II. ORUCUN ÇEŞİTLERİ
Oruç; farz, vâcip, nâfile ve mekruh çeşitlerine ayrılır.
A - Farz Oruç :
Bu da ikiye ayrılır.
1- Muayyen farz oruç. Ramazan orucu gibi.
2- Gayri muayyen farz oruç. Kazaya kalan ramazan orucu ile keffaret olarak tutulacak oruçlar birer gayri muayyen farzdır. Ebû Hanîfe'ye göre ramazan orucunu kazaya bırakan kimse bunu, istediği mübah günlerde tutabilir. İmam Şâfii'ye göre ise aynı yıl içerisinde kaza etmesi gerekir.
B- Vacib Oruç :
Bu da ikiye ayrılır. Adak oruçları vaciptir. Belirli günde tutulması adanan oruç muayyen bir vaciptir. Herhangi bir gün, hafta veya ay gibi belirsiz bir zamanda tutulması adanan bir oruç da gayri muayyen bir vaciptir. Adak yapılan îtikâf orucu da, belirli günde tutulacağı için muayyen vacip sayılır.
C- Nafile Oruç :
Bu oruçlar da sünnet, müstehap, mendup veya tatavvu adını alırlar.
Nafile oruçlar şu günlerde tutulur :
1- Gün aşırı tutmak: Nafile oruçların en faziletlisi gün aşırı oruç tutmaktır. Rasülûllah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur : “En faziletli oruç Dâvud (a.s) ın tuttuğu oruçtu. Dâvud (a.s.) bir gün oruç tutar, bir gün tutmazdı.” Abdullah b. Ömer (r. anhüma); “Ben daha fazlasını tutabilirim” deyince, Hz. Peygamber “Bundan üstünü yoktur” buyurmuştur. 8
2- Her aydan üç gün oruç tutmak: Her ayın on üçüncü, on dördüncü ve on beşinci günü oruç tutmak müstehaptır. Bu günlere, “ eyyâmı bıyz ” denir. Ebû Zer ( r.a )'ten rivayet edildiğine göre, Rasülûllah ( s.a.s. ) şöyle buyurmuştur: “Her ayda üç gün oruç tuttuğun zaman, 13, 14 ve 15 nci günlerde tut.” 9 Hz. Aişe ( r. anhâ ), Hz. Peygamber (s.a.s.)'in her aydan üç gün oruç tuttuğunu bildirmiştir. 10
3- Her hafta pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmak: Usâme b. Zeyd ( r.a. )'ten rivayet edildiğine göre; Hz. Peygamber ( s.a.s. ) pazartesi ve perşembe günleri oruç tutardı. Kendisine bu günleri tercih etmesinin sebebi sorulunca : “İnsanların âmelleri Allah Teâlâ'ya pazartesi ve perşembe günleri arz olunur” buyurdu. Başka bir rivayette; “Ben oruçlu iken amelimin yüce Rabbime arz olunmasını severim.” ilavesi vardır. 11
4- Ayrı ayrı günlerde de olsa şevval ayında altı gün oruç tutmak: Fakat bunların bayramın hemen arkasından peşpeşe tutulması daha faziletlidir. Kaza, adak, v.b bir oruç da bu günlerde tutulsa aynı sevap elde edilir. Ebû Eyyûb' un naklettiği bir hadiste şöyle buyurulur: “Her kim Ramazan'ı oruçla geçirir de sonra buna şevval ayından altı gün ilave ederse, bütün yılı oruçlu geçirmiş gibi olur.” 12 Bire on kat ecir hesabıyla Ramazan orucunun on aya, altı gün şevval orucunun da 60 güne karşılık olduğu, böylece bütün yılın oruçlu geçirilmiş sayılacağı rivayet edilmiştir.13 Çünkü Kur'an-ı Kerim'de; “Kim iyi bir amel işlerse, ona bunun on katı ecir vardır.” buyurulur 14
5- Arefe gününde oruç tutmak: Hac' da olmayanların Zilhiccenin dokuzuncu gününü oruçla geçirmesi müstehaptır. Rasülûllah ( s.a.s. ) şöyle buyurmuştur; “Arefe günü tutulan orucun bundan önce ve sonra birer yıllık günahları örteceği Allah'tan umulur.” 15 “Arefe gününden daha çok Allah'ın cehennem ateşinden insanları azat ettiği bir gün yoktur.” Müslim'in naklettiği bu hadiste arefe gününün faziletine işaret edilmiştir.
