12-
TATBÎK (ELLERİ BİRBİRİNE YAPIŞTIRIP İKİ DİZ ARASINA KOYMAK)
1-
ELLERİ BİR BİRİNE YAPIŞTIRIP İKİ DİZ ARASINA KOYMAK
2-
RÜKÛ’DA ELLERLE DİZLERİ TUTMAK
6-
RÜKÛ’DA DÜZGÜN BİR ŞEKİLDE DURMAK
7-
RÜKÛ’DA KUR’AN OKUMAK YASAKTIR
8-
RÜKÛ’DA “SÜBHANE RABBİYEL AZİM” DEMEK..
9-
RÜKÛ’DA YAPILAN DUA ÇOĞUNLUKLA HANGİSİDİR?
10-
RÜKÛ’DA YAPILAN BAŞKA BİR DUA
11-
RÜKÛ’DA YAPILABİLEN DEĞİŞİK BİR DUA
12-
RÜKÛ’DA YAPILAN DEĞİŞİK BİR DUA
13-
RÜKÛ’DA YAPILACAK DEĞİŞİK BİR DUA
14-
RÜKÛ’DA YAPILAN DEĞİŞİK BİR DUA
15-
RASÛLULLAH (S.A.V) NAMAZ KILMAYI BİLMEYENE TARİF EDİŞİ
16-
RÜKÛ’U VE SECDELERİ TAM YAPMAK
17-
RÜKÛ’DAN KALKARKEN ELLERİ KALDIRMAK
18-
RÜKÛ’DAN KALKARKEN ELLER KULAK HİZASINA KALKAR
19-
RÜKÛ’DAN KALKARKEN ELLER OMUZ HİZASINA KADAR KALKAR
20-
ELLER SADECE NAMAZA BAŞLARKEN KALKAR
21-
RÜKÛ’DAN KALKARKEN NE SÖYLEMELİ?
22-
İMAMA UYAN KİMSE NE YAPMASI GEREKİR?
23-
RÜKÛ’DAN KALKARKEN RABBENA VE LEKEL HAMD DEMEK
24-
RÜKÛ’DAN SONRA VE İKİ SECDE ARASINDAKİ SÜRE
25-
RÜKÛ’DAN SONRAKİ KIYAMDA YAPILACAK DUA..
26-
RÜKÛ’DAN SONRA MI KUNUT YAPILIR?
27-
SABAH NAMAZINDA KUNUT NASIL YAPILIR?
30-
KUNUT DUASINDA LANET OKUMAK
31-
KUNUTTA MÜNAFIKLARA DA LANET EDİLİR
32-
KUNUT HER ZAMAN MI YAPILIR?
33-
SECDE EDİLEN YERDEKİ ÇAKIL TAŞLARI SOĞUTULUR MU?
34-
NAMAZDA HER HAREKETTE TEKBİR ALINIR
35-
PEYGAMBER (S.A.V)’E BİAT ETMEK
36-
SECDE EDERKEN DE ELLER KULAK HİZASINA KALDIRILIR MI?
37-
SECDE ESNASINDA ELLERİ KALDIRMAMAK
38-
SECDE EDERKEN İLK ÖNCE YERE HANGİ ORGAN DEĞECEK?
39-
SECDEYE ELLERİ VE YÜZÜ KOYMAK
40-
KAÇ ORGAN ÜZERİNE SECDE YAPILIR?
41-
YEDİ ORGAN ÜZERİNE SECDE EDİLİR
45-
DİZLER DE SECDE EDEN ORGANLARDANDIR
46-
AYAKLAR DA SECDE EDEN ORGANLARDANDIR
48-
SECDEDE AYAK PARMAKLARINI DİKMEK
49-
SECDEDE ELLERİN YERİ NERESİDİR?
53-
SECDEYİ DÜZGÜN BİÇİMDE YAPMAK
55-
KARGA GAGALAMASI GİBİ SECDE ETMEK YASAKTIR
56-
SECDEDE SAÇLARI TOPLAMANIN YASAKLIĞI
57-
SAÇLARI TOPUZ YAPARAK NAMAZ KILINIR MI?
58-
SECDEDE ELBİSEYİ TOPLAMANIN YASAKLIĞI
59-
ELBİSE ÜZERİNE SECDE ETMEK
61-
SECDEDE KUR’AN OKUMAK YASAKTIR
63-
SECDEDE HANGİ DUALAR YAPILABİLİR?
64-
SECDEDE OKUNAN DEĞİŞİK BİR DUA
65-
SECDEDE OKUNAN BAŞKA BİR DUA
66-
SECDEDE OKUNAN DEĞİŞİK BİR DUA
67- SECDEDE
OKUNABİLEN DEĞİŞİK BİR DUA
68-
SECDEDE YAPILABİLEN DEĞİŞİK BİR DUA
69-
SECDEDE YAPILACAK DEĞİŞİK BİR DUA
70-
SECDEDE YAPILAN DEĞİŞİK BİR DUA
71-
SECDEDE YAPILAN DEĞİŞİK BİR DUA
72-
SECDEDE YAPILAN DEĞİŞİK BİR DUA
73-
SECDEDE YAPILAN DEĞİŞİK BİR DUA
74-
SECDEDE YAPILAN DEĞİŞİK BİR DUA
75-
SECDEDE YAPILAN DEĞİŞİK BİR DUA
76-
RÜKÛ’ VE SECDELERDEKİ TESBİH ADEDİ NE KADARDIR?
77-
RASÛLULLAH (S.A.V) NAMAZ KILMAYI NASIL TARİF ETMİŞTİ?
78-
KULUN, ALLAH’A EN YAKIN OLDUĞU YER
81-
SECDE YERLERİNİ ATEŞ YAKMAZ MI?
82-
SECDEYİ UZATMAYA BİRŞEY SEBEP OLUR MU?.
83-
NAMAZIN HER BÖLÜMÜNDE TEKBİR ALMAK
84-
SECDEDEN KALKARKEN DE ELLER KALDIRILIR MI?
85-
İKİ SECDE ARASINDA ELLER KALDIRILMAZ
86-
İKİ SECDE ARASINDA DUA YAPILIR MI?
87-
İKİ SECDE ARASINDA ELLERİ YÜZE DOĞRU KALDIRMAK
88-
İKİ SECDE ARASINDAKİ OTURUŞ NASIL OLMALI?
89-
İKİ SECDE ARASINDA OTURMA MİKTARI
90-
NAMAZDA HER ŞEYDE TEKBİR ALMAK
91-
İKİ SECDEDEN SONRA OTURMAK
93-
ELLERİ DİZLERDEN ÖNCE Mİ YERDEN KALDIRMALI?
94-
SECDEDEN KALKARKEN TEKBİR ALMAK
95-
İLK TEŞEHHÜDE NASIL OTURULUR?
96-
TEŞEHHÜDDE OTURURKEN AYAK PARMAKLARI KIBLEYE DÖNMELİ
97-
İLK OTURUMDA ELLER NEREYE KONUR?
98-
TEŞEHHÜD ESNASINDA NEREYE BAKILMALI?
99-
TEŞEHHÜD ESNASINDA PARMAK NE YAPILIR?.
101-
RASÛLULLAH (S.A.V), HER ŞEYİ ÖĞRETİR MİYDİ?
102-
DEĞİŞİK BİR TEŞEHHÜD DUASI
103-
DEĞİŞİK BİR TEŞEHHÜD DUASI DAHA
104-
DEĞİŞİK BİR TEŞEHHÜD DUASI
106-
İLK TEŞEHHÜD TERKEDİLİNCE SEHV SECDESİ YETERLİDİR
12- TATBÎK (ELLERİ
BİRBİRİNE YAPIŞTIRIP İKİ DİZ ARASINA KOYMAK)
1- ELLERİ BİR BİRİNE YAPIŞTIRIP İKİ DİZ
ARASINA KOYMAK
1019- Alkame ve
Esved (r.anhüma)’dan nakledildiğine göre, ikisi Abdullah’ın evinde birlikte
idiler. Abdullah: “Onlar namaz kıldılar mı?” diye sordu. Biz de: “Evet” dedik.
Abdullah onlara imam oldu, ikisinin arasına durdu, ezan ve kametsiz olarak
namaz kıldırdı sonra da: Üç kişi olduğunda böyle yapın üçten fazla olduğunuzda
sizden biriniz imam olsun ve ellerini uyluklarının üzerine koysun. Sanki ben,
Rasûlullah (s.a.v)’in parmaklarını bitiştirip dizlerinin üzerine koyduğunu
görür gibiyim. (Dârimi, Salat: 68; Ebû Davud,
Salat: 150)
1020- Yine Esved ve
Alkame (r.anhüma)’den rivâyete göre, şöyle demişlerdir: Abdullah b. Mes’ud ile
beraber onun evinde namaz kılmıştık, aramıza durdu, biz ellerimizi dizlerimiz
üzerine koyunca, onları indirdi ve ellerimizi birbirine bitiştirip dizlerimiz
arasına koydu ve şöyle dedi: “Rasûlullah (s.a.v)’i böyle yaparken gördüm.” (Dârimi, Salat: 68; Ebû Davud, Salat: 150)
1021- Abdullah b.
Mes’ud (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bize namazı
şöyle öğretti; Kalkıp tekbir aldı, rükû’a varacağında ellerini birleştirip iki
dizi arasına koydu ve rükû’ yaptı. Bu hadîse Sa’d’a ulaşınca şöyle dedi:
Kardeşim doğru yapmıştır. Biz böyle yapardık sonra rükû’da dizleri tutmakla
emrolunduk. (Dârimi, Salat: 68; Ebû Davud,
Salat: 150)
1022- Mus’ab b.
