Burada amaç "da'vet ve duâ"
kelimelerinin şu hususları kapsamasıdır.
Cenâb-ı Hak şöyle buyuruyor:
"Onların dualarının sonu da: "Alemlerin Rabbi olan
Allah'a hamdolsun" sözleridir." (Yunus, 10/10)
Aynı konu ile ilgili olarak hadiste şöyle buyurulmuş:
"En faziletli zikir: "Lâ ilahe illallah" (Allah'tan başka
ibadete layık ilâh yoktur.)
kelimesi,
En faziletli duâ da "elhamdülillah" (hamd Allah'adır) sözüdür".
Hadisi İbn Mâce ve İbn Ebî Dünyâ rivayet etmiştir.
(İbn Mâce, el-Edeb babı, c. 2, s. 1249, H. No
3800; İbn Ebî Dünyâ, Kitab'üş-Şükr, s. 113, H. No 102; Tirmizî, Da'avat
(Dualar) b. c. 5, s. 262, H. No 3383; Nesâî, Amel-ül yevm vel-leyle, s. 831;
Hâkim, el-Müstedrek, c. 1, s. 498-503; İbn Hibban, Sahih, s. 2326; Begavî,
Şerhüs-Sunne, c. 5, s. 49. el-Albânî, hadisi hasen olarak niteliyor, ayrıca
Beyhâkî, Şu'ab-ül-İman, 33. Şube)
Tirmizî ve diğer hadisçilerin tahric ettiği bir
hadiste de Rasûlullah şöyle buyurmuştur:
"Kardeşim Zünnûn (Yunus)'un
duası:
لاَ
إِلَهَ إِلاَّ
أَنتَ سُبْحَانَكَ إِنِّي
كُنتُ مِنَ الظَّالِمِينَ
"Senden başka ibadete layık ilâh yoktur. Senin şanın yücedir; Ben
zalimlerden oldum."
(Enbiyâ, 21/87)
âyetidir.
Sıkıntıya düşen bir kimse bu duâ
ile duâ ederse Allah sıkıntısını mutlaka giderir."
Bu âyete "davet" denildi. Çünkü âyet duâ türünü
içeren bir âyettir.
Sözgelimi:
"
لاَ
إِلَهَ إِلاَّ
أَنتَ
lâ ilahe illa ente" (Senden başka
ibadete layık ilâh yoktur)
sözü "ulûhiyetin tevhidini" itiraf etmektir.
"Ulûhiyetin tevhidi" ise: "duâ" çeşitlerinden
birisini içerir. Çünkü:
İlâh; İbâdet, duâ ve dilek niyetiyle kendisine duâ
edilmeye en çok lâyık olan varlıktır. O da kendisinden başka ibadete layık ilâh olmayan
Allah'tır.
|