6- Zilhicce ayının ilk sekiz gününde oruç tutmak: Çünkü Hz. Hafsa (r. anhâ ) şöyle demiştir. “ ( Hz. Peygamber ( s.a.s. ) dört şeyi hiç terk etmemiştir : Aşûre orucu, Zilhiccenin ilk on günü, her aydan üç gün, sabah namazından önce iki rekat namaz. ” 16
7- Muharrem ayının dokuzuncu, onuncu (aşûre ) ve on birinci günleri oruç tutmak müstehap veya sünnettir. İbn Abbas (r.a )'ten rivayet edildiğine göre, Rasülûllah ( s.a.s. ) Medine'ye gelince Yahudilerin aşûre gününde oruç tuttuklarını görmüş ve : Bu oruç nedir ? diye sormuştu. Kendisine : “ Bu büyük bir gündür. Allah bu günde Musa'yı ve İsrailoğullarını düşmanlarından kurtarmış, bu yüzden Musa da bu günde oruç tutmuştur. ” dediler. Hz. Peygamber de ( s.a.s. ) ; “Ben Musa'ya sizden daha yakınım” buyurdu ve bu günde oruç tutulmasını emretti. 17
8- Haram aylarda oruç tutmak: Eşhüru'l - Hurum denilen Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep aylarının perşembe cuma ve cumartesi günleri oruç tutmak menduptur.
9- Şaban ayında oruç tutmak: Hz. Aişe ( r. anhâ ) şöyle demiştir; “ Hz. Peygamber ( s.a.s. ) şaban ayından çok hiç bir ayda oruç tutmazdı, o şaban ayının tamamını oruçla geçirirdi. 18
D - Mekruh Oruçlar:
Mekruh oruçlar iki kısımdır. Tahrîmen mekruh ve Tenzîhen mekruh.
1- Tahrîmen mekruh oruçlar: Ramazan bayramının birinci gününde, kurban bayramının dört gününde tutulacak oruçlar tahrîmen mekruhtur. Çünkü bu günler Cenâb-ı Hakk'ın ziyâfet, yeme, içme ve sevinç günleridir. Ancak bu günlerde oruç tutan bir kimse günahkâr olmakla birlikte orucu geçerlidir. Sadece böyle bir oruç bozulursa kaza gerekmez. Çünkü câiz olmayan bir şey üstlenilmiştir. Başka bir görüşe göre kazası gerekir.
2- Tenzihen mekruh: Sadece aşûre gününde oruç tutmak, bazılarına göre yalnız cuma gününde oruç tutmak, sadece cumartesi oruç tutmak, Nevruz ve Mihrecan ( bahar ve sonbahar bayramı ) günlerinde oruç tutmak tenzihen mekruhtur. Ancak kişinin âdeti olduğu için tuttuğu oruç bu günlere rastlarsa, o taktirde bunun bir sakıncası bulunmaz. Yalnız cumayı oruca ayırmanın mekruh oluşu şu hadise dayanır. “Geceler arasında sadece cuma gecesini ibadete ayırmayın. Ancak sizden biri âdeti olan bir orucu tutuyorsa bu müstesnâdır.” 19
Geceleyin iftar edilmeyip iki üç gün peşpeşe oruç tutulması da mekruhtur. Buna “visâl orucu denir ” . Hz. Aişe'den şöyle dediği nakledilmiştir : “Hz. Peygamber ( s.a.s. ), müslümanlara acıdığı için, onlara iftar etmeksizin devamlı oruç tutmayı ( visâl orucu ) yasaklamıştır. Kendisine : Sen peşpeşe sürekli oruç tutuyorsun, denilince Hz. Peygamber ( s.a.s. ) şöyle cevap vermiştir : Ben sizler gibi değilim. Çünkü beni Rabbim yedirir ve içirir. 20
Şek günü oruç tutmak mekruhtur. Şaban ayının otuzuncu gününün Ramazan'dan mı, yoksa Şaban ayından mı olduğu konusunda havanın bulutlu olması yüzünden şüphe meydana gelirse, bu güne “ şek günü (şüpheli gün ) denilir. Eğer hava açık olur ve hilâl görülmezse bu gün şek günü sayılmaz.