Sa’d (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Babamın yanında namaz kıldım ve
rükû’da ellerimi dizlerimin arasına koymuştum. Babam bana ellerini dizlerinin
üzerine koy dedi. Bir başka sefer yine aynen yapmıştım da elime vurarak şöyle
dedi: “Böyle yapmak bize yasaklandı, ellerimizi dizler üzerine koymakla
emrolunduk.” (Dârimi, Salat: 68; Ebû Davud,
Salat: 150)
1023- Yine Mus’ab
b. Sa’d (r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Namaz kılıp rükû’da ellerimi
iki dizimin arasına koymuştum da babam bana şöyle dedi: “Bu yaptığın şekilde
önceden yapardık sonra ellerimizi dizlerimiz üzerine koymakla emrolunduk.” (Dârimi, Salat: 68; Ebû Davud, Salat: 150)
2- RÜKÛ’DA ELLERLE DİZLERİ TUTMAK
1024- Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rükû’da elleri dizler üzerine koymak
sünnet olmuştur, o halde sizler de rükû’da ellerinizi dizlerinize koyunuz.” (Tirmizî, Salat: 192)
1025- Ebû
Abdurrahman es Sulemi (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ömer şöyle
demiştir: “Sünnet olan rükû’da elleri dizler üzerine yapıştırmaktır.” (Tirmizî, Salat: 192)
1026- Sâlim
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ebû Mes’ud (r.a)’a geldik ve
Rasûlullah (s.a.v)’in namazından bahset dedik. Ebû Mes’ud aramız da kalkıp
tekbir aldı, rükû’a vardığında avuçlarını dizleri üzerine koydu, parmaklarını
da aşağıya doğru uzattı, dirseklerini de yanlarından açtı ve her organı yerli
yerince durmuş oldu sonra, “Semiallahü limen hamideh” dedi ve tüm organları
yerli yerinde olarak dimdik doğruldu…” (Ebû
Davud, Salat: 150; Dârimi, Salat: 69)
1027- Ukbe b. Amir
(r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Size Rasûlullah (s.a.v)’in namazı
gibi bir namaz kıldırayım mı?” dedi. Biz de: “Evet” dedik. Kalktı namaza
başladı, rükû’a vardığın da avuçlarını dizlerine dayadı, parmaklarını da
aşağıya doğru koydu, koltuk altlarını açtı her organı yerli yerince oldu yani
dümdüz durumda oldu sonra başını kaldırdı, dimdik oluncaya kadar doğruldu sonra
secdeye varıp koltuklarını açtı, tüm organları secde vaziyetini aldı sonra
doğruldu ve dimdik durdu sonra tekrar secdeye vardı, tüm organları secde
vaziyeti almış oldu. Bunları dört rekatın hepsinde yaptı ve şöyle dedi:
“Rasûlullah (s.a.v)’i böyle namaz kılarken ve bize de böyle namaz kıldırırken
gördüm.” (Ebû Davud, Salat: 150; Dârimi, Salat:
69)
1028- Sâlim el
Berrad (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Ebû Mes’ud şöyle dedi:
“Rasûlullah (s.a.v)’in nasıl namaz kıldığını size göstereyim mi?” Biz de:
“Evet” dedik. Kalkıp tekbir aldı, rükû’a varınca koltuklarını açtı ve her
organı rükû’ vaziyeti aldı sonra başını rükû’dan kaldırdı ve böylece dört rekat
kıldı ve: “Rasûlullah (s.a.v)’in bu şekilde namaz kıldığını gördüm” dedi. (Dârimi, Salat: 69; Tirmizî, Salat: 193)
6- RÜKÛ’DA DÜZGÜN BİR ŞEKİLDE DURMAK
1029- Ebû Humeyd es
Saidi (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v), rükû’a
vardığında düzgün bir şekilde dururdu, başını ne kaldırır ne de eğerdi,
ellerini de dizleri üzerine koyardı.” (Dârimi,
Salat: 69; Tirmizî, Salat: 193)
7- RÜKÛ’DA KUR’AN OKUMAK YASAKTIR
1030- Ali (r.a)’dan
rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v), ipekli ve ipek karışımlı elbise giymeyi, altın
yüzük kullanmayı, rükû’da iken Kur’an okumayı yasakladı.” (Tirmizî, Libas: 13; Ebû Davud, Libas: 11)
1031- Yine Ali
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v), altın yüzük
kullanmayı, rükû’da iken Kur’an okumayı ve ipek karışımlı kumaşlar kullanmayı
yasakladı.” (Tirmizî, Libas: 13; Ebû Davud,
Libas: 11)
1032- Yine Ali
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Peygamber (s.a.v), altın yüzük
kullanmayı, her türlü ipek karışımlı ince ve kalın kumaşlardan elbise giymeyi
ve rükû’da Kur’an okumaktan beni (sizi demiyorum) yasakladı.” (Tirmizî, Libas: 13; Ebû Davud, Libas: 11)
1033- Ali (r.a),
Rasûlullah (s.a.v)’den şöyle işitmiştir: “Rasûlullah (s.a.v) beni altın yüzük
kullanmaktan ve her çeşit ipek karışımlı ince, kalın elbise giymekten ve rükû’da
iken Kur’an okumaktan yasakladı.” (Tirmizî,
Libas: 13; Ebû Davud, Libas: 11)
1034- Yine Ali
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v), Beni; ince ve kalın ipekli elbise
ve ipek karışımlı elbise giymekten, altın yüzük kullanmaktan ve rükû’ anında
Kur’an okumaktan yasakladı. (Tirmizî, Libas: 13;
Ebû Davud, Libas: 11)
8- RÜKÛ’DA “SÜBHANE RABBİYEL AZİM” DEMEK
1035- İbn Abbas
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v) vefatına yakın
günlerden bir gün odalarındaki perdeyi kaldırdı. Müslümanlar Ebû Bekir’in
arkasında saf olmuşlardı, cemaate hitaben şöyle buyurdu: “Ey
İnsanlar! Peygamberlik müjdelerinden sadece s
9- RÜKÛ’DA YAPILAN DUA ÇOĞUNLUKLA
HANGİSİDİR?
1036- Huzeyfe
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte namaz
kıldım. Rasûlullah (s.a.v) rükû’a vardı ve rükû’da: “Sübhane
Rabbiyel azım” dedi. Secde de ise “Sübhane
rabbiyel a’la” diyordu. (Ebû Davud,
Salat: 152; Dârimi, Salat: 69)
10- RÜKÛ’DA YAPILAN BAŞKA BİR DUA
1037- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) çoğunlukla rükû’
ve secdelerinde; “Sübhaneke
Rabbena ve bihamdike Allahümmağfirlî” derdi. (İbn Mâce, İkametü’s Salat: 20; Ebû Davud, Salat: 152)
11- RÜKÛ’DA YAPILABİLEN DEĞİŞİK BİR DUA
1038- Aişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle
demiştir: Rasûlullah (s.a.v), rükû’ yaparken: “Sübbuhun
Kuddusun Rabbüna ve Rabbülmelaiketi verruh” derdi. (İbn Mâce, İkametü’s Salat: 20;
Ebû Davud, Salat: 152)
12- RÜKÛ’DA YAPILAN DEĞİŞİK BİR DUA
1039- Avf b. M
13- RÜKÛ’DA YAPILACAK DEĞİŞİK BİR DUA
1040- Ali b. ebi T
14- RÜKÛ’DA YAPILAN DEĞİŞİK BİR DUA
1041- Câbir b.
Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) rükû’ ettiğinde şöyle
derdi: “Allahümme
leke reka’tü ve bike amentü ve leke eslemtü ve aleyke tevekkeltü Ente Rabbi, haşea
sem’i ve besari ve lahmi ve azmî ve asabî lillahi Rabbil alemin.” (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
1042- Muhammed b.
Mesleme (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v), nafile namaz kılarken
rükû’a vardığında şöyle derdi: “Allahümme
leke reka’tü ve bike amentü ve leke eslemtü ve aleyke tevekkeltü Ente Rabbi, haşea
sem’i ve besarî ve lahmî, ve demî ve muhhî ve asabî lillahi Rabbil alemîn.” (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
15- RASÛLULLAH (S.A.V) NAMAZ KILMAYI
BİLMEYENE TARİF EDİŞİ
1043- Rıfaa b. Rafi
(r.a) -ki Bedir savaşına katılan kimselerdendir- şöyle demiştir: Rasûlullah
(s.a.v) ile birlikte mescidde idik. Derken bir adam geldi ve namaz kıldı.
Rasûlullah (s.a.v) onu takip ediyordu fakat adam farkında değildi. Adam
namazını bitirip Rasûlullah (s.a.v)’in yanına geldi ve selâm verdi. Rasûlullah
(s.a.v) selâmını aldı ve “Dön de
namazını tekrar kıl çünkü sen namaz kılmış olmadın” buyurdu. Ravi diyor
ki: Bu iki defa mı? Üç defa mı? tekrar edildi bilmiyorum sonunda o adam: “Sana Kitab’ı
indiren Allah’a yemin olsun ki tüm gayretimi sarf ettim ancak bu kadar
kılabiliyorum. Bana doğrusunu öğret ve göster” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah
(s.a.v) şöyle buyurdu: “Namaz
kılmak istediğin de abdest al, abdestini güzelce yap sonra kalk kıbleye dön
sonra tekbir al sonra oku sonra rükû’ et ve rahat oluncaya kadar dümdüz rükû’da
dur sonra kalk dimdik oluncaya kadar dur. Sonra secde et ve bir süre secdede
kal, bu şekilde yaparsan namazını kılmış olursun. Bunlardan birini noksan
yaparsan namazı noksan kılmış olursun.” (Ebû
Davud, Salat: 148; Tirmizî, Salat: 226)
16- RÜKÛ’U VE SECDELERİ TAM YAPMAK
1044- Katade
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Enes’ten işittim Peygamber (s.a.v)’den
bahsediyordu ve şöyle dedi: “Rükû’ ve
secdelerinizi tam yapın.” (Tirmizî,
Salat: 208; Müslim, Salat: 38)
17- RÜKÛ’DAN KALKARKEN ELLERİ KALDIRMAK
1045- Alkame b.
Vail babasından aktararak şöyle diyor: Rasûlullah (s.a.v)’in arkasında namaz
kıldım. Namaz başladığın da, rükû’ ederken ve semiallahü limen hamideh derken
ellerini şöyle kaldırdığını gördüm. (Kays bunu söylerken elleriyle kulakları
hizasını işaret ediyordu.) (Tirmizî, Salat: 190;
Dârimi, Salat: 40)
18- RÜKÛ’DAN KALKARKEN ELLER KULAK HİZASINA
KALKAR
1046- M
19- RÜKÛ’DAN KALKARKEN ELLER OMUZ HİZASINA
KADAR KALKAR
1047- Sâlim
(r.a)’in babasından naklettiğine göre, “Rasûlullah (s.a.v), namaza başlarken
ellerini omuz hizasına kadar kaldırırdı, başını rükû’dan kaldırdığında yine
aynı şekilde ellerini omuz hizasına kadar kaldırırdı. “Semiallahü limen hamideh”
dediğinde; Rabbena lekel hamd derdi. İki secde arasında ellerini kaldırmazdı.” (Dârimi, Salat: 71; Ebû Davud, Salat: 116)
20- ELLER SADECE NAMAZA BAŞLARKEN KALKAR
1048- Abdullah b.
