Soru: Size ilmihallerde geçen seferi olma durumu hakkında kafama takılan bazı şeyleri sormak istedim. Günümüzde hala 90 km gibi bir kural geçerli olabilir mi? Yani ulaşım koşulları bu kadar rahat ve zahmetsizken, namazlarımızı hala seferi olma şartlarına göre kılmak biraz tembellik alameti olmaz mı? Cevap: Yolculukta namazların kısaltılması ve öğle ile ikindinin, akşam ile de yatsının -birinin vaktinde diğerini de- birleştirerek kılmanın caiz olması kolaylık olsun diye bahşedilmiş bir nimet, bir ruhsattır. Fiilen zorluk, zahmet, darlık... şart değildir, fıkıhta açıklanan mesafeye yolculuğun gerçekleşmesi yeterlidir. Yolcu bir yerde onbeş günden az kalırsa -kaldığı yerde ne kadar rahat ve geniş imkanlı olursa olsun- yine bu ruhsattan yararlanır. Bazı darlık ve tehlike hallerinde yolcu olmadan da namazları birleştirerek kılmak caiz görülmüştür. 90 Km., eskiden kervanların üç günde katettikleri mesafedir. Bu kadar mesafeye yolculuk edenlere bu ruhsat tanınmıştır. Mesafenin daha kısa olduğunu söyleyen mezhepler de vardır. Eskiden bu üç günlük mesafeyi atla veya hızlı giden deve ile daha kısa zamanda almak da mümkündü; bu durumda yine yolcu olunur ve ruhsattan yararlanılırdı. Şu halde bugün de doksan km.lik bir mesafeye yolculuk yapılırsa kolaylıktan yararlanmak caiz olur. İsteyen yolculukta da namazlarını, her birini kendi vaktinde ve tam olarak kılabilir.
|