Soru: Sayın M. Bekaroğlu'nun, derginizde çıkan "Şair'in kuyuya attığı taşı kim çıkaracak?" başlıklı yazı hakkında ne diyorsunuz; bu yazının muhtevasına katılıyor musunuz? Cevap: Rahatsızlığım sebebiyle dinlendiğim için İsmet Bey'in yazıyı bırakması üzerine yazdıklarını, konuştuklarını ve bunlara verilen cevapları, yapılan tartışmaları takip edemedim. Ama İsmet bey'in yazmayı bırakmasına üzüldüm. Bizim inancımıza göre bir Allah vardır, O'nun gönderdiği son Peygamber de bir tanedir, vahye dayalı sözlerinde ve yaptıklarında yanlış, Allah rızasına aykırı bir şey bulunmaz. Allah ile Peygamberi dışında kalan bütün insanların söylediklerinde ve yaptıklarında hem yanlışlar, hem de Allah rızasına aykırı olanlar bulunabilir. İsmet Bey de, bütün güzel hasletlerine rağmen bu hükme dahildir, ancak onun konuştukları ve yazdıklarına genel olarak baktığımda bu kalemin durmaması gerektiğine hükmediyorum, durmasına üzülüyorum. Sayın Bekaroğlu'nun yazısını okudum. Kendisi aynı zamanda bir siyasetçi olduğu halde bu yazıda taraf tutmadığını, samimi ve tutarlı bir nefis muhasebesi yaptığını gördüm. Dost acı söyler, bu söylenenler üzerinde herkes düşünmeli, vicdanı rahatsa Allah'a şükretmeli, değilse tövbe ederek inanç ve iddiası ile tutarlı hale gelmeye gayret göstermelidir. Sayın Bekaroğlu'nun yazısında katılmadığım birkaç noktaya burada temas etmeyi uygun buldum. Şöyle diyorlar: "... Bir kısmı da bu duruma fetvalar üretti: "Enflasyon oranında faiz alınabilir, kar ortaklığı faiz sayılmaz, başörtüsü esastan değildir... Evet, Müslümanlık için mutlaka iktidara gelmek gerekiyordu. İktidar için ne gerekiyorsa yapılmalıydı. İktidara gelmek için gerekenleri yaptık ve iktidarı elde ettik, iktidar da Müslümanlığımızı elimizden aldı götürdü." Bana göre: 1. "Enflasyon oranında faiz alınabilir" cümlesi yanlıştır; enflasyon oranındaki fazlalık faiz ise alınamaz, faiz değilse buna "faiz" denemez. Banka ile mevduat yatırma, kredi alma gibi faizli işlemler yapılamaz. Yapılırsa, alınan faiz enflasyondan az da olsa bunu almak caiz değildir; çünkü başta faizli akit yapılmıştır ve yatırılan parayı banka reel faizli kredi olarak müşterilerine vermiş, elde ettiği faizin bir kısmını da mevduat sahibine intikal ettirmiştir. Banka dışında borç ilişkisi kurulduğunda borçlu, nakit borcunu vadesinde ödememiş olursa, ödediği zaman enflasyon farkını da ödeyecektir; işte bu farka faiz denemez, bu sadece bir rakkam farkından ibarettir, borcun satın alma gücü (bu mânada değeri) bakımından bir fazlalık yoktur. 2. Kâr-zarar ortaklığı akdi yapmak caizdir ve kâr faiz değildir. Ortaklık islâmî bir alternatiftir. 3. Başörtüsü "esastan" değildir diyen bundan "usulü" yani dinin "inanç kısmını" kastediyorsa; yani "kadının başını örtmesi itikad alanına değil, amel (fürû) alanına girer, bunu kasten ve meşru mazeretsiz terkeden bir kimse de dinden çıkmaz, yalnızca günah işlemiş olur..." demek istiyorsa söylediği doğrudur. Ama bu söz, başörtüsünün "önemsiz, olmasa da olur" bir şey olduğu mânasına gelmez, gelmemelidir. 4. "...iktidar da Müslümanlığımızı elimizden aldı götürdü" şeklindeki hükme de katılmıyorum, "müslümanları uyarmak için abartılı bir ifade kullanılmış, bu konuda hüküm vermek için henüz erken..." diyorum.
|