Mes’ud (r.a) tan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Size Rasûlullah (s.a.v)’in
kıldığı namaz gibi namaz kıldırayım mı?” dedi sonra namaz kıldı ve ellerini
sadece ilk tekbir alırken kaldırdı. (Tirmizî,
Salat: 191; Ebû Davud, Salat: 119)
21- RÜKÛ’DAN KALKARKEN NE SÖYLEMELİ?
1049- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v) namaza başladığında ellerini omuz
hizasına kadar kaldırırdı, rükû’a gitmek için tekbir aldığında ve rükû’dan
başını kaldırdığında, aynı şekilde ellerini kaldırırdı ve sonra “Semiallahü
limen hamideh, Rabbena ve lekel hamd” derdi secdelerde ise elini kaldırmazdı.” (İbn Mâce, İkametü’s Salat: 15; Dârimi, Salat: 71)
1050- Ebû Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), rükû’dan başını
kaldırdığında: “Allahümme
Rabbena ve lekel hamd” derdi. (İbn Mâce,
İkametü’s Salat: 15; Dârimi, Salat: 71)
22- İMAMA UYAN KİMSE NE YAPMASI GEREKİR?
1051- Enes
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) bir defa attan sağ yanı üzerine
düşmüştü. Ashabı hasta ziyareti için geldiler, o arada da namaz vakti gelmişti.
Rasûlullah (s.a.v), namazını bitirince şöyle buyurdu: “İmam
kendisine uyulan kimsedir. İmam rükû’ ettiğinde sizde rükû’ ediniz, rükû’dan
başını kaldırınca sizde kaldırınız, imam “Semiallahü limen hamideh” deyince
sizler “Rabbena ve lekel hamd” deyiniz.” (Dârimi,
Salat: 44; Buhârî, Ezan: 51)
1052- Rifaa b. Rafi
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir gün Rasûlullah (s.a.v)’in
arkasında namaz kılıyorduk. Rükû’dan başını kaldırdığında “Semiallahü
limen hamideh” dedi. Ardından namaz kılanlardan biri ise: “Rabbena
ve lekel hamdü hamden kesîran tayyıben mübareken fîh” dedi. Rasûlullah
(s.a.v) namazı bitirince: “Az önce
şu sözü söyleyen kimdi?” diye sordu. Bir adam da: “Benim Ey Allah’ın Rasûlü”
dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v): “Vallahi
otuzdan fazla melek gördüm, bu sözü hangimiz önce yazacak diye yarış
ediyorlardı” buyurdu. (Dârimi, Salat: 44;
Ebû Davud, Salat: 171)
23- RÜKÛ’DAN KALKARKEN RABBENA VE LEKEL HAMD
DEMEK
1053- Ebû Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “İmam “Semiallahü
limen hamideh” dediğinde sizler “Rabbena ve lekel hamd” deyiniz. Kimin bu
söylediği duası meleklerin duasına denk gelirse gecmiş günahları affedilir.”
(Dârimi, Salat: 44; Buhârî, Ezan: 51)
1054- Ebû Musa
(r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bize bir hutbe
verdi. Gideceğimiz yolu ve nasıl namaz kılacağımızı açıkladı ve şöyle buyurdu: “Namaz
kılacağınızda saflarınızı düzgün tutunuz. Sonra biriniz imam olsun; imam tekbir
aldığında siz de tekbir alın. İmam “Ğayrilmağzûbi aleyhim ve leddâllin”
deyince, “Amîn deyin ki Allah dualarınızı kabul etsin. İmam tekbir alıp rükû’a
vardığında sizde tekbir alıp rükû’ edin. İmam sizden önce rükû’ eder ve sizden
önce rükû’dan başını kaldırır.” Peygamber (s.a.v): “Ötekilerdede
durum aynısıdır yani imam cemaatten önce davranır” buyurdu. “İmam “Semiallahü
limen hamideh” deyince sizler “Allahümme Rabbena ve lekel hamd” deyin ki Allah
bu duanızı işitir ve kabul eder. Çünkü Allah Peygamberinin diliyle “Semiallahü
limen hamideh” buyuruyor. İmam tekbir alıp secde ettiğinde sizde tekbir alıp
secde edin, imam sizden önce secdeye varır ve sizden önce secdeden kalkar.”
Peygamber (s.a.v): “Namazdaki
diğer hareketlerde de durum aynıdır” buyurdu. İmam
oturduğunda sizlerin ilk okuyacağı dua Ettehıyyatü duası olsun bu yedi cümleden
ibaret olup namazın oturuşunda okunur.” (Buhârî,
Ezan: 51; Ebû Davud, Salat: 171)
24- RÜKÛ’DAN SONRA VE İKİ SECDE ARASINDAKİ
SÜRE
1055- Bera b. Âzib
(r.a)’ten rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v)’in rükû’ ile rükû’dan başını
kaldırması; secdeleri ve iki secde arasındaki süre birbirine yakındı.” (Ebû Davud, Salat: 147; Buhârî, Ezan: 51)
25- RÜKÛ’DAN SONRAKİ KIYAMDA YAPILACAK DUA
1056- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) rükû’dan doğrulunca; “Semiallahü
limen hamideh” dedikten sonra şöyle derdi: “Allahümme
lekel hamdü mil’es semâvâti ve mil el ardı ve mil’e mâ şi’te min şey’in ba’dü.”
(Müslim, Salat: 40; Müsned: 2314)
1057- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v), rükû’dan sonra secde etmek üzere
iken yani rükû’ ile secde arasında şöyle dua ederdi: “Allahümme
Rabbenâ ve lekel hamd mil’essemâvâti ve mil’el ardı ve mil’e ma şi’te min
şey’in ba’dü.” (Müslim, Salat: 40;
Müsned: 2314)
1058- Ebû Said
(r.a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v), rükû’dan doğrulup “Semiallahü
limen hamideh,” “Rabbena lekel hamd” dedikten sonra şöyle dua ederdi: “Mil’es
semâvâti ve mil’el ardı ve mil’e mâ şi’te min şey’in ba’dü ehle’s Senâi vel
mecdi hayru mâ kale’l abdu ve küllünâ leke abdün, lâ mânia limâa’tayte velâ
yenfeu ze’l ceddi minke’l ceddü.” (İbn
Mâce, İkametü’s Salat: 18; Müslim, Salat: 40)
1059- Huzeyfe
(r.a)’den rivâyete göre, bizzat kendisi Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte namaz
kılmıştı. Rasûlullah (s.a.v)’in tekbir alıp namaza başladığında şu duayı
yaptığını işitti: “Allahü
ekber ze’l Ceberûli ve’l melekûti, vel kibriyâi vel azameti.” Rükû’a
vardığında ise: “Sübhane
Rabbiyel azîm” derdi. Rükû’dan başını kaldırdığında ise: “Li rabbil
hamdü, lirabbil hamdü” derdi. Secdelerinde ise: “Sübhane
Rabbiyel a’la” derdi. İki secde arasında ise: “Rabbi’ğ-firli”
derdi. Kıyamı, rükû’u, rükû’dan başını kaldırışı, secdeleri ve iki secde
arasındaki duruşları birbirine yakındı. (İbn
Mâce, İkametü’s Salat: 20; Müslim, Salat: 40)
26- RÜKÛ’DAN SONRA MI KUNUT YAPILIR?
1060- Enes b. M
27- SABAH NAMAZINDA KUNUT NASIL YAPILIR?
1061- Enes b. M
1062- İbn Sirin
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte sabah
namazı kılanlardan bir kısmı bana şunları anlattı: “Rasûlullah (s.a.v) ikinci
rekatta “Semiallahü limen hamideh” dedikten sonra bir süre dururdu.” (Ebû Davud, Salat: 245)
1063- Ebû Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) sabah namazının ikinci
rekatında başını rükû’dan kaldırdığında şöyle derdi: “Allah’ım
Velid b. Velid’i, Seleme b. Hişam’ı, Ayyaş b. ebi Rebia’yı ve Mekke’de zayıf
kalan mü’minleri kurtar. Ey Allah’ım Mudar kabilesine büyük darbe indir Yusuf
Peygamber zamanındaki kıtlık yılları gibi kıtlık ver.” (Müslim, Mesacid: 54; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 120)
1064- Ebû Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) namazında rükû’dan doğrulup; “Semiallahü
limen hamideh, Rabbena lekel hamd” dedikten sonra ayakta iken secdeye
varmadan şöyle dua ederdi: “Allah’ım!
Velid b. Velid’i, Seleme b. Hişam’ı, Ayyaş b. ebi Rabia’yı ve mü’minlerden
zayıf ve aciz olanları kurtar. Allah’ım! Mudar kabilesini daha beter et. İçinde
bulundukları şu yılları Yusuf Peygamber zamanındaki kıtlık yılları gibi yap…”
sonra tekbir alıp secdeye varırdı. Mudar kabilesinin o gün çölde oturanları
Rasûlullah (s.a.v)’e karşı idiler. (Müslim,
Mesacid: 54; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 120)
1065- Ebû Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: “Aranızda namazı Rasûlullah (s.a.v)’in namazına
en yakın olanınız benim.” Ebû Hüreyre öğle, yatsı ve sabah namazlarının son
rekatlarında “Semiallahü limen hamideh” dedikten sonra mü’minlere dua eder
kafirlere de lanet okurdu. (Müslim, Mesacid: 54;
Buhârî, Vitir: 7)
1066- Bera b. Âzib
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) sabah ve akşam namazlarında kunut
yapardı. (Müslim, Mesacid: 54; Buhârî, Vitir: 7)
30- KUNUT DUASINDA LANET OKUMAK
1067- Enes
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v), bir ay boyunca namazlarında kunut
yaptı. Şu’be diyor ki: Kunutunda bazı adamlara lanet okudu. Hişam’da der ki:
Arap kabilelerinden bazı kabilelere beddua ederdi. Daha sonra, Rasûlullah
(s.a.v); rükû’dan sonra bunu terk etti. Bu söz Hişam’a aittir. Şu’be, Katade ve
Enes’ten naklederek diyor ki: Peygamber (s.a.v), bir ay müddetle kunut yaptı
Ri’l, Zekvân ve lihyan kabilelerine lanet etti. (Müslim,
Mesacid: 54; Buhârî, Vitir: 7)
31- KUNUTTA MÜNAFIKLARA DA LANET EDİLİR
1068- Sâlim
(r.a)’in babası Rasûlullah (s.a.v)’i sabah namazının son rekatında rükû’dan
başını kaldırınca şöyle dediğini duymuştur. Allah’ım falan ve filana lanet et
diyerek münafıkların ismini saymıştır. Bunun üzerine Allah Âl-i İmrân sûresi
128. ayetini indirmiştir. (Buhârî, Vitir: 7;
Tirmizî, Salat: 194)
32- KUNUT HER ZAMAN MI YAPILIR?
