Önder Bülten'i Meslek Liseleri / Üniversiteye Özel Sayı Mülakatı: Soru: Binlerce Meslek Liseli üniversite sınavlarında, kendi alanından başka bir bölüme gitmek istediğinde 30 puan geriden başlatılıyor. Orta kısımları kaldırılan ve üniversitelerin İlahiyat dışındaki bölümlerine girmesi, özellikle zorlaştırılan İmam Hatipler hakkında ve bu alanda mağduriyeti gidermek için yapılacak, üniversite reformunu da kapsayan düzenlemeler için neler düşünüyorsunuz.? Cevap: Meslek liselerinden mezun olanlara, kendi branşlarında yüksek öğrenim yapmaları için kolaylık ve avantaj sağlanması normaldir. Ancak bu gençler üniversitenin diğer bölümlerine, başka ilim dallarına girerek okumak istediklerinde onları engellemenin, eşit yarışın şartlarını bozmanın, aldıkları puanı gasp etmenin, "sen hak etsen de dur, öteki girsin" demenin hukukta, ahlakta ve eğitim ilkelerinde yeri yoktur. Esasen bunun böyle olduğunu, haksızlığı yapanlar da bilmektedirler, bildikleri halde, ortaya makul bir gerekçe koyamadıkları halde bu çağdışı, insan hak ve özgürlüklerine aykırı uygulamada ısrar etmelerinin bir tek sebebi vardır o da ideolojiktir. İmam Hatip Liselerinden mezun olan gençlerin irtica içinde olduklarına veya irticaya düşebileceklerine inanılmakta, daha doğrusu bu su-i zan bahane edilmektedir. Bu gençlerin çağdaş, başarılı, millet ve memleket için faydalı ve hayırlı olacağından ve fiilen olduklarından şüphe edilemez, buna rağmen ülkede etkili olmaları istenmiyor; çünkü bunu istemeyenler dine ve dindarlığa karşıdırlar, milletimizin hayatında dinin yerinin asgari seviyede olmasını istemektedirler. İmam Hatip mezunlarının üniversitelere girip mezun olmaları, ülkede etkili bir konum elde etmeleri onların oyununu bozmakta, hedeflerini engellemektedir. Dine ve dindarlığa karşı olanları ikna ederek problemi çözmek mümkün değildir; çünkü muhalefet inanç ve dünya görüşü farkına dayanmaktadır. Çözüm demokrasiye sahip çıkıp millet iradesini, buna karşı olanlara rağmen hakim kılmadadır, bu milleti sopa ile yola getirmek isteyen çağdışı despotları demokrasi ile yola getirmededir. Bunun için iktidar kadar sivil toplum kuruluşlarına ve medyaya da iş düşmektedir. Faaliyetler, yanıp sönen kibritler gibi değil, yakıtı denizler kadar olan iman ve irade ışıkları gibi olmalı, bitip tükenmeden devam etmelidir. Bizde bir faaliyet başlıyor, sonuç alınmadan ara veriliyor, etki sıfırlanıyor ve faaliyet yeniden başlıyor; bu bir fasit dairedir, faaliyet, sonuç alınıncaya kadar devamlı ve etkili olmalıdır. Bu işin pazarlığı, ortası filan olmaz; meslek veya düz olan liseyi bitirenler tek tip bir imtihana girer ve kazandıkları üniversite hangisi ise orada okurlar. YÖK ikna edilemiyorsa anayasa değişikliği yapılır ve ideolojik takıntılarını öğretim hayatımıza yansıtan kafaların hakimiyetine son verilir, tarafsız ilim adamlarının ve yöneticilerin yolu açılır.
|