Şek gününde ramazan veya başka bir vâcibe niyet edilerek tutulan oruç mekruh olur. Hatta Ramazandan önce bir veya iki gün oruç tutmak da mekruhtur. Rasûlullah ( s.a.s. ) şöyle buyurmuştur : “Ramazan'ı bir veya iki gün önce oruçla karşılamayın. Ancak bir kimse eğer âdeti olduğu için bu günleri oruçla geçiriyorsa tutsun.” 21 Bu kerâhetin sebebi Ramazan orucuna ilave yapılması korkusudur. Başka bir oruç ile ilgisi olmaksızın nafile niyetiyle şek günü oruç tutulmasında bir kerâhet bulunmaz. Çünkü eğer şek günü Ramazan'a dahilse bu oruç ramazan orucu sayılır. Aksi halde nâfile olarak kalır.
Şek gününde ; “Ramazan ise oruç tutmaya, değilse oruçsuz sayılmaya ”niyet edilse, bununla oruç tutulmuş olmaz. Çünkü oruca niyetin kesin olması gerekir.
Mekruh olmakla birlikte, şek gününde Ramazan orucuna niyet edilse, sonradan Ramazan olduğu anlaşılsa bu oruç Ramazan orucu sayılır. Aksi halde nâfile olur. Fakat bir vâcibe niyet edilmişse oruç, bu vâcib adına geçerli olur. Ancak gün şüpheli kalırsa, niyet edilen vâcib oruç, o vâcib adına geçerli olmaz. Çünkü o günün Ramazan'dan olma ihtimâli vardır.
Şek gününde yukarıdaki hükümleri ayırdedebilen müslümanların çevreye yaymadan oruç tutması, diğer halkın ise, durumun açıklığa kavuşması ihtimali sebebiyle zeval vaktine kadar orucu bozan hallerden sakınması daha faziletlidir.
Şaban ayını oruçla geçiren veya son üç gününde oruçlu bulunan kimse için de şek gününde oruç tutmak daha faziletlidir.
Bir kadın için kocasının izni olmaksızın nâfile oruç tutmak mekruhtur. Kocası da bu orucu bozdurabilir. Kadın daha sonra kocası izin verince veya kocasından ayrı düşünce bunu kaza eder. Hz. Peygamber ( s.a.s. ) şöyle buyurmuştur : “Kocası yanında bulunduğu halde, onun izni olmaksizin kadının nâfile oruç tutması helâl olmaz.” 22
Ancak, kocasının kadına ihtiyacı yoksa, kadının nâfile oruç tutması caiz olur. Koca, kadının bulunduğu yerden uzak olur veya hac yahut umre için ihrâma girmiş bulunursa karısını nâfile oruçtan menedemez. Çünkü bu durumlarda eşinin cinsel yönlerinden yararlanma imkânı bulunmaz.
Maaş veya ücret karşılığı çalışan kimse, eğer işine engel olacaksa, işverenin izni olmadan nâfile oruç tutamaz. Fakat böyle bir zarar sözkonusu değilse işverenin iznine bakmaksızın oruç tutabilir.
Üzerinde Ramazan'a âit kaza oruç borcu bulunan kimsenin nâfile oruç tutması câizdir.
Hacılar için zayıf düşüreceği taktirde “Terviye ” ve “ arefe ” günlerinde oruç tutmak mekruhtur. Çünkü bu durum hac ibâdetini yerine getirmede zorluk doğurabilir.
Hayız veya nifas halindeki kadının oruç tutması haram olup, tuttuğu oruç geçerli değildir. Bu durumdaki kadınlar, tutamadıkları oruçları temiz günlerinde kaza ederler. Namazları ise kaza etmeleri gerekmez. 23