1069- Enes (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) bir ay süreyle arap kabilelerinden bir
kısmına kunut yaparak lanet okudu sonra da bıraktı. (Buhârî, Vitir: 7; Müslim, Mesacid: 54)
1070- Ebû M
33- SECDE EDİLEN YERDEKİ ÇAKIL TAŞLARI
SOĞUTULUR MU?
1071- Câbir b.
Abdullah (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) ile
birlikte öğle namazını kılıyorduk, elime çakıl taşlarından bir avuç alıp
soğutuyor sonra diğer avucuma alıp secde edeceğim yere alnım yanmasın diye
bırakıyordum. (Ebû Davud, Salat: 4; Müsned:
13982)
34- NAMAZDA HER HAREKETTE TEKBİR ALINIR
1072- Mutarrif
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ben ve İmran b. Husayn, Ali b. Ebi T
1073- Abdullah b.
Mes’ud (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v) her eğiliş
ve doğruluşta tekbir alır sonra sağına ve soluna selâm vererek namazdan
çıkardı. Ebû Bekir ve Ömer de aynı şekilde yaparlardı.” (Dârimi, Salat: 40; Tirmizî, Salat: 187)
35- PEYGAMBER (S.A.V)’E BİAT ETMEK
1074- Hakim
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v)‘e son nefesime
kadar İslâm’a bağlı kalacağıma veya her işimde hileye sapmayacağıma dair biat
edip siyasi otoritesini kabul ettim.” (Müsned:
14773)
36- SECDE EDERKEN DE ELLER KULAK HİZASINA
KALDIRILIR MI?
1075- M
37- SECDE ESNASINDA ELLERİ KALDIRMAMAK
1076- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v) namaza başlarken
ellerini kaldırırdı, rükû’a giderken ve rükû’dan kalkarken yine ellerini
kaldırırdı ellerini kaldırma işini secdeye giderken ve secdeden kalkarken
yapmazdı.” (Ebû Davud, Salat: 116; Dârimi,
Salat: 41)
38- SECDE EDERKEN İLK ÖNCE YERE HANGİ ORGAN
DEĞECEK?
1077- Vail b. Hucr (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle
demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’i secde ederken gördüm ellerinden önce dizlerini
koyar, secdeden kalkarken de dizlerinden önce ellerini yerden kaldırırdı.” (Ebû Davud, Salat: 141; Dârimi,
Salat: 41)
1078- Ebû Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Sizden
biri namaz kılarken secdeye gidiyor da deve çöküşü gibi önce dizleri sonra da
ellerini koyarak mı secde ediyor?” (Böyle yapmasın) (Ebû Davud, Salat: 141; Dârimi, Salat: 41)
1079- Ebû Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Sizden
biri secdeye vardığında ellerini dizlerinden önce yere koysun. Develerin çöküşü
gibi yapmasın.” (Ebû Davud, Salat: 141;
Dârimi, Salat: 41)
39- SECDEYE ELLERİ VE YÜZÜ KOYMAK
1080- İbn Ömer
(r.a) merfu olarak şöyle demiştir: “Yüzün
secde ettiği gibi ellerde secde eder. Biriniz secde ettiğinde yüzünü ve
ellerini de yere koysun, yüzünü kaldırdığında ellerini de kaldırsın.” (Ebû Davud, Salat: 155; Dârimi, Salat: 41)
40- KAÇ ORGAN ÜZERİNE SECDE YAPILIR?
1081- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Peygamber (s.a.v), yedi organı
üzerine secde etmekle emrolundu. Ayrıca saçını ve elbisesini toplamamakla
emrolundu.” (Dârimi, Salat: 74; Ebû Davud,
Salat: 155)
41- YEDİ ORGAN ÜZERİNE SECDE EDİLİR
1082- Abbas b.
Abdulmutt
1083- Ebû Said el
Hudrî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ramazan ayının yirmi birinci
gecesinin sabah namazından çıkarken Rasûlullah (s.a.v)’in alnında ve burnunda
(yağan yağmurdan dolayı çamur olan mescid zemininden) su ve çamur izlerini
gözlerimle gördüm.” (Buhârî, Sıfatı’s Salat: 54;
Ebû Davud, Salat: 166)
1084- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Yedi
organ üzerine secde etmekle emrolundum, ayrıca namaz içerisinde saçımı ve
elbisemi düzeltmemekle de emrolundum. Bu yedi organ alın, burun, iki el, iki
diz ve iki ayaktır.” (Buhârî, Sıfatı’s
Salat: 54; Ebû Davud, Salat: 166)
1085- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Yedi
kemik (organ) üzerine
secde etmekle emrolundum ki biri alındır, (Rasûlullah (s.a.v) alnını
gösterirken burnunu da işaret etti) diğerleri
iki el, iki diz ve iki ayak uçlarıdır.” (Müslim,
Salat: 44; Dârimi, Salat: 73)
45- DİZLER DE SECDE EDEN ORGANLARDANDIR
1086- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v), yedi organ üzerine secde etmekle
emrolunmuştu. Ayrıca saçı ve elbisesini namaz esnasında toplamamakla da
emrolundu. Bu organlar eller, dizler ve ayaklardır. Süfyan diyor ki: İbn Tavus
bize: “Elini alnına koydu sonra burnuna götürerek bu birinci organdır” dedi. Bu
lafız Muhammed’e aittir. (Müslim, Salat: 44;
Tirmizî, Salat: 203)
46- AYAKLAR DA SECDE EDEN ORGANLARDANDIR
1087- Abbas b.
Abdulmutt
1088- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Bir gece Rasûlullah (s.a.v)’i
yatağında bulamadım araştırıp yanına vardım, ayaklarını dikmiş secde eder
vaziyette şöyle diyordu: “Allahümme
inni eûzü bi rızâke min sahatike ve bi muafatike min ukubetike ve bike minke lâ
uhsi senaen aleyke ente kemâ esneyke alâ nefsike = Allah’ım gazabından rızana; cezalandırmandan
affına; senden Sana sığınıyorum. Seni hakkıyla övemem. Sen kendi kendini
övdüğün gibisin.” (Tirmizî, Dua: 73; Ebû
Davud, Salat: 153)
48- SECDEDE AYAK PARMAKLARINI DİKMEK
1089- Ebû Humeyd es
Saidi (r.a)’den rivâyete göre şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v) secde etmek
üzere iken yere eğildiğinde kollarını yana açarak koltuklarından uzak tutar ve
ayak parmaklarını da dik tutardı.” (Buhârî,
Sıfatı’s Salat: 49; Tirmizî, Salat: 206)
49- SECDEDE ELLERİN YERİ NERESİDİR?
1090- Vail b. Hucr
(r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Medine’ye geldim ve kendi kendime
mutlaka Rasûlullah (s.a.v) namaz kılarken göreceğim dedim ve yanına vardım,
tekbir alıp ellerini kaldırdığında baş parmaklarının kulaklarına yaklaştığını
gördüm. Rükû’ edeceğinde tekrar tekbir aldı ve ellerini kaldırdı. Sonra başını
rükû’dan kaldırınca “Semiallahü
limen hamideh” dedi sonra tekbir alıp secde yaptı, secdede iken elleri
namaz için yöneldiği yöne doğru kulak hizasındaydı. (Tirmizî, Salat: 191; Dârimi, Salat: 40)
1091- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Biriniz
namazda secde ederken köpeğin ayaklarını yayarak yatması gibi kollarını
yaymasın.” (Dârimi, Salat: 75; Buhârî,
Sıfatı’s Salat: 60)
1092- Ebû İshak (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle
demiştir: Bera b. Azib bize secdenin nasıl yapılacağını tarif etti; ellerini
yere koydu, vücudunu kaldırdı ve şöyle dedi: “Rasûlullah (s.a.v) ‘in böyle secde
yaptığını gördüm.” (Ebû Davud, Salat: 158;
Tirmizî, Salat: 205)
1093- Bera b. Azib
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) namaz kılarken secdede kollarını
açar karnını da içeri çekerdi. (Ebû Davud,
Salat: 158; Tirmizî, Salat: 205)
1094- M
1095- Ebû Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v)’in yanında olsaydım koltuk
altlarını görürdüm. Ebû Miclez dedi ki: Ebû Hüreyre sanki şöyle demek
istemiştir: “O namazda iken” (Ebû Davud, Salat:
158)
1096- Abdullah b.
Akram (r.a) babasından naklederek şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) ile
birlikte namaz kıldım, secde ettiğinde koltuk altlarını gördüm.” (Müslim, Salat: 46; Tirmizî, Salat: 204)
1097- Meymune
(r.anha)’dan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) secde ettiğinde kollarını açardı,
kollarının arasından küçük bir kuzu geçmek isterse geçebilirdi. (Müslim, Salat: 46; Ebû Davud, Salat: 158)
53- SECDEYİ DÜZGÜN BİÇİMDE YAPMAK
1098- Katade (r.a)
rivâyete göre, şöyle demiştir: Enes’in, Rasûlullah (s.a.v)’den şöyle rivâyet
ettiğini duydum şöyle buyurmuşlardı: “Secdeyi
benden gördüğünüz gibi düzgünce yapınız, biriniz secde ederken kollarını köpek
gibi uzatıp yaymasın.” (Müslim, Salat: 45;
Ebû Davud, Salat: 158)
1099- Ebû Mes’ud
(r.a) tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Rükû’ ve
secdelerden sonra belini doğrultmayan kimsenin namazı geçerli değildir.” (Tirmizî, Salat: 207; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 16)
55- KARGA GAGALAMASI GİBİ SECDE ETMEK
YASAKTIR
1100- Abdurrahman
b. Şebl (r.a)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) üç şeyi yasakladı: “Karganın
yemi gagalaması gibi secde etmeyi, yırtıcı hayvanlar gibi secdede kolları
uzatıp yaymayı, devenin ağılda yer edindiği gibi mescidde namaz kılmak için bir
yer seçmeyi ve orada namaz kılmayı.” (Müslim,
Salat: 46; Ebû Davud, Salat: 148)
56- SECDEDE SAÇLARI TOPLAMANIN YASAKLIĞI
1101- İbn Abbas
(r.a)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: ”Yedi
organ üzerine secde etmekle ve secdede saçımı ve elbisemi toplamamakla
emrolundum.” (Müslim, Salat: 44; Müsned:
2752)
57- SAÇLARI TOPUZ YAPARAK NAMAZ KILINIR MI?
