1) Meşhur Hadis:

 

Her tabakada (Sahâbî, Tâbiîn, Etbauttâbiîn) râvi sayısı en az üç olan rivâyetlere denir. Bu tarif muhaddislere göredir. Fukahâ ise böyle bir hadîse müstefîz der. Mâmafih, iki târikle rivâyet edilen hadîslere de müstefîz diyen fakîhler olduğu gibi müstefîz demek için dört tarîki şart koşan fakîhler de olmuştur.

İlk asırda bir tek tarîki olsa bile sonradan ümmetin kabulüne mazhar olarak şüyû bulan hadîslere de lügat mânasına yakın olarak meşhur denmiştir.

Yeri gelmişken bir kere daha hatırlatalım: Meşhur hadîs tabiri, bir de halk arasında hadîs diye çokça şüyû bulmuş sözler için kullanılır. Müştehir de denen bu sözlerin ilk asırda bilinen bir aslı olabileceği gibi olmayabilir de. İkinci ve üçüncü asırlarda mütevâtir derecesinde şöhrete eren bu rivayetler, sahîh bir hadîs olabileceği gibi "hadîs" ismi verilmiş bir atasözü, bir feylezof veya hakîm sözü, bir tabîb sözü de olabilir. Mesela, bazen Hz. Ali (radıyallahu anh)'ye ve bazan da, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e nisbet edilerek söylendiğine sıkça rastlanan "Çocuklarınızı yarına göre yetiştirin" "meşhur hadîsi (!)"nin araştırma sonunda Eflatun'a ait bir söz olduğunu tesbit ettik.

Metinlerde sıkça rastlanacak olan meşhur kelimenin bizi hataya düşürmemesi için kelimenin ihtiva ettiği bütün bu mânâları iyi kavramanız gerekir.[1]

Hadisçilere göre meşhur; tevatür şartlarını taşımayan topluluğun naklettiği ve her nesilde ravisi ikiden aşağı olmayan hadistir. (İbn Hacer (852/1448) bu topluluğu “ikiden fazla” kaydına bağlamıştır.)

Başlangıçta bir-iki kişi tarafından rivayet edilmişken daha sonraki nesillerde tevatür derecesine ulaşan hadisler için de meşhur terimi kullanılmaktadır.[2]

Meşhur hadisin, mutlaka sahih olduğu ilk anda akla gelebilirse de aslında öyle değildir. Tevatür derecesini bulamadığına göre, ravileri tetkike tabidir. Böyle olunca, tetkik sonuçlarına göre, sahih, hasen veya zayıf meşhurların bulunması kaçınılmazdır.

Bir de bazı hadisler, bazı kesimler ya da meslek grupları katında meşhur olmuşlardır. Bu tür hadisleri de Meşhur hadisler arasında ele almak doğru olacaktır. Şu hale göre meşhur hadisler iki kısma ayrılır:[3]

 


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 2/78.

[2] Meşhur mütevatir ile aziz ve garib arasındadır. (Itr, Menhec: 409)

[3] İsmail Lütfi Çakan, Hadis Usulü, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları: 110-111.