karşılarken ve toprak kaplar kullanır­ken, zenginlerin altın ve gümüş kap-kacak kullanmaları doğru ol­maz. Ayni zamanda bunda aşırı bir israf da sözkonusudur.

Bu ve benzeri nedenlerle İslâm Dini, altından ve gümüşten ma­mul kap, jkasık, çatal, bardak ve benzeri eşyanın günlük işlerde kul­lanılmasını haram kılmıştır.[7]

Altın vegümüş eşya hakkında mezheplerin içtihad ve görüşleri arasında az da olsa bazı farklar vardır. Bunları açıklamamızda ya­rar vardı- :

1 — Hanefî Mezhebine göre, günlük işlerde kullanmamak şar-tiyle evde süs için altın ve gümüşten ma'mul eşya bulundurmak he­lâldir. Ama bunlarla kendi seviyelerinden dünyalıkça aşağı olanla­ra karşı bir üstünlük taslanıyor, gurura vesile oluyorsa, o takdirde mekruhtur.

2 — Mâliki Mezhebine göre : Kılıç, kama ve benzeri bir silahı altın veya gümüşle işlemek mekruh değildir. Bunun gibi diğer silah­lar hakkındaki hüküm de böyledir.

Mushafın cilt kapağını altın ve gümüşle süslemek de mubah sa­yılmıştır. Ama iç yapraklarını altınla süslemek veya onunla yazmak mekruh görülmüştür. Diğer kitapların ise altın veya gümüşle süs­lenip tehzib edilmesi mekruhtur.

Düşen dişinin yerine altın ya da gümüşten diş yaptırıp takması caizdir. Bunun gibi burnu kopan kimsenin de bu iki maddeden bu­run yaptırıp takmasına cevaz verilmiştir.

İki dirhem ağırlığında gümüş yüzük yaptırıp kullanmak erkek­ler için caizdir. Çünkü Peygamber (A.S.) Efendimiz belirtilen ağır­lıkta gümüş yüzük kullanmıştır. Ancak birkaç yüzük mekruhtur. Yü­züğün ağırlığı iki dirhemi (6.4 gr.) aşarsa haramdır. Altın ve gümüş karışımından yapılan yüzük de haramdır. [8]

 

Yüzük Hangi Parmağa Takılmalıdır?

 

Sol elin serçe parmağına takılması müstehabdır. Sağ ele takıl­ması ise mekruhtur.[9]

Hanefî Mezhebine göre: Sol elin serçe parmağına takılması müs-tehab olmakla beraber her iki elin parmağına takmakta da bir sa­kınca yoktur. Çünkü Peygamber (A.S.)'m her iki elinde de yüzük kullandığı sarih rivayetlerle tesbit olmuştur.[10]      

 

Taşlı Yüzük Takmak :

 

Erkeklerin taşsız yüzük takmaları tavsiye edilmiş, birden fazla taşı bulunan yüzük takmalarının mekruh olduğu tesbit edilmiştir. Bir taşı olan yüzüğün de takınırken taşının avuç içine gelecek şekil­de kullanılması tavsiye edilmiştir.[11]

 

Diğer Madenlerden Yüzük Takınmak :

 

Resûlüllah (A.S.) Efendimiz'den bize kadar rivayet yoluyla ula­şan sünnete göre, yalnız gümüş yüzük takınmaya ruhsat verilmiş, altın haram kılınmış, diğer madenler de mekruh sayılmıştır. [12]Yüzükte kullanılan taşlar akik, yeşim ve benzeri taşlar olabilir, Fu-kahanın çoğu bunların kullanılmasında bir sakınca olmadığını söy­lemişlerdir.[13]

Şafii Mezhebine göre : Erkeklerin gümüş yüzük kullanması sün­nettir. Ancak bu hususta örfe uymaları gerekir. Emsali nasıl bir gü­müş yüzük takınıyorsa, onunki de o nisbeti aşmamalıdır. Âdeti aşın­ca haram olur.

Yüzüğü sağ elin serçe parmağına takmak efdaldır. Taşı varsa onu avuç içine doğru çevirmek sünnettir.

Altın yüzük takınmak mutlaka haramdır. Demir, tunç, balar, ve benzeri madenlerden yüzük kullanmak, en sahih kavle göre ke-rahetsiz caizdir.[14]

Hanbelî Mezhebine göre : Gümüş yüzük kullanılabilir. Altın yüzük kesinlikle haramdır. Yüzüğün taşının altın olmasına vecaz ve­rilmiştir.[15]

 



[1] Ahmed bin HanbelTaberânî.

[2] Kitabu'l-Fıkhı   Alâ'l-Mezahibi'l-Arbaa : C. 2/10.

[3] Kitabu'l-Fıkhi  Alâ'l-Mezahibi'l-Arbaa : 2/10.

[4] Kitabu'l-Fikhi (Alâ'l-Mezahrbn?Arbaa : 2/11..

[5] Kitabu'l-Fıkhi : C. 2/12 –13.

[6] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 4/105-109.

[7] Fetav-yi Hindiyye - İbn Abtdîn - Kitabu'l-Fıkhi.

[8] Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 4/109-110.

[9] Kitabu'L-Fıkhi : C. 2/14 – Mısır.

[10] Fetâvâ-yi Hindiyye : C. 5/336 - El-Mektebetü'1-îslâmiyye.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 4/110-111.

[11] El-Muhit - Radıyüddin Serahsi - Siracü'l-Vehhac.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 4/111.

[12] El-Yenabi' - Fetâvâ-yi Hindiyye.

[13] El-Aynî Şerh-i Hidâye.

[14] Kitabu'l-Fıkhi : 215.

[15] Kitabu'l-Fıkhi : 2/15.

Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 4/111.