1102- Abdullah b.
Abbas (r.a)’dan rivâyete göre, bizzat kendisi Abdullah b. Harisi saçlarını arka
tarafına topuz yapmış olduğu halde namaz kılarken gördü ve kalkıp saçlarını
çözmeye başladı. Haris namazını bitirince İbn Abbas’a dönerek; “Benim
başımdan, saçımdan sana ne?” dedi. Bunun üzerine İbn Abbas dedi ki:
Rasûlullah (s.a.v)‘in şöyle buyurduğunu duydum: “Saçlarını
böyle yaparak namaz kılan kolları bağlı olarak namaz kılan gibidir.” (Müslim, Salat: 44; Tirmizî, Salat: 282)
58- SECDEDE ELBİSEYİ TOPLAMANIN YASAKLIĞI
1103- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Peygamber (s.a.v), yedi kemik (organ)
üzerine secde etmekle ve namazda iken saçları ve elbiseyi toplamamakla
emrolundu.” (Tirmizî, Salat: 204; Müslim, Salat:
44)
59- ELBİSE ÜZERİNE SECDE ETMEK
1104- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Biz öğle sıcağında Rasûlullah (s.a.v)’in
arkasında namaz kılarken sıcağın etkisinden korunmak için elbiselerimizin
üzerine secde ederdik. (Ebû Davud, Salat: 94;
Dârimi, Salat: 82)
1105- Enes
(r.a)’ten rivâyet edildiğine göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Rükû’
ve secdelerinizi tam yapınız. Vallahi ben sizi rükû’ ve secde ederken arkamdan
da görüyorum.” (Müslim, Salat: 38; Tirmizî,
Salat: 206)
61- SECDEDE KUR’AN OKUMAK YASAKTIR
1106- Ali b. ebi T
1107- İbrahim b.
Abdullah (r.a)’ın babası, Ali’den işittiğine göre şöyle demiştir: “Rasûlullah
(s.a.v), rükû’ ve secde de Kur’an okumayı yasakladı.” (Ebû Davud, Libas: 11; Tirmizî, Libas: 13)
1108- Abdullah b.
Abbas (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), ölüm
hastalığında odasının perdesini açtı, mübarek başı sarılıydı üç defa: “Allah’ım
tebliğ ettim” deyip sözünü şöyle sürdürdü: “Peygamberlik
müjdelerinden sadece s
63- SECDEDE HANGİ DUALAR YAPILABİLİR?
1109- İbn Abbas
(r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir gece teyzem Meymune’nin yanında
geceledim. Rasûlullah (s.a.v), o gece teyzemin yanındaydı. Tuvalet ihtiyacı
için kalktığını gördüm sonra su dolu olan tulumun yanına geldi, tulumun bağını
çözdü normal bir şekilde abdest aldı sonra yatağına gelerek yatıp uyudu sonra
tekrar bir kalkışla kalkıp tekrar su tulumunun yanına gitti, bağını çözdü ve
abdest aldı, işte bu tam bir abdestti sonra kalkıp namaza durdu, kıldığı
namazın secdesinde şöyle diyordu: “Allah’ım
kalbimi nurlandır, kulağımı nurlandır, gözümü nurlandır, üstümde bir nur
altımda bir nur kıl, sağımı nurlu kıl, solumu nurlu kıl, önümde bir nur arkamda
bir nur kıl ve benim için büyük bir nur kıl” sonra yatıp uyudu hatta
horladı. Daha sonra
64- SECDEDE OKUNAN DEĞİŞİK BİR DUA
1110- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) rükû’ ve
secdelerinde şöyle dua ederdi: ”Rabbimiz
olan Allah’ım! Seni tesbih eder, Sana hamd ederim. Allah’ım beni bağışla” diye
dua ederek duasını Kur’an’a göre yapıyordu. (Müslim,
Salat: 42; Ebû Davud, Salat: 152)
65- SECDEDE OKUNAN BAŞKA BİR DUA
1111- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, söyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), rükû’ ve
secdelerinde şöyle derdi: “Rabbimiz
olan Allah’ım! Sana hamd ederim. Allah’ım bana mağfiret et, beni bağışla”
diye dua eder ve Kur’an ‘a göre amel ederdi. (Müslim,
Salat: 42; Ebû Davud, Salat: 152)
66- SECDEDE OKUNAN DEĞİŞİK BİR DUA
1112- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’i bir gün
yatağımda bulamamıştım, elimle yoklayarak O’nu araştırmaya başladım.
Hanımlarından birinin yanına gittiğini zannettim sonunda secde eder bir durumda
buldum elimle O’na dokundum şöyle diyordu: “Allah’ım,
gizli ve açık işlediğim hata ve kusurlardan beni dolayı affet.” (Müsned: 24575)
1113- Yine Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’i bir gün
yatağımda bulamamıştım, hanımlarından birinin yanına gittiğini sandım, O’nu
aradım secde eder bir durumda buldum; şöyle dua ediyordu: “Allah’ım,
gizli ve açık işlediğim tüm günah ve hatalardan dolayı beni affet.” (Müsned: 24575)
67- SECDEDE OKUNABİLEN DEĞİŞİK BİR DUA
1114- Ali (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) secde ettiğinde şöyle dua ederdi: “Allah’ım!
Senin için secde ediyor, Sana teslim oluyor, Sana iman ediyorum. Yüzüm ve özüm
kendisini yaratana, şekil veren ve bu şekli en güzel yapan, göz ve kulak veren
Allah’a secde etmektedir. En güzel yaratıcı olan Allah, ne kadar kutlu ve
yücedir.” (Tirmizî, Dua: 32; Müsned: 691)
68- SECDEDE YAPILABİLEN DEĞİŞİK BİR DUA
1115- Câbir b.
Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) secdede şöyle dua ediyordu:
“Allah’ım
senin için secde ettim, Sana inandım, Sana teslim oldum. Sen, benim Rabbimsin;
yüzüm ve özüm kendisini yaratan ve şekil veren, göz ve kulak veren Allah’a
secde etti. En güzel yaratıcı olan Allah, ne kadar kutlu ve yücedir.” (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
69- SECDEDE YAPILACAK DEĞİŞİK BİR DUA
1116- Muhammed b.
Mesleme (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) geceleyin kalkıp nafile
namaz kıldığında secdelerinde şöyle dua ederdi: “Allah’ım!
Sana secde ettim, Sana inandım, Sana teslim oldum. Allah’ım! Sen benim
Rabbimsin, yüzüm ve özüm kendisini yaratan, şekil veren, göz ve kulak veren
Allah’a secde ediyor. En güzel yaratıcı olan Allah, ne kadar kutlu ve ne kadar
yücedir.” (Sadece Nesâi rivâyet
etmiştir.)
70- SECDEDE YAPILAN DEĞİŞİK BİR DUA
1117- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) gece kıldığı namazlarında Kur’an
okuduğu secdelerinde şöyle derdi: “Yüzüm ve
özüm kendisini yaratan, kulak ve göz veren. Verdiği güç ve kuvvetiyle Allah’a
secde etti.” (Tirmizî, Dua: 32; Müsned:
22895)
71- SECDEDE YAPILAN DEĞİŞİK BİR DUA
1118- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir gece Rasûlullah (s.a.v)’i
yatağımda bulamadım, bulduğumda ayaklarının üst tarafı kıbleye dönük vaziyette
secde durumundaydı ve şöyle dua ediyordu: “Rabbim!
Gazabından rızana, azabından affına, senden Sana sığınırım, Sana gerçek şekilde
hamd ve senâda bulunamam. Sen kendini övdüğün gibisin.” (Müslim, Salat: 42; Ebû Davud, Salat: 152)
72- SECDEDE YAPILAN DEĞİŞİK BİR DUA
1119- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir gece Rasûlullah (s.a.v)’i
yatağımda bulamadım, diğer hanımlarından birinin yanına gitmiş zannettim,
araştırdım. Birde ne göreyim rükû’ ve secde ediyor ve şöyle dua ediyordu: “Allah’ım!
Seni hamd-ü senâ ile tesbih ederim. Senden başka ilâh yoktur.” Bu durumu
Aişe görünce: “Anam babam sana feda olsun, ben Senin hakkında ne düşünüyordum Sen
ise ne yapıyorsun” dedi. (Müslim, Salat: 42)
73- SECDEDE YAPILAN DEĞİŞİK BİR DUA
1120- Asım b.
Humeyd (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Avf b. M
74- SECDEDE YAPILAN DEĞİŞİK BİR DUA
1121- Huzeyfe
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir gece Rasûlullah (s.a.v) ile
birlikte gece namazı kılmıştım. Bakara sûresini okumaya başladı, yüz ayet okudu
fakat rükû’ etmedi devam etti. Ben içimden herhalde bu sûreyi iki rekatte
bitirecek dedim fakat devam etti, herhalde bitirecek ve rükû’a gidecek dedim
fakat aynı rekatte Bakara sûresini bitirdikten sonra Nisâ sûresini okudu arkasından
da Âl-i İmran sûresini okudu sonra rükû’a vardı, rükû’da da kıyamdaki kadar
kaldı, rükû’da şöyle diyordu: “Sübhane
Rabbiyel azîm, Sübhane Rabbiyel azîm, Sübhane Rabbiyel azîm” sonra
başını rükû’dan kaldırıp; “Semiallahü
limen hamideh, Rabbena lekel hamd” dedi. Sonra ayakta duruşunu uzattı
sonra secdeye vardı, secdesini de uzun yaptı ve secde de şöyle diyordu: “Sübhane
Rabbiyel â’la, Sübhane Rabbiyel â’la, Sübhane Rabbiyel â’la.” Tüm namazı
boyunca okuduğu ayetlerde geçen korku ve ta’zim gereken yerlerde gerektiği
şekilde dua ediyordu. (Ebû Davud, Salat: 151;
Müslim, Salatül Müsafirin: 27)
75- SECDEDE YAPILAN DEĞİŞİK BİR DUA
1122- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), rükû’ ve
secdelerinde şöyle dua ederdi: “Sübbuhun,
Kuddüsün, Rabbuna ve Rabbül melaiketi verruh.” (Müslim, Salat: 42; Müsned: 24009)
76- RÜKÛ’ VE SECDELERDEKİ TESBİH ADEDİ NE
KADARDIR?
1123- Enes b. M
77- RASÛLULLAH (S.A.V) NAMAZ KILMAYI NASIL
TARİF ETMİŞTİ?
1124- Rıfaa b. Rafi
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) ile mescidde
oturuyorduk biz etrafında idik. Mescide bir adam geldi kıbleye dönerek namaz
kıldı. Namazını bitirince geldi ve Rasûlullah (s.a.v)’e ve oradakilere selâm verdi.
Rasûlullah (s.a.v) selâmını aldı ve: “Git
tekrar namaz kıl çünkü sen namaz kılmış olmadın” dedi. Adam gitti tekrar
namaz kıldı. Rasûlullah (s.a.v) onun namazını takip ediyordu. O ise namazın
neresinde hata ettiğini bilmiyordu. Namazını bitirince geldi, Rasûlullah
(s.a.v)’e ve oradakilere selâm verdi. Rasûlullah (s.a.v), selâmını aldı ve: “Git
tekrar namaz kıl, sen namaz kılmış olmadın” dedi. O adam iki veya üç
kere namazı tekrar tekrar kıldı sonunda adam: “Ey Allah’ın Rasûlü! Namazımın
neresi kusurlu” diye sordu. Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Sizden
birinizin kıldığı namaz şunları yaparsa tamam olur. Abdesti Allah’ın emrettiği
şekilde güzelce alacak, yüzünü ve ellerini dirseklerine kadar yıkayacak, başını
meshedip ayaklarını topuklarına kadar yıkayacak. Sonra, Allah en büyüktür
diyecek, Allah’a hamdedecek ve onu yüceltecek (Hemmam diyor ki: Şöyle
dediğini duydum: “Allah’a
hamdeder, O’nu yüceltir ve O’nu en büyük kabul ederek…” bu şekilde
ikisini de söylerken işitmiştim) sonra
Kur’an’dan kolayına geleni Allah’ın bildirdiği şekilde istediği kadar okuyacak
sonra tekbir alıp rükû’a gidecek, tüm organları dümdüz olacak şekilde rahatça
rükû’u yapacak sonra “Semiallahü limen hamideh” diyecek belini dimdik tutup
ayakta duracak sonra tekbir alıp secde edecek, alnını yere yapıştıracak (ravi
diyor ki: Alnını yere koyacak) tüm eklem
yerleri yerli yerince olup rahat bir durum olacak sonra tekbir alıp başını
kaldıracak ve oturağı üzerine oturacak, belini doğrultacak sonra tekrar tekbir
alıp tekrar secdeye varacak ve alnını yere yapıştıracak. Tüm bu söylenenlere
göre namaz kılmazsa namazı tamam sayılmaz.” (Ebû
Davud, Salat: 148; Tirmizî, Salat: 226)
78- KULUN, ALLAH’A EN YAKIN OLDUĞU YER
1125- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kulun,
Allah’a en yakın olduğu zaman secdede olduğu andır. Bu sebeple secdelerde çok
dua edin.” (Ebû Davud, Salat: 152;
Müslim, Salat: 43)
1126- Rabia b. Ka’b
el Eslemî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’in abdest
suyunu getirir ve ihtiyacını görürdüm. Rasûlullah (s.a.v): “Benden ne
istersin?” buyurdu. Ben de: “Cennet’te seninle arkadaş olmayı isterim”
dedim. “Başka bir
isteğin yok mudur?” dedi. Ben de: “Sadece budur” dedim. Bunun üzerine
şöyle buyurdu: “İstediğin
şeyin gerçekleşmesi için çok secde ederek bana yardımcı ol.” (Müslim, Salat: 43; Ebû Davud, Salat: 152)
1127- Ma’dan b.
Talha el Ya’murî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’in
hizmetçisi Sevban’la karşılaştım ve ona: “Bana fayda verecek ve beni Cennet’e
sokacak bir iş söyle” dedim. Biraz durakladı ve bana dönerek şöyle dedi:
Secdeleri artırmaya bak çünkü Rasûlullah (s.a.v)’den duydum şöyle diyordu: “Allah
için secde eden her kulu Allah, her secdesine karşılık bir derece yükseltir ve
bir günahını siler.” Ma’dan diyor ki: “Daha sonra Ebu’d Derda’ya
rastladım, Sevban’a sorduğum şeyi ona da sordum şöyle dedi: Secdelerini
çoğaltmaya bak çünkü ben Rasûlullah (s.a.v)’den duydum şöyle diyordu: “Allah
için bir secde edeni Allah, bir derece yükseltir ve bir günahını siler.” (Müslim, Salat: 43; Müsned: 21336)
81- SECDE YERLERİNİ ATEŞ YAKMAZ MI?
1128- Ata b. Yezid
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ebu Hüreyre ve Ebu Said ile birlikte
oturuyordum, biri şefaat hadisini naklediyor öteki de onu dinliyordu.
Konuşmalarını şöyle sürdürdüler: Melekler gelirler ve şefaat ederler. Elçiler
de şefaat ederler. Hadisi nakleden sıratı da zikrettikten sonra dedi ki:
Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Sırâtı
ilk geçecek olan benim. Allah, mahlukatı arasında hükmünü verip Cehennemden
çıkaracaklarını çıkarınca; Allah, meleklere ve peygamberlere şefaat izni
verecek onlar da şefaat edecekleri kimseleri alametlerinden tanıyacaklar. O
günde ateş, insanoğlunun her yerini yakar sadece secde yerlerini yakmaz, o
secde edilen yerlere Cennet suyu dökülecek onlar selin taşıdığı tohumların
bitmesi gibi yeniden bitip hayat bulacaklardır.” (İbn Mâce, Zühd: 37; Dârimi, Rikak: 96)
82- SECDEYİ UZATMAYA BİRŞEY SEBEP OLUR MU?
1129- Abdullah b.
Şeddat (r.a), babasından naklediyor ve şöyle diyor: Rasûlullah (s.a.v), bir
yatsı namazında Hasan ve Hüseyin’i kucağında taşıyarak mescide geldi ileriye
geçti. Çocuğu bırakıp tekbir alarak namaza durdu. Secdeyi çok uzattı. Babam
diyor ki: Başımı kaldırdım bir de ne göreyim Rasûlullah (s.a.v) secdede çocukta
O’nun sırtında… tekrar başımı indirip secdeye döndüm. Rasûlullah (s.a.v),
namazı bitirince, cemaat: “Ey Allah’ın Rasûlü! Sen namaz içindeki secdelerden
birini o kadar uzattın ki ya bir iş geldi başına veya vahiy geliyor zannettik”
dediler. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v): “Dediklerinizden
hiç biri olmadı fakat torunum sırtıma çıkmıştı o inmeden secdeden kalkmayı hoş
bulmadım” buyurdu. (Müsned: 15456)
83- NAMAZIN HER BÖLÜMÜNDE TEKBİR ALMAK
1130- Abdullah
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’i gördüm, namazın
her iniş ve kalkışında ve oturuşunda tekbir alırdı sonunda sağına ve soluna “Esselâmü
aleyküm ve rahmetullahi” derdi. Selâm verirken sağa sola o derece dönerdi ki
yanağının beyazlığı gözükürdü. Abdullah diyor ki: Ebu Bekir ve Ömer’i de gördüm
namaz da aynı şekilde yapıyorlardı. (Tirmizî,
Salat: 190; Dârimi, Salat: 40)
84- SECDEDEN KALKARKEN DE ELLER KALDIRILIR
MI?
1131- M
85- İKİ SECDE ARASINDA ELLER KALDIRILMAZ
1132- Sâlim
(r.a)’in babasından aktardığına göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v),
namaza başlarken tekbir alır ve ellerini kaldırırdı. Rükû’ ederken ve rükû’dan
başını kaldırırken de yine ellerini kaldırırdı, iki secde arasında ellerini kaldırmazdı.
(Ebû Davud, Salat: 114; Dârimi, Salat: 71)
86- İKİ SECDE ARASINDA DUA YAPILIR MI?
1133- Huzeyfe
(r.a)’den rivâyete göre, bizzat kendisi; Kalktı ve Rasûlullah (s.a.v)’in yanına
varıp nasıl namaz kıldığını öğrenmek üzere yanına dikildi. Rasûlullah (s.a.v): “Allahüekber
zülmelekûti vel ceberuti vel kibriyai vel azameti” diyerek namaza
başladı sonra Bakara sûresinden bir miktar okudu ve rükû’a vardı, rükû’su da
kıyamı kadar uzundu, rükû’ esnasında: “Sübhane
Rabbiyel azîm” dedi. Rükû’dan başını kaldırınca: “Li rabbil
hamdü li rabbil hamdü” dedi. Secdelerde ise: “Sübhane
rabbiyel a’lâ, Sübhane rabbiyel a’lâ” diyordu. İki secde arasında ise: “Rabbiğfirlî,
Rabbiğfirlî” diyordu. (Dârimi, Salat: 76;
İbn Mâce, İkametü’s Salat: 23)
87- İKİ SECDE ARASINDA ELLERİ YÜZE DOĞRU
KALDIRMAK
1134- Nadr b.
Kesir, Ebu Sehl el Ezdi (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Abdullah b.
Tavus, Mina’daki Mescid-i Hayf’ta yanımda namaz kıldı, ilk secdeden başını
kaldırdığında ellerini yüzüne doğru kaldırıyordu. Ben bunu hoş karşılamadım ve
Vüheyb b. H
88- İKİ SECDE ARASINDAKİ OTURUŞ NASIL
OLMALI?
1135- Meymune
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), secde ettiğinde
karnını yerden o derece kaldırır ve kollarını açardı ki arkasından koltuk
altlarının beyazlığı görünürdü. Oturduğunda da sol uyluğu üzerine otururdu. (Buhârî, Sıfatü’s Salat: 49; Tirmizî, Salat: 206)
89- İKİ SECDE ARASINDA OTURMA MİKTARI
1136- Bera b. Azib
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v) namazındaki rükû’u,
secdesi, kıyamı, rükû’dan sonraki kıyamı ve iki secde arasındaki oturuşu aynı
uzunluktaydı.” (Buhârî, Sıfatü’s Salat: 46; Ebû
Davud, Salat: 147)
90- NAMAZDA HER ŞEYDE TEKBİR ALMAK
1137- Abdullah
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), her eğiliş ve
doğrulmada, her ayağa kalkış ve oturuşta tekbir alırdı. Ebu Bekir, Ömer ve
Osman da aynı şekilde yaparlardı. (Dârimi,
Salat: 40; Tirmizî, Salat: 177)
1138- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), namaza başlıyacağında tekbir
alırdı, rükû’ edeceğinde yine tekbir alırdı. Rükû’dan başını kaldırdığında: “Semiallahü
limen hamideh” der rükû’dan kalkıp belini doğrultunca da “Rabbena lekel hamd”
der. Sonra secdeye eğilirken tekrar tekbir alır sonra secdeden başını
kaldırırken yine tekbir alır sonra secdeye giderken tekrar tekbir alır,
secdeden başını kaldırırken tekrar tekbir alır, namazını bitirinceye kadar tüm
rekatlerde aynen yapardı, ikinci rekatin oturuşundan sonra kalkarken yine
tekbir alırdı. (Tirmizî, Salat: 177; Dârimi,
Salat: 40)
91- İKİ SECDEDEN SONRA OTURMAK
1139- Ebu Kılabe
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ebu
1140- M
1141- Ebu Kılabe
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: M
93- ELLERİ DİZLERDEN ÖNCE Mİ YERDEN
KALDIRMALI?
1142- Vail b. Hucr (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle
demiştir: “Rasûlullah (s.a.v)’i gördüm, secde edeceğinde ellerinden önce
dizlerini yere koyardı. Kalkarken de dizlerinden önce ellerini kaldırırdı.” (Dârimi, Salat: 74; Ebû Davud,
Salat: 141)
94- SECDEDEN KALKARKEN TEKBİR ALMAK
1143- Ebu Seleme
(r.a)’den rivâyete göre, Ebu Hüreyre onlara namaz kıldırırdı. Namaz kıldırırken
her iniş ve kalkışta tekbir alırdı. Namazını bitirince de şöyle derdi: “Vallahi
içinizde namazı Rasûlullah (s.a.v)’e en çok benzeyeni benim.” (Tirmizî, Salat: 192; Dârimi, Salat: 74)
1144- Ebu Bekir b.
Abdurrahman ve Ebu Seleme b. Abdurahman (r.anhüma) ikisi birden Ebu Hureyre’nin
arkasında namaz kıldılar. Ebu Hüreyre rükû’a vardığında tekbir alır, başını
rükû’dan kaldırdığında “Semiallahü limen hamideh, Rabbena ve lekel hamd” derdi
sonra secdeye giderken yine tekbir alır, secdeden kalkarken tekrar tekbir alır,
ikinci rekate kalkarken de tekrar tekbir alır ve şöyle derdi: “Canım kudret
elinde olan Allah’a yemin olsun ki, aranızda namazı Rasûlullah (s.a.v)’e en çok
benzeyen benim. Bu dünyadan ayrılıncaya kadar O’nun namazı aynen böyleydi.” (Tirmizî, Salat: 132; Dârimi,
Salat: 74)
95- İLK TEŞEHHÜDE NASIL OTURULUR?
1145- Abdullah b.
Ömer (r.a) babasından naklediyor ve şöyle diyor: “Sol
ayağını yatırıp sağ ayağını dikerek oturmak namazın sünnetlerindendir.” (Buhârî, Sıfatü’s Salat: 64; Müslim, Mesacid: 22)
96- TEŞEHHÜDDE OTURURKEN AYAK PARMAKLARI
KIBLEYE DÖNMELİ
1146- Abdullah b.
Ömer (r.a) babasından naklederek şöyle diyor: “Sağ ayağı
dikip kıbleye döndürmek ve sol ayak üzerine oturmak namazın sünnetlerindendir.”
(Buhârî, Sıfatü’s Salat: 64; Müslim, Mesacid:
22)
97- İLK OTURUMDA ELLER NEREYE KONUR?
1147- Vail b. Hucr
(r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’in yanına gelmiştim,
namaz kıldığını gördüm. Namaza başlarken ellerini omuzları hizasına kadar
kaldırıyordu, rükü etmek istediğinde tekrar tekbir alıyor, ikinci rekattan
sonra oturacağında sol ayağını yatırıp sağ ayağını dikiyor, sağ elini sağ
uyluğu üzerine koyuyor ve dua için parmaklarını dikiyordu, sol elini de sol
uyluğu üzerine koyuyordu. Ravi diyor ki: Ertesi yıl ğeldiğimde ellerini
kulaklarından daha yukarıya kaldırdığını gördüm. (Müslim,
Mesacid: 21; Dârimi, Salat: 83)
98- TEŞEHHÜD ESNASINDA NEREYE BAKILMALI?
1148- Abdullah b. Ömer (r.a)’den rivâyete göre;
bizzat kendisi, teşehhüdde iken eliyle çakıl taşlarını oynadığını gördü. Namazı
bitince ona: “Ellerinle çakıl taşlarını oynama; çünkü bu yaptığın şeytan
işidir. Fakat Rasûlullah (s.a.v)’in yaptığı gibi yap” dedi. Bunun üzerine o
adam: “Rasûlullah (s.a.v) ne yapıyordu?” diye sordu. Abdullah b. Ömer’de şu
cevabı verdi: “Rasûlullah (s.a.v) teşehhüdde sağ elini sağ uyluğu üzerine koydu
ve şahadet parmağını kıbleye doğru uzattı, gözlerini de parmağına veya o tarafa
dikti ve; Rasûlullah (s.a.v)’in işte böyle yaptığını gördüm” dedi. (Müslim, Mesacid: 21; Dârimi,
Salat: 83)
99- TEŞEHHÜD ESNASINDA PARMAK NE YAPILIR?
1149- Amir b.
Abdullah b. Zübeyr (r.a), babasından naklederek şöyle diyor: “Rasûlullah
(s.a.v) iki veya dört rekatın sonunda oturduğunda ellerini dizleri üzerine
koyar sonra parmağıyla işaret ederdi.” (Müslim,
Mesacid: 21; Dârimi, Salat: 83)
1150- Abdullah
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), iki rekatta bir
oturduğumuzda şunu okumamızı öğretirdi.(Tahiyyat duası) “Dilimizle
vücudumuzla ve tüm mallarımızla yapılan ibadetlerin hepsi sadece Allah’a
mahsustur. Tüm kulluk ve ibadetler ondan başkasına yapılamaz. Ey son Peygamber
olan Muhammed! Allah’ın rahmeti, bereketi, selâm ve selâmeti senin üzerine
olsun yine Allah’ın selâm ve saadeti bizim üzerimize ve Allah’ın hayırlı ve iyi
işler işleyen kullarına olsun. Ben kabul eder ve şahitlik yaparım ki Allah’tan
başka gerçek ilâh yoktur yine kabul eder ve şahitlik yaparım ki Muhammed
Allah’ın kulu ve Peygamberidir.” (Dârimi,
Salat: 84; Müslim, Salat: 16)
1151- Abdullah
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Biz her iki rekatın sonunda Rabbimizi
tekbir, tesbih ve tahmidden başka bir şey ile yüceltmiyorduk. Fakat Muhammed
(s.a.v) bize hayrın başını ve sonunu yani tamamını bize öğretti ve buyurdu ki:
Her iki rekattan sonra oturduğunuzda; (Tahiyyat
duası)
“Dilimizle, vücudumuzla ve tüm mallarımızla yapılan ibadetlerin hepsi sadece
Allah’a mahsustur. Tüm kulluk ve ibadetler O’ndan başkasına yapılamaz. Ey son
Peygamber olan Muhammed, Allah’ın rahmeti, bereketi, selâm ve selâmeti Senin
üzerine olsun yine Allah’ın selâm ve saadeti bizim üzerimize ve Allah’ın
hayırlı ve iyi işler işleyen kullarına olsun. Ben kabul eder ve şahitlik
yaparım ki Allah’tan başka gerçek ilâh yoktur yine kabul eder ve şahitlik
yaparım ki Muhammed Allah’ın kulu ve Peygamberidir. “Herkes hoşuna giden duayı
yapmakta serbesttir. Bu sebeple teşehhüdde Allah’a dua edin.” (Dârimi, Salat: 84; Müslim, Salat: 16)
1152- Yine Abdullah
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bize namazdaki ve
ihtiyaç anındaki teşehhüdü öğretti. Namazdaki teşehhüd şöyledir: (Tahiyyat
duası) “Dilimizle,
vücudumuzla ve tüm mallarımızla yapılan ibadetlerin hepsi sadece Allah’a
mahsustur. Tüm kulluk ve ibadetler O’ndan başkasına yapılamaz. Ey son Peygamber
olan Muhammed, Allah’ın rahmeti, bereketi, selâm ve selâmeti Senin üzerine
olsun yine Allah’ın selâm ve saadeti bizim üzerimize ve Allah’ın hayırlı ve iyi
işler işleyen kullarına olsun. Ben kabul eder ve şahitlik yaparım ki Allah’tan
başka gerçek ilâh yoktur yine kabul eder ve şahitlik yaparım ki Muhammed
Allah’ın kulu ve Peygamberidir.” İshak b. İbrahim’den aktarıldığına
göre, şöyle demiştir: Yahya bize haber verdi (ki o, İbn Adem’dir) ve şöyle
dedi: Süfyan’ın farz ve nafile namazlarının teşehhüdünde aynı şekilde okuduğunu
duydum. Bu duayı bize Ebu İshak, Ebu’l Ahvas’dan, Abdullah’dan ve Peygamber
(s.a.v)’den aktarmıştır. (Müslim, Salat: 16;
Dârimi, Salat: 84)
1153- Abdullah b.
Mes’ud (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Biz Rasûlullah (s.a.v) ile
beraberdik, hiçbir şey bilmiyorduk. Rasûlullah (s.a.v), bize namazdaki her
oturuşta şu duayı okumamızı öğretti: (Tahiyyat duası) “Dilimizle,
vücudumuzla ve tüm mallarımızla yapılan ibadetlerin hepsi sadece Allah’a
mahsustur, tüm kulluk ve ibadetler O’ndan başkasına yapılamaz. Ey son Peygamber
olan Muhammed! Allah’ın rahmeti, bereketi, selâm ve selâmeti Senin üzerine
olsun. Yine Allah’ın selâm ve saadeti bizim üzerimize ve Allah’ın hayırlı ve
iyi işler işleyen kullarına olsun. Ben kabul eder ve şahitlik yaparım ki
Allah’tan başka gerçek ilâh yoktur yine kabul eder ve şahitlik yaparım ki
Muhammed, Allah’ın kulu ve Peygamberidir.” (Müslim,
Salat: 16)
1154- Abdullah
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Bizler namaz kılarken ne okuyup söyleyeceğimizi
bilmiyorduk. Özlü konuşan Rasûlullah (s.a.v), bize her şeyi öğretti ve Teşehhüdde
şöyle söylememizi öğretti: (Tahiyyat duası) “Dilimizle,
vücudumuzla ve tüm mallarımızla yapılan ibadetlerin hepsi sadece Allah’a
mahsustur, tüm kulluk ve ibadetler O’ndan başkasına yapılamaz. Ey son Peygamber
olan Muhammed, Allah’ın rahmeti, bereketi, selâm ve selâmeti senin üzerine
olsun yine Allah’ın selâm ve saadeti bizim üzerimize ve Allah’ın hayırlı ve iyi
işler işleyen kullarına olsun. Ben kabul eder ve şahitlik yaparım ki Allah’tan
başka gerçek ilâh yoktur yine kabul eder ve şahitlik yaparım ki Muhammed
Allah’ın kulu ve peygamberidir.” Ubeydullah diyor ki: Zeyd; Hammad’dan,
İbrahim’den, Alkame’den rivâyet ederek şöyle demiştir: “Abdullah b. Mes’ud bize
Kur’an öğrettiği gibi bu duaları da öğretti.” (Müslim,
Salat: 16; Dârimi, Salat: 84)
1155- İbn Mes’ud
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Biz Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte
namaz kılarken; “Esselâmü
alallah, Esselâmü ala Cibril, Esselâmü ala Mikail” derdik. Bunun üzerine
Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Esselâmü
alallah demeyin çünkü; Allah kendisi selâmdır. Fakat şöyle söyleyin: (Tahiyyat
duası) “Dilimizle,
vücudumuzla ve tüm mallarımızla yapılan ibadetlerin hepsi sadece Allah’a
mahsustur. Tüm kulluk ve ibadetler O’ndan başkasına yapılamaz. Ey son Peygamber
olan Muhammed, Allah’ın rahmeti, bereketi, selâm ve selâmeti Senin üzerine
olsun yine Allah’ın selâm ve saadeti bizim üzerimize ve Allah’ın hayırlı ve iyi
işler işleyen kullarına olsun. Ben kabul eder ve şahitlik yaparım ki Allah’tan
başka gerçek ilâh yoktur. Yine kabul eder ve şahitlik yaparım ki Muhammed,
Allah’ın kulu ve Peygamberidir.” (Müslim, Salat: 16; Dârimi, Salat: 84)
1156- İbn Mes’ud
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Biz Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte
namaz kılarken; “Esselâmü
alallah, Esselâmü ala Cibril, Esselâmü ala Mikail” derdik. Bunun üzerine
Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Esselâmü
alallah demeyin çünkü; Allah kendisi selâmdır. Fakat şöyle söyleyin: (Tahiyyat
duası) “Dilimizle,
vücudumuzla ve tüm mallarımızla yapılan ibadetlerin hepsi sadece Allah’a
mahsustur. Tüm kulluk ve ibadetler O’ndan başkasına yapılamaz. Ey son Peygamber
olan Muhammed, Allah’ın rahmeti, bereketi, selâm ve Selâmeti senin üzerine
olsun yine Allah’ın selâm ve saadeti bizim üzerimize ve Allah’ın hayırlı ve iyi
işler işleyen kullarına olsun. Ben kabul eder ve şahitlik yaparım ki Allah’tan
başka gerçek ilâh yoktur. Yine kabul eder ve şahitlik yaparım ki Muhammed,
Allah’ın kulu ve peygamberidir.” (Müslim, Salat: 16; Dârimi,
Salat: 84)
1157- Abdullah
(r.a)’tan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) teşehhüdde şöyle derdi: (Tahiyyat
duası) “Dilimizle,
vücudumuzla ve tüm mallarımızla yapılan ibadetlerin hepsi sadece Allah’a
mahsustur. Tüm kulluk ve ibadetler O’ndan başkasına yapılamaz. Ey son Peygamber
olan Muhammed, Allah’ın rahmeti, bereketi, selâm ve selâmeti senin üzerine
olsun. Yine Allah’ın selâm ve saadeti bizim üzerimize ve Allah’ın hayırlı ve
iyi işler işleyen kullarına olsun. Ben kabul eder ve şahitlik yaparım ki
Allah’tan başka gerçek ilâh yoktur. Yine kabul eder ve şahitlik yaparım ki
Muhammed, Allah’ın kulu ve Peygamberidir.” (Müslim,
Salat: 16; Dârimi, Salat: 84)
1158- Ebu Ma’mer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Abdullah (r.a)’tan işittim şöyle
diyordu: Rasûlullah (s.a.v), bize Kur’an’dan bir sûre öğrettiği gibi, teşehhüdde
ne okuyacağımızı öğretti ki iki avucu önünde idi. (Tahiyyat duası) “Dilimizle,
vücudumuzla ve tüm mallarımızla yapılan ibadetlerin hepsi sadece Allah’a
mahsustur, tüm kulluk ve ibadetler O’ndan başkasına yapılamaz. Ey son Peygamber
olan Muhammed, Allah’ın rahmeti, bereketi, selâm ve selâmeti Senin üzerine
olsun yine Allah’ın selâm ve saadeti bizim üzerimize ve Allah’ın hayırlı ve iyi
işler işleyen kullarına olsun. Ben kabul eder ve şahitlik yaparım ki Allah’tan
başka gerçek ilâh yoktur yine kabul eder ve şahitlik yaparım ki Muhammed
Allah’ın kulu ve Peygamberidir.” (Müslim, Salat: 16; Dârimi, Salat: 84)
101- RASÛLULLAH (S.A.V), HER ŞEYİ ÖĞRETİR
MİYDİ?
1159- Hıttan b.
Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre, Eş’ari şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v),
bize bir hutbe verdi ve takip edeceğimiz yolu öğretti. Namazımızı nasıl
kılacağımızı öğretti ve buyurdu ki: “Saflarınızı
düzgün tutunuz, biriniz size imam olsun, o tekbir aldığında siz de alın, o “Veleddallin”
dediğinde sizde “amin” deyiniz ki; Allah dualarınızı kabul etsin. İmam tekbir
alıp rükû’a vardığında siz de tekbir alıp rükû’a varın, imam daima sizden önce
rükû’ eder ve sizden önce başını rükû’dan kaldırır.” Rasûlullah (s.a.v)
buyurdu ki: “Önce imam
sonra siz yaparsınız.” Rasûlullah (s.a.v) şöyle devam etti: “İmam, “Semiallahü
limen hamideh” dediğinde siz “Rabbena lekel hamd” deyiniz. Sonra imam, tekbir
alıp secdeye gittiğinde siz de tekbir alıp secdeye gidin. İmam sizden önce
secdeye varır ve sizden önce secdeden kalkar. Rasûlullah (s.a.v): “İşte
böylece rükû’ ve secdeleri yaparsınız. Teşehhüd için oturduğunuzda
söyleyeceğiniz ilk şey şu olsun (Tahiyyat duası): “Dilimizle,
vücudumuzla ve tüm mallarımızla yapılan ibadetlerin hepsi sadece Allah’a
mahsustur. Tüm kulluk ve ibadetler O’ndan başkasına yapılamaz. Ey son Peygamber
olan Muhammed, Allah’ın rahmeti, bereketi, selâm ve selâmeti Senin üzerine
olsun. Yine Allah’ın selâm ve saadeti bizim üzerimize ve Allah’ın hayırlı ve
iyi işler işleyen kullarına olsun. Ben kabul eder ve şahitlik yaparım ki
Allah’tan başka gerçek ilâh yoktur yine kabul eder ve şahitlik yaparım ki
Muhammed Allah’ın kulu ve Peygamberidir.” (Buhârî,
Ezan: 51; Ebû Davud, Salat: 77)
102- DEĞİŞİK BİR TEŞEHHÜD DUASI
1160– Hıttan b.
Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre, onlar Ebu Musa ile beraber namaz kıldılar. O,
şöyle dedi: Rasûlullah (s.a.v) buyurdu ki: “Teşehhüde
oturduğunuzda ilk söyleyeceğiniz şey şu olsun dedi. (Tahiyyat duası): “Dilimizle,
vücudumuzla ve tüm mallarımızla yapılan ibadetlerin hepsi sadece Allah’a
mahsustur. Tüm kulluk ve ibadetler ondan başkasına yapılamaz. Ey son Peygamber
olan Muhammed, Allah’ın rahmeti, bereketi, selâm ve selâmeti Senin üzerine
olsun. Yine Allah’ın selâm ve saadeti bizim üzerimize ve Allah’ın hayırlı ve
iyi işler işleyen kullarına olsun. Ben kabul eder ve şahitlik yaparım ki
Allah’tan başka gerçek ilâh yoktur. Yine kabul eder ve şahitlik yaparım ki
Muhammed, Allah’ın kulu ve peygamberidir.” (Dârimi,
Salat: 84; Müslim, Salat: 16)
103- DEĞİŞİK BİR TEŞEHHÜD DUASI DAHA
1161- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bize; Kur’an
öğrettiği gibi teşehhüdde ne söyleneceğini de öğretirdi ve şöyle söyleyin
derdi: (yukarıdakilerden birkaç kelime farkıyla değişik bir dua) (İbn Mâce, İkametü’s Salat: 24)
104- DEĞİŞİK BİR TEŞEHHÜD DUASI
1162- Câbir
(r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) Kur’an’dan bir sûre
öğretir gibi bize teşehhüdde ne söyleyeceğimizi öğretirdi. (yine birkaç kelime
farkı ile değişik bir tahiyyat duası) (Dârimi,
Salat: 84; Müslim, Salat: 16)
1163- Ebu Ubeyde b.
Mesud (r.a), babasından aktararak şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v), ilk iki
rekatın sonundaki oturumda sanki kızgın taş ve kum üzerinde oturuyor gibidir;
fazla beklemez sadece tahiyyat duasını okurdu.” (Ebû
Davud, Salat: 188; Müsned: 3700)
106- İLK TEŞEHHÜD TERKEDİLİNCE SEHV SECDESİ
YETERLİDİR
1164- İbn Buhayne
(r.a)’den rivâyete göre: “Peygamber (s.a.v), namaz kıldı; ikinci rekatte
oturması gerekirken ayağa kalktı ve namazına devam etti, namazının sonunda selâm
vermeden önce iki secde daha yaptı ve selâm verdi.” (Tirmizî, Salat: 288; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 135)
1165- Yine İbn
Buhayne (r.a)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v) namaz kıldı, ikinci
rekatta oturması gerekirken ayağa kalktı arkasından cemaat yanlışlık oldu diye
tesbih ettiler, fakat aldırmayıp namaza devam etti, namazını bitirince selâm
vermeden önce iki secde yaptı ve sonra selâm verdi.” (Tirmizî, Salat: 288; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 125)